| Konu: | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 31.03.2016 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 149 sıra sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz 11'inci madde kurulun görevlerini düzenlemektedir. Biz de vermiş olduğumuz önergeyle kurulun kamuoyunu bilgilendirmesini istemekteyiz. Eğer önergemizi kabul ederseniz kurulun kamuoyunu bilgilendirmesini hep birlikte sağlamış olacağız.
Ülkemizde yargı bağımsızlığını sağlayamadığımız, bu kurulun görev alanındaki eşitsizlikleri giderebileceğine ya da insan hakları ihlallerini engelleyebileceğine nasıl inanabileceğiz? Kurulun oluşumu da bizim endişemizi haklı kılmaktadır. Bir önceki maddede oluşturulan kurulun, tamamen iktidarın güdümünde olan bir kurulun bu konulardaki sıkıntıları nasıl gidereceğini anlamak gerçekten çok zor. Bunu, bu kanun tasarısını hazırlayanlar acaba bunu nasıl savunup, hâlâ bu kuruldan somut bir şey beklemektedirler, onu da merak etmekteyim.
Maalesef, Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyor, Anayasa Mahkemesinin kendisini de tanımıyor, Anayasa Mahkemesine saygı da duymuyor. Anayasa'yı tanımayan bakanlarımız var. Mahkeme kararlarını uygulamayan bakanlarımız var. Böyle bir ortamda bu kurul gerçekten insan hakları ve eşitlik meselesine hangi çözümleri bulabilecek? Yoksa, bu kurumun ve kurulun görevi, yukarıda saydığımız hukuksuzlukları meşrulaştırmak mı olacaktır?
Biliyorsunuz kanun, insan hakları ve eşitlik kurumu kurmaktadır. Şimdi dikkatlerinizi çok önemli bir hususa çekmek istiyorum. Bugün 9 şehidimiz var, Allah onlara ve bugüne kadar devletimizin birliği ve bekası için can vermiş bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Yine, GATA gazilerimizle dolu, Cenab-ı Allah gazilerimize şifa versin. Malumlarınız üzere, 7 Hazirandan bu yana verdiğimiz şehit sayısı 400'ü geçti. Bunlar geride ana bıraktı, baba bıraktı, bacı bıraktı, kardeş bıraktı, eş bıraktı, çocuk bıraktı, hatta geriye doğmamış bebekler kaldı. Bütün bu olanlardan sonra hâlâ ne olduğunu bir türlü öğrenemediğimiz, neyi nasıl çözeceğini bilmediğimiz, "çözüm" adlı çözülme sürecini savunanlar, size soruyorum: Şehitlerimizin geriye bıraktığı emanetlerinin diğer çocuklarla eşitliğini bu kurum nasıl sağlayacak? O çocukların bir gün kapı çalındığında babalarının boynuna sarılması konusundaki eksikliğini kim, nasıl giderecek?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamam da bu mücadele verilmesin mi, ne olsun?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Onlar insan değil mi?
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Buraya kadar, o 1,5 ton bomba Mermer Karakolunun önüne gelinceye kadar niye seyrettiniz?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - HDP de aynı şeyleri söylüyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Utanmıyor musun laf atmaya? Sus da dinle bari!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Hiç olmazsa dinleyin ya, hiç olmazsa dinleyin. Memleketi yangın yerine çeviriyorsunuz, ondan sonra iki dakika dinlemeye sabredemiyorsunuz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne bağırıyorsun? Dinliyoruz.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Laf atmak göreviniz. E, gel kendin konuş, kendin ne isteyeceksen onu konuş burada.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Erdoğan, devam et, devam et.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen, rica ediyorum Genel Kurula doğru konuşun.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - O çocukların bir gün babasıyla birlikte pikniğe gidememesinin eksikliğini kim, nasıl giderecek? Bunları herkesin düşünmesini istiyoruz.
Yine, eskiden ülkemizde bir aileden bir delikanlı asker ise o terhis oluncaya kadar diğer kardeşleri askere alınmazdı. Son günlerde emniyetin normal zamanda bir araya getirmediği aynı aileden birden çok polis memuru, emniyet görevlisi aynı noktaya görevlendirilerek aynı noktada hedef hâline gelmesi sağlanmaktadır. Emniyetin de bu uygulamasını gözden geçirmesini temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)