GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:68
Tarih:06.04.2016

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Grubunun vermiş olduğu öneriyle yeni bir çalışma süreleri ve takvimi belirleniyor.

Tabii, bu önerileri AKP grubundan sık sık görüyoruz. Bir plan dâhilinde olmayan, gerektiği zaman başka bir kanuna evrilen, o kanun görüşülürken başka bir kanuna aniden sıçrayan bir çalışma takvimini AKP grubu sık sık gündemimize getiriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımızın ve toplumumuzun yararına olan bütün kanunlarda istisnasız destek vermeyi ve destek vereceğimizi ifade etmeyi, buradan belirtmeyi bir görev sayıyoruz değerli arkadaşlar. Kimse zannetmesin ki, bu Meclis, muhalefetin sözleri, iddiaları ya da İç Tüzük'ten kaynaklanan haklarını kullanmasından dolayı bazen kanunları yeteri kadar çıkartamıyor; tam tersine, iktidar partisi grubunun ikircikli tavırları, neyi ne zaman gündeme getireceklerini bilemedikleri ya da yasama yaparken yasama tekniğinden farklı ve ayrı ve yasama tekniğine aykırı bir çalışma üslubu belirlemesinden dolayı bu Meclisin pek çok alanda çalışamadığını görüyoruz. Örneğin, geçtiğimiz hafta, bu hafta İnsan Hakları Kurumu Kanunu'nu tartışıyoruz. Tam dört yıl önce bu kanun burada tartışıldı değerli arkadaşlar. İlgili Sayın Bakan da burada. Tam dört yıl önce burada itirazlarımızı anlattık. Dedik ki: "Değerli milletvekilleri, AKP'li arkadaşlarımız, yanlış yapıyorsunuz, lütfen bizi dinleyin. Sadece bencilce davranarak 'Bu işi biz biliyoruz.' havasına kapılmayın. İnsan Hakları Kurumu gibi önemli bir kurumun, Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliğinin kriterleri arasında yer alan bir kurumun kurulmasında muhalefetin katkısı önemlidir." İddialarımızı tek tek söyledik. "Göreceksiniz, bir müddet sonra yanlış yaptığınızı anlayacaksınız ve bu yasayı değiştirmek üzere tekrar huzurumuza geleceksiniz." Dedik tam dört yıl önce.

Değerli arkadaşlarım, Meclis tutanakları ortada; dört yıl önceki tutanakları açın bakın, ne söylemişsek bugün aynısıyla karşı karşıyayız. O gün "Yanlış yapıyorsunuz." dedik, anlatamadık. Şimdi de İnsan Hakları Kurumu Kanunu'nda yanlış yaptığınızı söylüyoruz çünkü o konuda Paris İlkeleri, özellikle mali özerklik ve kurumun özerkliğine çok dikkat eder. Kurumun oluşturulma yapısını iktidarın emrine veren bir anlayışın, Paris İlkeleri'yle uyuşması söz konusu değil, bunun Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilmesi mümkün değil, Avrupa Birliğiyle ilgili yürüttüğümüz bu müzakerelerde Avrupa Birliği kriterleri arasında uygun bir şekilde değerlendirilmesi söz konusu değil.

E, ben muhalefet partisi olarak bunu söylüyorum, ülkemi seviyorum, bütün Türkiye'yi seviyorum. Diyorum ki: "Yanlış yapıyorsunuz." Dinleyin bizi... Dinlemiyorsunuz. E, ne olacak şimdi değerli arkadaşlar? Bunun faturasını kim ödeyecek? Bir müddet sonra, bakın, İnsan Hakları Kurumu akredite edilmediği için buraya tekrar gelinecek ve burada tekrar biz saatlerce tartışacağız, tartışacağız, biz anlatacağız, siz yine dinlemeyeceksiniz, bildiğinizi yapmaya devam edeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, yanlıştır, tıpkı diğer yasalarda olduğu gibi.

Torba yasa... Şimdi AKP adına konuşan arkadaşımız, bir torba yasanın öne çekilmesi için bir teklif getiriyor. Bizim de pek çok maddesine katıldığımız, birçok maddesine de itirazlarımız olan bir teklif. Tam 18 ayrı konuda değerli arkadaşlarım, 18 ayrı kanunda değişiklik yapılıyor: Muhtaç ailelere yardımdan tutun Karayolları Trafik Kanunu'na, Mera Kanunu'na, İmar Kanunu'na, Terörle Mücadele Kanunu'na, Sendikalar Kanunu'na, İş Kanunu'na, Karayolları Taşıma Kanunu'na, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'a kadar 18 ayrı kanunda değişiklik yapıyoruz .

