| Konu: | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 05.04.2016 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkanım, değerli kâtip üyeler, milletvekili arkadaşlarım ve çalışan arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir süredir görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının 20'nci maddesi üzerinde konuşmam gerekiyor. Bu konuda çalışanlara, uzman olarak çalışanlara tanık dinleme yetkisi veriliyor. Şimdi, tanık dinleme yetkisinin yargıca ait bir yetki olduğu hepimizin malumudur. Belki özel idari soruşturmalar için tanık dinleme gibi bir usul olabilir ama İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi bir kurumda hem tanık dinleme yetkisinin verilmesi hem de usulsüz bir biçimde tanıkların dinlenmesinden sonra bilirkişi raporu gibi bu raporların değerlendirilerek yargının yetkisine müdahale edilmesi konusundaki düzenlemelerin açıkça hem iç hukukumuz yönünden hem de uluslararası hukuk yönünden önemli ayrılıklar, önemli sorunlar yaratacağı ortada. Öylesine alelacele düzenlenmiş bir tasarıyla karşı karşıyayız ki -bunu daha önce de ifade etmeye çalıştık- tasarı üzerinde arkadaşlarımızın, gerek insan hakları alanında çalışan arkadaşlarımızın gerekse hukuk bilgisi olan arkadaşlarımızın bir arada oturarak bir alt komisyonda...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda bir uğultu vardır. Lütfen efendim...
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hayır efendim, kadın hakları savunucularından merak ettiklerimiz vardı, onun için uğultu.
BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri...
Buyurunuz Sayın Sarıhan.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi insan hakları konusunu konuştuğumuz bugün, aynı zamanda hem polisle ilgili hem de avukatla ilgili yani güvenlik alanında çalışmakta olan ya da hakkın teslimi alanında çalışmakta olan iki kesimle ilgili de bir gün kutlamasında bulunduk. Bu kutlamalarımız sırasında, Avukatlar Günü üzerinde ben de birkaç şey söyleyerek bu tasarıyla da bağlantısını ifade etmek istiyorum.
Elimizdeki tasarı, işkence, zalimane muamele ve kötü muameleyle ilgili olarak, bu muameleden etkilenecek olan kesimlerin bulundukları yerlerin kontrolü konusunda, izlenmesi konusunda, oralarda insan haklarına uygun muamelenin yapılması konusunda kuruma yetki veriyor. Bu yetkiyi imzalamış olduğumuz sözleşmeye bağlı olarak -ki sözleşmenin imzalanma tarihinden itibaren bir yıl içinde bizim bir yasa yürürlüğe koymamız gerekiyordu, bunu yapamadık, daha doğrusu farklı bir biçimde yaptık- insan hakları inceleme kurulu gibi bir kurul oluşturduk ancak oluşturduğumuz kurul, oluştuğu tarihten altı ay sonradan başlamak üzere, bütün uluslararası denetim mekanizmalarınca yetersiz, eksik olarak görüldü.
Şimdi, sadece imzalamış olduğumuz sözleşme, ki sözleşmenin imzalanmasından da yıllarca sonra aslında bu yasa tasarısı gündeme gelmiş oluyor, bu tasarı üzerinde yeni bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Olumlu bir noktaya da değinmek istiyorum, aynı zamanda kapalı kurumların incelenmesi konusunda uluslararası sözleşmeyi de aşan bir düzenleme yapıyoruz. Ama, içinde bulunduğumuz bu tasarının hazırlanışı sırasında kimlerin bu incelemeleri yapacağı yani hangi kurulların, hangi yetkilerle donatılmış olan kurumların yapacağı konusunda ciddi bir sorun var. Nedir o sorun? Kabul edip geçirmiş olduğumuz, daha doğrusu kabul ederek geçirmiş olduğunuz tasarının ilgili maddesinde kurul üyelerinin 3'ü Cumhurbaşkanı tarafından, diğerleri ise Bakanlar Kurulu tarafından belirleniyor. Şimdi, olumlu olana da işaret ettim, olumlu gördüğüm noktaya da işaret ettim ama aynı sözleşmede der ki: "Bu kurullar çoğunlukla insan hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarından ya da insan hakları alanında çalıştığı ve isim yaptığı bilinen insanlar arasından belirlenir ve her hâlükârda bağımsız ve yansız olması gerekir." Şimdi, arkadaşlar, Allah aşkına, Bakanlar Kurulu kimi temsil eder? Hükûmeti. Cumhurbaşkanı, bugünkü hâliyle de, başka türlü de olsa, yine idareye yakın olan bir yetkilidir. Peki, bunun, bağımsız bir şekilde, yansız bir şekilde bu incelemelerin yapılması bugünkü yapıyla nasıl mümkün olacaktır? Olmayacaktır değerli arkadaşlar. Burada yasa yaparken eğer biz insan haklarını temel almazsak ve o temel üzerinden yeni yasalar inşa edemezsek hepimiz zor durumda kalacağız, bunu bilgilerinize sunmak istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)