GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:62
Tarih:29.03.2016

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, basınımızın ve Meclisin çok değerli çalışanları, ekranları başında bizleri izleyen değerli yurttaşlarım ve Sivas'tan buraya kadar gelerek şu an bizleri Mecliste, misafir koltuklarında dinleyen Sivas Demir Çelik çalışanları; hepinizi en içten sevgi, saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

Ben, Sivas Demir Çelik Fabrikasının çok kısa bir şekilde geçmişini sizlere arz ettikten sonra asıl konuşmama geçeceğim.

Değerli milletvekilleri, Sivas Demir Çelik Fabrikası 1987 yılında Sivas'ta 40 bin dönüm arazi üzerinde -istimlak edilerek- kurulmuş ve günümüz koşullarına göre çok modern bir tesis olarak işletmeye açılmıştır. 1987 yılında Sivas Demir Çelik Fabrikası, o günün şartlarında tam 360 milyon dolar maliyetle kurulmuş, Sivas ekonomisine ve ülkemiz ekonomisine kazandırılmıştır.

Sivas Demir Çelik Fabrikası -tam tarih söyleyeyim- on bir yıl çalıştırıldıktan sonra, 1998 yılında özelleştirme sürecine geçilmiş ve bu tarihte yapılan "sosyal satış" adı altında, Sivaslı iş adamlarının oluşturmuş olduğu bir gruba, SİVYAT AŞ'ye yuvarlak rakamla 10 milyon dolara satışı gerçekleştirilmiştir. Bu Sivas ortak grubu, işletmeyi gerçek anlamda işletememiş ve özelleştirme sürecine sokulurken oradaki şartlara uyulmamış ve bu süreç içerisinde SİVYAT AŞ adına Kentbankın vermiş olduğu teminat mektubu nakde çevrilmiş ve Kentbank daha sonra burayı haciz yoluyla satış talebiyle satışa çıkarmıştır. Tam bu süreçte de devletin bankalar operasyonuyla Kentbanka el koymasıyla birlikte Demir Çelik tekrar devlete geçmiş oldu.

Bu arada, Selahattin Rüstemoğlu'nun Sayın Erol Evcil'e Sivas Demir Çeliki satışına, hemşehrimiz olan dönemin Sayın Bakanı, Sayın Abdüllatif Şener'in Sivas'a hizmet versin, Sivas'ta kalsın, Sivas'ta ekonomiye katkısı olsun diyerek satışa onay verdirmesinden sonra, yine aynı rakamlarla, yaklaşık 10 milyon dolara Evcil Grubuna Sivas Demir Çelik Fabrikası satılmış oldu. Ama, satıştan sonra da Sivas Demir Çelik Fabrikası ciddi anlamda rantabl bir şekilde işletilemedi, sürekli sorunlar, sürekli sıkıntılar. 2004 yılında da devletin Sivas Demir Çelik Fabrikasına tedbir kararı koydurması üzerine, bu grubun Türkiye'deki bütün mallarına mahkeme kararıyla tedbir konulmuş oldu. Bu tarihten sonra da kayyum atandı ve denetim kayyumu olarak da -yönetim değil, onu belirteyim- bu tarihten itibaren kayyum görev yapmakta.

Şimdi, buraya kadarki süreç, çok kısa bir özeti. Mahkeme hâlâ, 2006 yılından beri devam ediyor. 2006 yılından beri, on yıl oldu ve mahkeme hâlâ tamamlanmış değil. Şimdi, buraya kadarki hikâyesi bu ama bugün geldiğimiz noktada 3 önemli noktanın altını çizerek belirtmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, Sivas Demir Çelik çalışanı 650 kardeşimiz bugün sokakta, aç ve işsiz durumda. Demir Çelik Fabrikasına kilit vurulmuş durumda ve bu kardeşlerimiz evine ekmek götüremeyecek durumda.

Alın teri hepimiz için kutsaldır. Bu kardeşlerimiz çoluğunun çocuğunun nafakasını götüremeyecek durumda, açlığa terk edilmiş durumdadır. Bu, birinci boyutu tabii.

İkinci boyutu, Sivas Demir Çelikin şu anda devlete olan borcu ne kadar biliyor musunuz? Sayın Sivas Valimizin resmî açıklamasıdır bu, 630 milyon TL'yi aşmış durumdadır. Sivas Demir Çelikin devletimize olan vergi borcu, SSK prim borcu, vesaire, toplam borcu 630 milyon TL'yi aşmıştır yani burada ikinci mağduriyeti de devletimiz yaşamaktadır. Yani, 210 milyon dolarlık bir tesisi devletimiz 10 milyon dolara satsın ama geri dönsün, 210 milyon dolar alacağını bu gruptan alamaz duruma düşürülsün. Yani burada bu 210 milyon dolar sizin, benim, hepimizin vergileri, çoluğumuzun çocuğumuzun rızkından giden.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - 310 mu, 210 mu?

ALİ AKYILDIZ (Devamla) - 360 milyon dolara yapılmıştı 1987 yılında, şu anda devlete SİDEMİR'in borcu 210 milyon dolar. Şimdi, bu da ikinci bir boyutu.

Üçüncü boyutu şu arkadaşlar: Benden sonra çıkıp da iktidar partisi adına konuşma yapacak olan arkadaşlarımız belki işte "Ya, hukuki mücadele devam ediyor. Hukuki süreç sonlanmadığı için bizim buraya yapacak fazla bir şeyimiz yoktur." gibi şeyler söyleyebilirler ama bizim burada şu an konuştuğumuz konu hukuku engelleyecek bir konu değil. Biz burada neyi söylüyoruz? Şunu söylüyoruz: Bakın, burada hem devlet mağdur edilmiş hem orada çalışan, evine, çoluğuna çocuğuna ekmek götüren kardeşlerimiz mağdur edilmiş hem de Sivas ekonomisi ve ülkemiz ekonomisi mağdur edilmiş durumda.

