GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:69
Tarih:07.04.2016

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 273 sıra sayılı Tasarı'nın birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Öncelikle, bu akşam idrak edeceğimiz Regaip Kandili'nizi tebrik ediyorum. Yarından itibaren müşerref olacağımız mübarek üç ayların da hayır ve bereketle geçmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti, on binlerce engelli ve yaşlının aylığını kesmiştir. 2013 yılında çıkarılan 6495 sayılı Kanun uyarınca altmış beş aylığı ve engelli aylığı bağlanmasında kendi gelirleri yerine ailelerinin gelirinin esas alınması birçok yaşlı ve engellinin aylığının kesilmesine yol açmıştır. Engelli ve yaşlı aylığı için birlikte yaşadıkları hanedeki bireylerin de yoksul olması şartı aranmaktadır. Bakıma ihtiyacı olan engellinin evde bakımı için aileye ödenen destek nedeniyle engelli aylıkları kesilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Hükûmetin aylıklarını kestiği yaşlıların ve engellilerin mağduriyetinin giderilmesi ve altmış beş yaş aylığı ile engelli aylıklarının iyileştirilmesi amacıyla, önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde de kanun teklifleri verdik. Aylık bağlamada hanedeki tüm kişilerin gelirinin dikkate alınması yerine kendi gelirlerinin esas alınmasını ve aylıkların artırılmasını öngördük.

Komisyonda tekliflerimiz Hükûmet tasarısıyla birleştirilmiş ancak bizim önerilerimiz hiç dikkate alınmamıştır. Tasarının 2 ve 3'üncü maddeleriyle yapılan düzenleme kısmen olumlu olmakla birlikte eksik olup özellikle engellilerin yaşadığı mağduriyeti hiç gidermemektedir. AKP iktidarı engellilere engel olmuş, engellilerin önüne engel koyarak aylıklarını kesmiş ve kesmeye devam etmektedir. Hükûmete soruyorum: Sizin hiç insafınız yok mu? Engelli kardeşlerimizin aylığını kesmek sizi hiç rahatsız etmiyor mu, vicdanlarınızı sızlatmıyor mu? "Muhtaç değilsin." denilerek aylığı kesilen veya başvurusu reddedilen engelliler bu defa ailelerinin yanına muhtaç bırakılmışlar, diğer aile bireylerine bağımlı hâle getirilmişlerdir. Bu durum mutlaka düzeltilmelidir. Engellilerin muhtaçlık durumlarının belirlenmesinde ailelerinin geliri yerine kendi gelirleri esas alınmalıdır. Engelli bireylerin haklarını geliştirmek, eşit fırsatlara sahip olmalarını güvence altına almak, engellilerin yetenekleri ve potansiyelleri doğrultusunda gelişmelerini, onların ekonomik ve sosyal refahını sağlamak devletin görevlerinden biridir. Engelli vatandaşlarımızın önündeki engeller kaldırılmalı, kendilerinin ve ailelerinin yaşam kalitesi yükseltilmelidir.

Tasarıda 65 yaş aylığı ve engelli aylıklarında bir iyileştirme yapılmamaktadır. Sadece yaşlı aylığıyla ilgili bütçe kanunda yer alan gösterge kanuna taşınmaktadır. Bugün ek ödeme dâhil 217 lira olan 65 yaş aylığı ile engel oranına göre 326 lira ve 489 lira olan engelli aylıkları çok yetersiz durumdadır. 65 yaş üç aylığı 900 liraya, engelli üç aylığı 1.200 liraya ve başkasının yardımına muhtaç engelli üç aylığı 1.800 liraya yükseltilmelidir. Ayrıca, engellilerin işe yerleştirilmeleri, üretime katılmaları ve topluma kazandırılmaları temin edilmelidir. Bu amaçla kamuda engelli kotaları yüzde 5'e çıkartılmalı ve münhal engelli kontenjanlarına süratle atama yapılmalıdır. Doğuştan ya da işe girmeden önce engelli olup çalışma gücünün en az yüzde 60'ını kaybedenlerin de malul sayılması için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, aylardır, başta şoför esnafımız olmak üzere araç sahibi olan tüm vatandaşlarımız trafik sigortasından dert yanmaktadır. Zorunlu trafik sigortası primlerindeki fahiş artışlar araç sahiplerini çileden çıkarmış, sigortasını attırmıştır. Sigorta fiyatları, yoğun tepkilere rağmen, hiç düşmediği gibi daha da artış göstermiş ve bu yüzden milyonlarca kişi sigorta yaptırmaktan kaçınmış durumdadır. Trafik sigorta poliçeleri, neredeyse araçların kasko sigortasına eşdeğer bedellere çıkmıştır. Sigorta primlerindeki fiyat karmaşası, keyfî uygulamalar ve kontrolsüzlük vatandaşı mağdur etmiştir.

