| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 12.04.2016 |
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurttaşlarımızın "zorunlu trafik sigortası" olarak tanımladığı 273 sıra sayılı Tasarı'nın 7'nci maddesine ilişkin CHP Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, zorunlu trafik sigortası, araçların karıştığı trafik kazaları neticesinde üçüncü kişilerde oluşan maddi ve bedenî zararların karşılanmasını teminat altına alan bir sigorta türüdür. Bu sigorta türünde, sigorta yaptıran prim ödemekle yükümlü olup sigorta şirketi ise meydana gelen zararları karşılamakla yükümlüdür. Bu tanım, dünyada kabul gören bir tanım; bizde de bu şekilde. Peki, sorun ne?
Arkadaşlar, sorun, bu ve buna benzer tasarılarda, olaylara milletin penceresinden değil, uluslararası sermaye kuruluşlarının penceresinden bakılmasından kaynaklanıyor ve maalesef, yine, finans kapitalin istem ve taleplerine göre bir düzenleme yapılarak bu değişiklik Genel Kurula getirildi.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde faaliyet yürüten sigorta şirketlerinin yüzde 70'i yabancı sermayeli şirketlerdir. Bu şirketler, Türkiye piyasasında faaliyet yürütme isteklerini beyan ettikleri andan itibaren neyle karşılaşacaklarını biliyorlardı. Öncelikle belirtmek gerekir ki dünyanın hiçbir yerinde zorunlu sigortada kâr amacı güdülmez. Zorunlu sigorta poliçelerinin yapılması, bu şirketlerin Türkiye'de sigortacılık faaliyetleri yürütmesi için getirilen ön şarttır. Ayrıca, sigorta şirketleri, faaliyetlerine başlamadan önce, sürücülerin yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatının ödeneceğini bilmektedir. Sigorta şirketlerinin, faaliyetlerine başladıktan sonra, zarar etme bahanesiyle hukuksuz bir kanun değişikliği talep etmeleri, toplum vicdanı ve hukuk devleti açısından kabul edilemez. Sigorta şirketleri açısından, vatandaşın alacağı tazminatı aşağı çekmek bir yöntem olamaz. AKP'nin yaptığı bu düzenleme hukuka aykırıdır.
Peki, kimdir bu üçüncü kişiler? Üçüncü kişilerin kapsamında vefat eden kişinin annesi, babası, evli ise eşi ve çocukları da bulunmaktadır. Arkadaşlar, sizler de sizlerin yakınları da bir gün trafik kazalarının tarafı olabilirsiniz. Dilerim, böyle bir durum başınıza gelmez. Sizler de eş ve çocuklarınız da biraz sonra kaldıracağınız parmaklar sebebiyle mağdur olabilirsiniz. Meydana gelen trafik kazasında herhangi bir suçu olmayan sürücü yakınlarının tazminat hakları bu tasarıyla ellerinden alınırken vicdanlarınız acaba rahat olabilecek mi?
Türkiye'de faaliyet yürüten yabancı sermayeli sigorta şirketlerinin, faaliyet gösterdikleri Avrupa ülkelerinde kusurlu sürücünün yakınlarına tazminat ödenmesi konusunda herhangi bir itirazda bulunmazken bu konu hakkında Türkiye'de yoğun itirazlarda bulunmaları ve finans kapitalin iş birlikçilerini ikna etmeleri manidardır. Sadece sigorta şirketlerinin bu milletin sırtından daha fazla kâr elde etmesi için binlerce kişiyi mağdur edecek, haklarını ellerinden alacak ve bu kanun tasarısı Anayasa'da yer alan sosyal hukuk devletine tamamen aykırıdır. Kamuoyunun çok büyük bir bölümü söz konusu tasarının getireceği kaosun ve haksızlığın farkında olmasa da bu kanun tasarısı Türk halkının haklarına yapılmış bir darbe teşebbüsüdür. Sigorta şirketlerince yapılması gereken, trafik kazalarının önlenmesi için devletle birlikte ortak çalışmalar yürütmek ve sigorta primlerini herkes için fahiş miktarda artırmak yerine bir araç sahibinin trafik kazası yapma riskine göre artan oranlı prim sistemine geçmektir. Söz konusu sistemde risk değerlendirmesi sürücünün yaşı, geçmişi, ceza puanı gibi hususlar dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu çözüm tüm taraflar için adilane olacaktır.
Son olarak, bu tasarıyla sigorta primleri düşmeyecek, yurttaşlarımız yüksek primler ödemeye devam edecek ve alacakları tazminatlar azalacaktır değerli arkadaşlar. Bu yüzden sizlerin de yurttaşlarımızın mağdur olmasını istemeyeceğinizi ve vicdanlarınızın sesine kulak vereceğinizi düşünüyorum.
Bizim bu gerekçelerle bu tasarıya ret oyu vereceğimizi belirtir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)