Biz burada bir komisyon kuralım gelin hep birlikte diyoruz. Burada siyasete malzeme edilecek bir konu değil bu yani burada Cumhuriyet Halk Partisinin siyaseten bir beklentisi, bir derdi falan yok. Burada, bu, siyasetüstü bir konu. Gelin, hep birlikte, partilerüstü bir uzlaşmayla burada bir komisyon kuralım, bu komisyon çalışmalarını yapsın ve Sivas Demir Çelikin kurtuluşunun nasıl, ne şekilde yapılacağını Meclis çalışmalarıyla halkımıza ve bizlere açıklasın diyoruz. Yani Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarım, ben 7 Hazirandan sonra, Meclise geldiğimden beri şöyle bir tutum görüyorum, bu da bizi üzüyor gerçekten: "Ya, bu parti Cumhuriyet Halk Partisidir, bu parti Milliyetçi Hareket Partisidir, bu parti Halkların Demokratik Partisidir, bu parti muhalefet partisidir. Bunların getirdiği önergeyi boşverin, muhalefetten gelmiştir." mantığıyla, hakikaten çok güzel, toplumsal ve ülkemiz adına verilen çok önemli önergelerin bile burada hiç dinlenmeden, partizanca bir tutumla reddedildiğini gördüm ve gerçekten çok üzüldüm; Meclis bu olmamalı.

Biz buraya milletin adına, milletten yetki alarak onları temsil etmeye geldik. Lütfen, burada yapılan çalışmaları önemseyelim. Burada yapılan çalışmaları partizanca bir tutum izleyerek "Nasıl olsa muhalefetten gelmiştir, elimizin tersiyle itelim." mantığıyla değerlendirmeyelim. En azından, bugün, bu görüştüğümüz önergeye böyle bakmayalım. On yıldır devam eden bir hukuk süreci var ve devlet el koymuş; tedbir kararındaki gerekçe, kara para aklamak. Şimdi, bizim burada oluşturacağımız komisyonun çalışmalarına bu engel değil, engel teşkil etmiyor.

Bir başka konu, bu Sivas Demir Çelik Fabrikasının sistemli ve güzel bir şekilde çalışıyor olması, Sivas adına da ekonomik anlamda çok çok önemli. Bugün, Sivas, hakikaten işsizliğin en çok yaşandığı, sorunların yaşandığı illerden bir tanesi, çok ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz Sivas'ta. Göçün çok büyük sorun olduğu illerden biri Sivas. Hâlâ göçün devam ettiği, hâlâ işsizliğin devam ettiği bir Sivas'ta... Ya, burada çalışacak olan 650 kişi olarak bakmayın. Buradaki, Sivas Demir Çelikin çalışanlarıyla beraber, en az bir 3 bin, 5 bin kişiye hitap edecektir, artı, Sivas'ın diğer anlamda da ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Bu nedenle Sivas Demir Çeliki çok önemsiyorum, bu nedenle Sivas Demir Çelikin altını ısrarla çiziyorum ve bu nedenle iktidar partisi milletvekili arkadaşlarıma tekrar sesleniyorum: "Bu, Cumhuriyet Halk Partisinin önergesidir, biz bunu reddediyoruz." mantığıyla hareket etmeyin. Bakın, burada eğer buna "hayır" oyu verirseniz -tekrar söylüyorum- ileride bunun Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, devlet olarak, millet olarak, halk olarak size faturasını çok ağır şekilde halkımız ödetecek, en azından Sivaslı hemşehrilerim bunu gerçekten unutmayacak ve bunun faturasını sizlere ödetecektir. Bu bir tehdit değil, samimi olarak söylüyorum.

Sivas gerçekten çok göç veriyor, Sivas çok kötü durumda, Sivas kaderine terk edildi on dört yıl boyunca, Sivas ekonomisi uçmuş durumda, köyleri boşalmış durumda. Sivas şu anda, -geçen konuşmamda, bütçe konuşmamda söylemiştim- köylerin tamamen boşalmış olmasıyla, tarımsal anlamda çok ciddi projelere de gebe. En azından küçükbaş hayvancılığın Sivas'ta yapılması noktasında, ilerideki konuşmalarımızda bunların altını çizerek konuşacağız.

Ama, tekrar söylüyorum -sürem bitmek üzere- lütfen, gelin, hep birlikte bugün bu önergeye "evet" oyu verelim, birlikte bir komisyon kuralım, Sivas Demir Çelikin sorununu Mecliste biz araştıralım ve çözümünü birlikte bulalım.

Sayın Genel Başkanımıza burada tekrar teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum; Sayın Genel Başkanımız grup konuşmasında bunun çözümünü de söylemişti: "Amme Alacakları Kanunu net ve açıktır. Burada hiçbir şeye gerek yoktur. Hükûmet isterse yarın buraya el koyabilir." Çünkü raporu inceledi -Türkiye'deki en iyi 10 tane hesap uzmanını gösterseniz birisi Sayın Genel Başkanımızdır- dosyayı inceledi, "6183 sayılı Amme Alacakları Kanunu net ve açıktır. Bu kanun gereği Hükûmet isterse yarın buraya el koyabilir ve mağduriyetleri giderebilir." dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ AKYILDIZ (Devamla) - Benim de buradan sizlere önerim, kurulacak olan komisyona da zaten bu teklif gelecektir diyorum.

Ben hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)