Hükûmet olan biteni bugüne kadar seyretmiş, gerekli tedbirleri almamıştır. Ulaştırma Bakanı, şoför esnafına "Bu sigorta işi konusunda çok haklısınız, yerden göğe kadar haklısınız." demiştir. Bakanın bakışı böyle, "Haklısınız ama alacağınız yok." demek istiyor. Sayın Bakan "Bu işi bir düzene intizama sokacağız, bunun kararını aldık." demiştir ama bu tasarıyla getirilen düzenlemeler, vatandaşı umursamayan, sigorta şirketlerini kollayan bir mahiyet arz etmektedir. Maliye Bakanı da "Sigorta şirketleri zarar ettiği için prim artırıyorlar." diye bir tespitte bulunmuş, bir anlamda, bu tasarıda trafik sigortasıyla ilgili yapılan düzenlemelerin gerekçesini ortaya koymuştur. Hükûmetin bakanları gerçekten bakıyor ama keyfî uygulamaları, katlanarak artan fahiş sigorta primlerini görmüyor, sigorta şirketlerinin zararını vatandaşın sırtından nasıl kapatırım, onun hesabını yapıyor.

Bu tasarı, prim tutarlarını düşürmeyecek daha da yükseltecek, özellikle şoför esnafını mağdur edecek, taksi ve dolmuş plakalarının haczine sebebiyet verecektir. Vatandaş yerine sigorta şirketlerinin kâr marjını esas alan düzenlemeler hem adil değildir hem de Anayasa'ya aykırıdır. Bu yanlıştan dönülmeli, trafik sigorta primlerini makul düzeye indirecek düzenleme yapılmalıdır. Sigorta sisteminin sağlıklı ve rekabetçi bir şekilde işlemesini sağlamak için öncelikle denetim sistemi etkin hâle getirilmeli, fiyat karmaşası ve keyfî uygulamalar önlenmeli, mağdur olan vatandaşların tazminatlarını azaltmak yerine primlerden yapılan kesintilerden vazgeçilmelidir.

Değerli milletvekilleri, tasarının 13'üncü maddesinde şehit aileleri ve gazilerin istihdam hakkıyla ilgili düzenleme yapılmaktadır. Hak sahiplerinin atamalarını yasayla öngörülen 2015 yılı sonuna kadar yapmayan Hükûmet, şimdi süreyi 2018 yılı sonuna uzatmaktadır.

Öncelikle, geçici maddeyle düzenleme yapmak yerine hak sahiplerinin başvurusunu müteakip en geç bir ay içinde atanmalarını sağlayacak daimi bir düzenleme yapılmalı, atamalarda gecikmeye meydan verilmemelidir. 3713 sayılı Kanun'a göre, şehitlerin 1'den fazla çocuğu varsa sadece 1'ine istihdam hakkı tanınmakta, diğerlerine sahip çıkılmamaktadır. Aziz şehitlerimizin tüm çocuklarının herhangi bir kısıtlama olmaksızın devlet kurumlarında istihdam edilmesi sağlanmalıdır. Şehitlerimizin emanetlerine ve gazilerimize sahip çıkmak, korumak ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlamak devlet ve millet olarak vazifemizdir.

AKP iktidarının gazilerimizi ayrıma tabi tutan, mağdur eden birçok uygulaması bulunmaktadır. Gazilerin ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçlerin SGK tarafından karşılanmasında farklı uygulama bulunmaktadır. 3713 sayılı Kanun kapsamına girmeyen vazife ve hak malullerinde başkasının yardımı ve desteği olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olma şartı aranmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ve emniyet teşkilatında görevini yaparken yaralanmaları sebebiyle malul olan, ayağını, kolunu, gözünü ya da bir başka organını kaybetmiş gazilerimiz ihtiyaç duydukları ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçleri bu şart nedeniyle temin edememektedir. Bunun için ödenmesi istenen bedele maddi güçleri yetmemekte ve mağdur olmaktadır. Gazilerimizi mağdur etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu itibarla, 3713 sayılı Kanun kapsamına girmesine dahi atış, tatbikat veya diğer ateşli silah yaralanmaları nedeniyle malul olan gazilerimizin sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçlerin herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanması için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.

Yine, 6495 sayılı Kanun'la getirilen düzenlemeler neticesinde vazife malullerinin aylıklarında iyileştirme yapılmış ve yüzde 25 zam verilmiştir ancak 5434/45 kapsamında yer alan rütbeli ordu vazife malulleri ile yine bu madde kapsamında yer alan polis vazife malulleri maalesef, bu aylık artışından yararlanamamıştır. Ayrıca, ordu vazife malulleri ile polis vazife malullerinin memur olarak çalışmaya başlamaları durumunda aylıkları kesilmektedir. Ordu ve polis vazife malullerinin de yüzde 25 maaş artışından yararlandırılması ve çalışmaya başladıkları vazife malullüğü aylıklarının kesilmemesi için düzenleme yapılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)