Değerli arkadaşlar, torba yasa tehlikelidir. Her kanun, ihtisas komisyonlarında görüşülmelidir. Plan ve Bütçe Komisyonu bütün kanunları bilecek gibi değildir ki. Çağırıyorsunuz Plan ve Bütçe Komisyonunu "Haydi toplantıya." Oradaki arkadaşlarımız insan üstü bir gayretle, uzmanlık alanları olmayan konularda, ihtisas konularından olmayan konularda bir anda araştırıyorlar, pek çok yanlışınızı söylüyorlar, AKP grubu olarak sizler bilmiyorsunuz yanlışları. 18 ayrı kanun, bir torbaya konur mu değerli arkadaşlarım? Sayın Davutoğlu, bu torba kanunun kaldırılacağını ifade etmedi mi bizlere? Geçen dönemde "Son" dedi. Bakıyoruz yine torba kanunlar geliyor. Bu torba kanun sistematiği kanun tekniğine ve kanun yapma anlayışına tamamen aykırıdır arkadaşlar, itirazımız buna. Gelin, her madde, her kanun ihtisas komisyonunda görüşülsün. Bakın, bu kanundan çıkartılan Şanlıurfa'ya madalya verilmesi hakkındaki maddeyi desteklediğimizi ifade ettik, bunun doğru yolunun da bu torba yasadan çıkartılarak olması gerektiği gibi İçişleri Komisyonundan geçirilmesi kaydıyla geldiği takdirde çok hızlı bir şekilde Meclisten geçirebileceğimiz konusundaki siyasi irademizi ve muvafakatimizi belirttik. Bu, Urfa'ya İstiklal Madalyası verilmesi hakkındaki kanun, bugün İçişleri Komisyonundan önerimiz doğrultusunda geçti. Doğrusu yapıldı ve buraya geldiğinde Türkiye'mizin güzide bir iline, hep beraber bir İstiklal Madalyası verme şerefine bütün partiler -bütün dört partiyi de kastediyorum- hep beraber oylarımızla tanık olacağız ve bu şerefe hep beraber ortak olacağız. Yani bir yanlıştan dönülmüştür bu işte. Bizim rızamız bu doğrultudadır.

Değerli arkadaşlar, bu torba yasa geliyor, temel kanun. Değerli arkadaşlar, şimdi, temel kanun konusuna da itirazlarımız var. Geçmişte bu Meclis, iktidarın, muhalefetin iş birliğiyle bin maddelik kanunları değiştirdi, 600 maddelik kanunları değiştirdi. Üç günde, dört günde değiştirdi. Temel kanun onlar, Medeni Kanun, Ceza Kanunu hepimizi ilgilendiren alanlar. Ama bir torba kanunun içine atmışsınız 18 ayrı madde, bunu hem torba kanun olarak getiriyorsunuz hem de temel kanun olarak getirmeniz hukuk tekniğine ve kanun yapma tekniğine aykırıdır değerli arkadaşlarım.

"Temel kanun" kavramını son derece basite indirgeyen bir anlayışla AKP grubu çalışıyor. Her biri önemli, her bir maddesi üzerinde dakikalarca konuşulması gerekiyor, hakkının verilmesi gerekiyor. Örneğin afet riski altındaki... Kanun. Değerli arkadaşlarım, şu anda doğu ve güneydoğuda ilan edilen pek çok bölgeyle ilgili konuda çok ciddi hatalar var. Bunlar alelacele getirilecek konular değil. Çevre Bakanlığını öne çıkartan bir anlayış; Ulaştırma Bakanlığına, mera vasfını verdiren bir anlayış -diğer bir kanunda- doğru bir yaklaşım değil. Buradan oy çokluğuyla geçecek olan kanun bizim ihtiyaçlarımızı görmez. Bir müddet sonra göreceksiniz çok temel ihtiyaçlar çıkacak ve pek çok kanunda olduğu gibi yine karşımıza geleceksiniz "Biz orada yanlışlık yaptık." diyeceksiniz. Lütfen, bizleri dikkatli dinleyin. AKP'nin bu torba yasa, temel yasa mantığından uzaklaşması ve olması gerektiği gibi ihtisas komisyonlarına havalesiyle, kanunların gerçek komisyonlarında görüşülüp enine boyuna tartışıldıktan sonra buraya gelmesi gerekiyor.

Çok acelece alınmış kararlarla bürokratlara teslim olmuş bir siyasi otorite var karşımızda. Bürokratlar yönetiyor. Bürokratlar dayatıyorlar önümüze "Bu kanun çıkacak." diye. Niye? E, siyasi otorite bakmayacak mı bunlara? Bizler bakmayacak mıyız?

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Hükûmet yok, Hükûmet.

LEVENT GÖK (Devamla) - "Haydi, bir saat sonra gelin, Plan ve Bütçe Komisyonunu toplantıya çağırıyoruz." Değerli arkadaşlar, böyle bir tablo olabilir mi? Enine boyuna incelemeden kanun çıkarılabilir mi? Bizim temel itirazlarımız bunlaradır.

Sevgili yurttaşlarım, şunu bilmelisiniz ki Cumhuriyet Halk Partisi asla ve asla, toplumun menfaatinin öne çıktığı konularda iktidarın getirdiği kanunlarda, tekliflerde gereğini yapan bir anlayışı sürdürmüş ve hiçbir zaman engel olmamıştır ama toplumun ve Türkiye'nin çıkarına aykırı olan konularda -yasama tekniği olarak- Anayasa Mahkemesine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine aykırı gördüğümüz tüm hususlara da Türkiye'nin menfaatlerine olarak itiraz etmek ve bunları savunmak durumundayız. Bu, bizim hukuk devleti anlayışımızın bir gereğidir. Biz "önce hukuk" diyoruz, "önce adalet" diyoruz ve bu anlayış çerçevesinde ranta kaçmayan, başkalarını kayırmayan, 78 milyonu ilgilendiren tüm kanunlara da destek vermeye devam ediyoruz. Bu kanunda da temel itirazlarımız var, temel yaklaşımlarımız var. Onları da tartışmalarda hep beraber göreceğiz diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.