| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 12.04.2016 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; bugün, yine "çözüm" adı altında yürütülen ve yetkili ağızlarca yapılan açıklamalarla kaldığı yerden devamına âdeta göz kırpılan ihanet sürecinin bir sonucu olarak şehit düşen askerlerimize yüce Allah'tan rahmet; yakınlarına, ailesine ve aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı dileyerek sözlerime başlıyorum.
Yiğitlerimizin vatan için, bayrak için, Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü için toprağa düşmesi her ne kadar milletimize kanıksatılmaya çalışılıyorsa da Türk milleti bu olanların sorumlularını asla affetmeyecektir. Bu yaşananlar, Türk milletinin ve Türk devletinin azan terör karşısında düştüğü durumun bir sonucu değildir. Yaşadıklarımız, iktidarın terörle aynı masaya oturmasının, teröre ve teröriste güvenmesinin, kendi siyasi ikbali için terörün bugünlere yönelik yaptığı hazırlıkları görmezden gelmesinin kaçınılmaz bir sonucudur. Dolayısıyla, bu noktada bedel ödemesi gereken milletimizin evlatları değil, terörle aynı masanın etrafına oturup "Gerekirse baldıran zehri içeriz." diye ifade edenlerindir.
Sayın milletvekilleri, söz almış olduğum 7'nci maddenin önergesi kapsamında ortaya çıkan durumu ifade etmek gerekirse, neresinden tutulursa elinde kalan bir torba yasayla daha karşı karşıya olduğumuz sonucuyla ne yazık ki karşılaşmış durumdayız. İktidar, hem muhalefetin sunduğu tüm araştırma ve değişiklik önergelerini reddetmekte, tüm kanun tekliflerini itinayla kadük bırakmakta, sonra da iki günde hazırlanmış torbalarla karşımıza çıkıp, onca hayati sorunumuz varken milletin Meclisini bunları tartışmak zorunda bırakmaktadır.
Tasarının 7'nci maddesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 99'uncu maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen belgelerin kapsamının değiştirilmesi önerilmektedir. Peki, nasıl bir kapsam değişikliği bu? Bir kaza oluyor ve vatandaş sigortadan zararının karşılanmasını isteyecek. Tabii, bunun için de bazı belgeler sunmak zorunda. Tasarının 7'nci maddesi de sunulacak bu belgelerin kapsamını değiştiriyor. Ne diyor? "Eskiden kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu sunuyordun, artık zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri sunacaksın." Peki, güzel, sunalım. Ne sunacağız? Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarındaki hükümlere bakıyoruz; "Rizikonun Gerçekleşmesi Hâlinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri" başlığı altında şu ifadeler yer alıyor: "Sigortalı rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamakla yükümlüdür."
Peki, biz bu tasarıyla ne yapmış olduk? Belirsiz bir şeyi mi netleştirdik? Olmayan bir şeyi mi ekledik? Sık sık meydana gelen bir hukuksuzluğu mu engelledik, yoksa bir mağduriyeti mi giderdik? Ne yazık ki cevap: Hiçbiri. İşte, yasama mantığından kopmanın, "Ne olursa olsun Meclis gündemini bir şekilde dolduralım." mantığının sonucu.
İktidara bir kere daha çağrımızdır: Eğer gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız, zorunlu mali sorumluluk sigortası primlerindeki olağanüstü artışın araştırılmasına dair verdiğimiz araştırma önergesini gündeme alalım, siz de sık sık yaşadığımız bu mahcubiyetten kurtulun, milletimiz de özensiz hazırlanmış bu tür kanun tasarılarından kurtulsun.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Hükûmetin içinde bulunduğu bu ne yapacağını şaşırmış hâlden bir an önce kurtulmasını, kurtulamıyorsa yine milletimizin oylarıyla yüce Meclis çatısı altında bulunan muhalefetin önerilerine, bu kapsamda da bu madde bağlamında bizim önerimize kulak vermesini ve kabul etmesini bekliyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu 7'nci madde kapsamındaki görüşlerimizi aktardım. Bu vesileyle, bir hususu da tekrar ifade etmek istiyorum. Bilindiği üzere, üniversitelerde, zaman zaman, karşıt görüşlü öğrenciler arasında meydana geldiği savıyla basın üzerinden verilen ama esasen üniversitelerde yapılanmış, yuvalanmış terör örgütü mensuplarının saldırılarından kaynaklanan birtakım sıkıntılar son dönemde daha da sık bir şekilde artarak meydana gelmekte ve bu kapsamda, mesele artık sadece okullarda değil, bunlarla ilgili yargılamaların yürüdüğü adliyelere kadar sıçramış durumda. Dün, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrencilerinden bir üniversite öğrencisinin taraf olduğu bir dava kapsamında, 50'yi aşkın, "üniversite öğrencisi" adı altında "karşıt görüşlü" diye sunulan ama pek çoğu terör örgütü mensubu tarafından orada adliyeyi de birbirine katarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...bir saldırı söz konusu oldu. Bunu da bu vesileyle tekrar dikkatinize sunuyor ve kınıyorum.
Bu vesileyle, Gazi Meclisi ve sizleri de tekrar saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)