| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 05.04.2016 |
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz; HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
17/2/2016 Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında Başbakanlık Genelgesi'nin aleyhine verilmiş önergenin aleyhinde konuşanları, konuşmaları dinledikten sonra işimin biraz daha kolay olduğunu düşünerek ama sözlerimin başında önce terör ve teröristlere karşı, Diyarbakır'da, Şırnak'ta ve diğer bütün illerimizde bölücü terör örgütlerine ve onların yandaşlarına karşı kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimize Meclisimizin, milletimizin kürsüsünden selam ve dua gönderiyorum. Ayrıca, vatan, millet, toprak, bayrak uğruna cansiparane mücadele ederek şehadet şerbeti içen bütün şehit kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, gazilerimize minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.
Her fırsatta konuşurken, daha konuya girmeden değerli konuşmacının, 3 imza sahibi olarak atanmış devletin valisine, devletin kaymakamına 3 imzayı bile küçük görerek laf atana: Seçilmiş bakanın imzası, seçilmiş Başbakanın imzası, seçilmiş Cumhurbaşkanının imzasıyla atanmış valilere, kaymakamlara söz söylemek haddiniz olmasa gerek diye düşünüyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz; devletimizin bir yandan terör örgütleriyle silahlı mücadeleyi devam ettirirken, bir yandan da bunların devlet içindeki yapılanmalarını yok etmek adına titizlikle çalışmaya devam ettiğini biliyoruz.
İşte, 17/2/2016 tarih ve 2016/4 sayılı Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları konulu Başbakanlık Genelgesi de, devletten maaş alan, devletin her türlü imkânlarından yararlanan ama bu memlekete ve insanına ihanet eden kamu çalışanları hakkında gerekli işlemlerin yapılması adına önemli bir düzenlemedir.
Doğrudur konuşmacının ifade ettiği, bir nevi 657'nin özeti anlamına gelir. Şimdi sormak gerekiyor, genelgeye göre "terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olan" hangisi sizi rahatsız ediyor? "Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatıyla hareket eden" siz bunun neresindesiniz? "Bu örgüt ve yapılara yardım eden" siz bunun neresindesiniz? "Kamu imkân ve kaynaklarını bu örgüt ve yapıları desteklemeye yönelik kullanan veya kullandıran, bu örgüt veya yapılarla mücadeleyi engelleyen, bu örgüt veya yapıların propagandasını yapan kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikteki işlemleri yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır. Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir.
Ayrıca, yukarıda belirtilen hususlar personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuatı çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır." der.
Saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz; genelgeye baktığımızda, devletine ve milletine bağlı, barış ve kardeşlikten yana olan hiç kimseyi rahatsız edecek bir madde bulunmamaktadır. Terör örgütlerini arka bahçesi yapan siyasileri, yine terör örgütlerini arkasına alarak bölgede vatandaşa zulmeden bazı kamu çalışanlarını, vatandaşa yol, su, kanalizasyon ve diğer sosyal hizmetler yapması gereken, kamudan aldığı kaynağı devlete karşı açtığı çukurlar ile barikatlara harcayan belediye başkanlarını, devletten maaş alarak her ortamda devletine söven ve terör örgütü propagandası yapan bazı kamu çalışanlarını, seçilmiş meclis üyelerini elbette rahatsız edecektir. Bunun da farkında aziz milletimiz ve bizler.
Konunun daha iyi anlaşılması açısından Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasında verdiği bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Mardin Büyükşehir Belediyesinin bütçesinin neredeyse tamamı merkezî bütçeden karşılanır. Türkiye ortalaması yüzde 66,7 iken Mardin Büyükşehir için bu oran yüzde 96,7'dir. Bayrampaşa'da uzun yıllar belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak bu bütçenin nasıl harcandığını incelediğimde bu genelgenin ne kadar haklı olduğunu anlıyorum çünkü Türkiye ortalamasına baktığımda belediyelerin personele harcadığı oran bütçelerinin yüzde 11,7'si, yapılan yatırımların yüzde 7'si. İnsanın aklına şöyle bir soru geliyor: Bütçenin hemen hemen yarısını bekleten, iş yapmayan bir belediye personeli için hangi gerekçeyle bu kadar yüksek oranda bir bütçe ayrılır? Bu bütçeler kimler için, hangi hizmette, nerede harcanır? Bu soruların cevabını aslında aylardır doğu ve güneydoğuda yaşananlardan anlıyoruz. Mardin'de, Nusaybin'de, Şırnak'ta, Cizre'de, Silopi'de, Diyarbakır'da, Sur'da yol, su, kanalizasyon yaparak vatandaşa hizmet etmesi gereken belediyeler, belediye başkanları, insanların, şehirlerin, kasabaların şehr-ül emini olarak bilinenler kendisinden emniyette olan insanların yaşamasını kolaylaştırabilmek, refah ve mutluluk içerisinde yaşamasını ortaya çıkarabilecek belediye başkanı, meclis üyeleri ve personeli devletimizin varlığına ve birliğine, güvenlik güçlerimizin canına kastedecek çukurlar, barikatlar yapmakla meşguller. Yine, bu belediyeler ve çalışanları tarafından desteklenen örgütler, savaş ortamında bile eşi az görülür bir şekilde ambulansları hedef almaktadırlar. Sağlık Bakanlığımızın ilk defa literatürde zırhlı ambulanslar o yörelere gönderdiğinden anlıyoruz. Artık bölgede bir yandan zırhlı ambulanslar yaralıları taşırken diğer yandan zırhlı iş makineleri belediyelerin açtığı -ne yazık ki- çukurları ve barikatları kaldırmakla meşguller.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde farklı siyasi gruplar ve örgütler, sözde demokrasi ve özgürlük gibi söylemleri diline dolayarak devletin bölünmez bütünlüğüne kastedip vatandaşlarımızın huzurunu kaçırmaya ve işledikleri bütün suçların üstünü örtmeye çalışmaktadırlar. Unutulmamalıdır ki AK PARTİ iktidarımız, vatandaşın huzurunu, barışını bozacak dış mihraklarla iş tutanlarla, bunların taşeronluğunu yapan PKK, DHKP-C, paralel yapı ve uzantılarına karşı mücadelesini kararlılıkla devam ettirecek ve ettiriyor da. Devletimiz, bir yandan bu örgütlerle mücadelesini sürdürürken, diğer yandan da Sur'dan başlayarak kadim medeniyetimizin mirası olan Diyarbakır, Mardin ve diğer şehirlerimizin tarihî ve sosyal dokusuna uygun olarak yeniden insanımızı ihya ediyorken şehirlerimizi de ihya etmeye devam edecektir. Şunu net olarak ifade etmek istiyorum ki: Bütün milletvekillerimiz, biz seçilmişler olarak milletimizin hadimi, milletimize hizmet etmek için buradayız. Bütün belediye başkanları, Türkiye'de -partisi fark etmeksizin söylüyorum- her birisi aziz milletimizden oy alıyorken, yolları süpürmeye, yolları temizlemeye, şebekesini onarmaya yönelikken Güneydoğu'da tam tersine yolları çukurlaştırmaya yönelik yapılan çalışmalara dünyanın neresinde hangi devlet buna izin verebilir? Asla izin vermeyeceğimi, vermeyeceğimizi ifade ediyor, aziz milletimizin canını acıtan bu sorunlara, PKK terör örgütü yandaşlarına da "İnsaf!" diye sesleniyor, aziz milletimizi huzurunuzda saygıyla, sevgiyle bir kere daha selamlıyorum.
Hürmetlerimle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)