GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:69
Tarih:07.04.2016

DİDEM ENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle tüm halkımızın mübarek Regaip Kandili'ni tebrik ediyorum, ülkemize ve dünyamıza barış ve huzur getirmesini diliyorum.

Nusaybin'den bugün 3 şehit haberi daha geldi ne yazık ki. Kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum.

Bugün görüşülen torba kanun tasarısı esasında birbiriyle ilgisi olmayan birden fazla konuyu düzenlemekte. Her bir madde ayrı bir titiz çalışma ve detaylı bir analiz gerektirmesine rağmen, yaşlılık aylığından imar mevzuatına, kayıt dışı istihdama varıncaya kadar çok sayıda farklı konuyu içeriyor. Bu konular detaylı bir şekilde ilgili komisyonlarda konuşulmasın diye torba kanunlar hazırlanıyor ve Hükûmet, Meclisi bir ortak akıl platformu olarak değil, ne yazık ki bir onay mercisi olarak görüyor.

Hakkında söz aldığım 2022 sayılı Kanun'un ilgili maddesi, 65 yaş üzerindeki vatandaşlarımızın ve engellilerimizin hangi kritere göre aylık alacaklarını belirliyor. Bu aylığı almak için hanedeki ortalama gelire bakılması şartı 2013 yılında AKP tarafından getirilmişti ve sonrasında çok sayıda yaşlımızın ve engellilerimizin aylıkları kesilmişti, mağdur olmuşlardı.

7 Haziran seçimlerinde milletvekili olduktan sonra hazırladığım ilk kanun teklifi bu mağduriyeti gidermeye yönelikti. Yaşlılarımıza ve engellilerimize verilen desteklerde, hanedeki ortalama gelire bakmak yerine, kişinin kendi gelirinin dikkate alınması talebinde bulunmuştum. Çünkü bireylerin bağımsızlığı esastır ve vatandaşlarımızın kimseye bağımlı olmadan, kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlayacak düzenlemeleri yapmak da bizim görevimizdir.

Bu torba kanunda AKP 2013 yılında kendi yaptığı düzenlemeden geri adım atıyor ve yaşlılık aylığında artık kişinin kendisine ve eşine ait gelirlere bakılacağı belirtiliyor yani yine hatalı ve eksik bir düzenleme öneriliyor. Bu durumda 65 yaş üzerinde olan, geliri ve sosyal güvencesi olmayan bir anne, eşi emekliyse eşinin emekli maaşı nedeniyle kendisi yaşlılık aylığı alamayacak ve eşine bağımlı yaşamaya devam edecek. Hâlbuki, Birleşmiş Milletlerin 1982 yılında belirlediği Yaşlı İlkeleri gibi uluslararası ilkeler ve sözleşmelerde belirtildiği üzere, sosyal devletler hak sahiplerini bağımsız bireyler olarak görmeliler. Ayrıca, söz konusu yaşlılık aylığı sadece 217 TL ve günümüzün zor ekonomik koşullarında bu aylıkla geçinebilmek ne yazık ki mümkün değil. Bu nedenle sunduğumuz önergede bu aylığın insani bir seviyeye yükseltilmesini öneriyoruz.

2022 sayılı Kanun sadece yaşlılarımızın değil, aynı zamanda engellilerimizin de aylıklarını düzenliyor fakat Hükûmet, aynı kanunda yer alan engellilerle ilgili kısmı görmezden gelmekte, bu nedenle engellilerimize yönelik haksız ve adaletsiz uygulama devam etmektedir. Örneğin, çalışamayacak durumda olan bir engelli birey asgari ücretle çalışan kardeşi ya da anne, babasıyla aynı evde oturuyorsa bu aylığı ne yazık ki alamıyor. Bu uygulama ülkemizin de imza attığı Birleşmiş Milletler Engelli İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır. Ülkemizde yaklaşık 9 milyon engellimiz var. "Yaklaşık" diyorum çünkü elimizdeki en güncel araştırma Türkiye İstatistik Kurumunun 2010 yılında yapmış olduğu araştırma. Altı senedir bu araştırmanın güncellenmemiş olması AKP'nin engellilerimize ne kadar değer verdiğinin de bir göstergesi.

Engellilerimizin eğitim, altyapı yetersizlikleri nedeniyle erişilebilirlik, istihdam, sosyal hayata katılım, her sene tekrar tekrar rapor almak için çektikleri çile, engelli çocuklarımızın uğradığı istismar, şiddet, ayrımcılık, ailelerin yaşadıkları zorluklar gibi çok sayıda sorunları var. Bu sorunları partilerüstü ele alıp ekonomik, sosyal, toplumsal boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde Mecliste konuşmak ve çözüm bulmamız gerekirken, torba kanunlarla üstünkörü bir yaklaşımla bu sorunlar geçiştiriliyor.

Bu torba kanun, aslında iktidarın nasıl bir yönetim tarzının ve anlayışının olduğunun da bir göstergesi ve çok bariz bir örneği. İhtiyacı olan kesimlerin sorunlarına kapsamlı çözüm üretmek yerine, seçimden seçime vaatlerle, parça parça düzenleme yaparak, kamudaki engelli kadroları boş tutup düzenli sınav açarak umut üzerinden oy siyaseti yapmaktır. Hâlbuki, on dört yıldır tek başına ülkemizi yöneten AKP'nin bugün konuşmuş olduğumuz bu sorunları çoktan çözmüş olması gerekirdi.

Engellilerimiz ve yaşlılarımızın insanca yaşayabilmesi için sunduğumuz önerileri yüce Meclisin vicdani takdirine sunuyoruz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)