| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 13.04.2016 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 21'inci maddesi kapsamında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum
Önerge hakkındaki sözlerime geçmeden önce, Tunceli Çemişgezekli ülkücü şehidimiz Alper Tunga Uytun'u şehadetinin 37'nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum, ruhu şad olsun.
Sayın milletvekilleri, tasarının 21'inci maddesiyle 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'a "İşlemlerin ertelenmesi" başlıklı bir madde eklenmesi teklif edilmektedir. Bu maddeyle Maliye Bakanına yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da hâlihazırda devam eden işlemleri, işleme konu olan mal varlığını aklama veya terörün finansmanı suçuyla ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması hâlinde yedi iş günü süreyle askıya alma veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermeme yetkisi tanınmakta, Mali Suçları Araştırma Kurulu veya bilenen adıyla MASAK'ın görev ve yetkilerine bakan yetkisi eki yapılmaktadır.
Çözüm adı altında yürütülen ihanet sürecinin sonucunda terörün içinden çıkılmaz hâle geldiği bugünlerde terörün finansmanının önlenmesi için sadece bir iki işlevsiz düzenlemenin Meclise getirilmesi, Türk milletinin gözünü boyamaya yönelik bir teşebbüstür. Başka amaçlara yönelik kanunların bir yerlerine terörle mücadele kavramını eklemek iktidarın âdeta alışkanlığı ve gerçek anlamdaki emellerini gizleme yöntemi hâline gelmiştir.
Geçen hafta bu kürsüden yapmış olduğum bir konuşmada da özetle, gerçek bir terörle mücadele için önce samimiyetin gerekli olduğunu, bu samimiyetin göstergesinin teröre karşı caydırıcı ve önleyici yasal düzenlemeler olduğunu, terör suçlarıyla ilgili mevzuatımızın dağınık ve keyfî uygulama yapılmasına müsait olduğunu, mevzuatın güvenlik güçlerine ve Türk yargısına yeterli yetki, etkinlik ve güç sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini, yeni terör suçlarının mevzuata eklenmesi ve bir suçun terör amacıyla işlenmesi hâlinde ceza sınırlarının artırılmasının sağlanması gerektiğini, terör suçlarında gözaltı sürelerinin genel usulden farklı olarak en azından yarı oranında fazla uygulanması gerektiğini ifade etmiştim.
İktidarın irade eksikliğinden kaynaklanan bu eksiklikler ortadayken ve ülkemiz her gün şehit haberleri almaya devam ederken iktidar, dertlere deva olacak, gerçekten çözüm sağlayacak bir kanun tasarısı getirmek yerine, hukuk üzerinden göz boyama yöntemine başvurmaya ne yazık ki devam etmektedir. Terörle mücadelede sonuç almak için ihanet sürecinde içi boşaltılmış ve âdeta terörle mücadele etmemek üzere düzenlenmiş Terörle Mücadele Kanunu'nun terörün finansman kaynaklarını ortadan kaldıracak şekilde değiştirilmesi gerekmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, terörün ulaştığı nokta değerlendirildiğinde MASAK'ın çalışmalarının yetersiz olduğu durumu açıkça kendini göstermektedir. Terör örgütünün uzun yıllardır gelirlerini yabancı devletlerin yardımları, uyuşturucu, sigara, akaryakıt, silah ve insan kaçakçılığı ve sözde vergi adı altında haraç toplama üzerinden sağladığı herkes tarafından bilinmekteyken suç işleyerek elde edilen bu paraların transferleri nasıl oluyorsa MASAK'a takılmamaktadır. Yoksa MASAK, sadece iktidarın üvey kardeşi yavru iktidarın peşine mi düşmüştür? İktidar terörle ve terörün finansmanıyla mücadele etmek istemekte midir de, yeri mi dardır, yoksa yeni mi dardır? MASAK'ın süresi mi dardır ya da yetkisi mi yoktur? MASAK'ın elinde bulunan yetkiler yetersiz olduğu için mi terörün finans kaynakları artmış, terör âdeta önlenemez bir şekilde şehirlerimize yerleşmiştir?
Saygıdeğer milletvekilleri, iktidar bir an önce yaptığı yanlışları kabul etmeli, bugüne kadar sürdürdüğü ihanet sürecinden vazgeçmelidir. İktidar temsilcileri ülkemizi kan gölüne dönüştüren bu sürece daha fazla göz kırpmayı bırakmalı, terörle samimi ve etkin mücadelenin ilk adımı olarak teröre ve teröriste ümit veren bu yaklaşımları terk etmelidir. Kısaca, terörle sözde değil, özde mücadele aşamasına geçilmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Hükûmetin terörle mücadeledeki samimiyetine inanmadığımızı bir kez daha ifade ediyor, Hükûmeti elinde bulunan yetkileri kullanmaya davet ediyor, sözlerimin sonunda Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini bir kez daha saygıyla selamlıyor, bu düşüncelerle madde üzerindeki önergemizin kabul edilmesini arz ve talep ediyorum.
Saygılarımla. (MHP sıralarından alkışlar)