| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 24.03.2016 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Sayın Başkan, sevgili kâtip üye arkadaşlarım, Meclisimizin emekçileri ve değerli milletvekili arkadaşlarım; galiba Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'yla ilgili sona gelmiş bulunuyoruz. Bu son noktada benim söylemek istediğim birkaç konu var. Aslında, pek çok şeyi söyledik, hatta yineleyerek söyledik, bu yinelemelerimizin sonrasında işaret etmek istediğim ve "Önümüzde bizi bekleyen süreçte karşımıza ne çıkabilir?" konusundaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, yasanın amaç maddesinde Anayasa'nın 20'nci maddesinde yapılan düzenlemeye uyum sağlama, AB uyum sürecindeki müzakere fasıllarını gerçekleştirme ve temel hak ve özgürlüklere zarar vermeyecek şekilde veri aktarımını sağlamak konusunda belirlemeler vardı, amaç, böyle belirlenmişti. Şimdi, bu amaca dayalı olarak da hangi hukuksal dayanaklar gösterildi? 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, 1981 tarihli 108 sayılı Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin Düzenleme temel alındı yani 1948, 1981. Daha sonra 1981 yılında kabul edilmiş olan bu sözleşmeye ilişkin biz ancak 17 Şubat 2016 tarihinde bir onaylama yaptık Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve bu yasanın, bu tasarının gündeme gelmesi hız kazandı. Evet, bunu yapalım. Arkadaşlar bu konuda hangi olumsuzluklar var, neler temel insan hakları noktasından, hukuksal noktalardan aykırılık taşıyor, bu konudaki görüşlerini söylediler.
Şimdi, ben, birkaç Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına, bu konuya ilişkin karara çok kısaca değinmek istiyorum. Amann İsviçre Kararı, 26 Mart 1987 tarihini taşıyor. Diyor ki bu kararda: "Mahkeme bir kamu mercisinin bir bireyin özel yaşamıyla ilgili bilgilerini saklamasını 8'inci maddeyi ihlal olarak kabul eder ve bunun kullanılıp kullanılmaması dahi sorun değildir."
Yine, 1978 tarihli, oldukça eski tarihli bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı son derece önemli ve ilginç, der ki: "Terörle mücadele eden devletler, yıkıcı unsurları gizlice gözlem altında tutabilirler ancak taraf devletler, bu gerekçeyle kişilerin özel yaşamına müdahale etme, kişisel bilgilerine ulaşma konusunda her türlü tedbire başvuramaz. Devlet, demokrasiyi savunma gerekçesiyle demokrasiyi sarsma, hatta yıkma hakkına sahip değildir." der. Özellikle bu son cümlenin, karardaki son cümlenin bizim kulaklarımızda kalması gerektiğini, önümüzdeki günler için önemle sizinle paylaşıyorum.
Bir başka karar, daha yeni tarihli, 4/12/2008 tarihli, Marper İngiltere Kararı. Bu karar da "Adalet sistemi, modern bilimsel tekniklerin kullanılması sırasında bir denge tesis edemiyorsa, bu modern bilimsel tekniklerin kullanımı, eğer ölçülülük ilkesini de taşımıyorsa, 8'inci maddenin ihlali vardır." der. Buradan, bu olasılıkları, önümüzdeki günlerde bu yasayla ilgili olarak, yasa çıktığı zaman, karşımıza çıkacak durumları sizlere iletmek ve paylaşmak istedim. Eğer önümüzdeki süreç, insanların haklarının korunması yerine, koruma yerine biriktirme ve kullanmaya doğru döndürürse bu tasarıyı, herhâlde başımız epeyce ağrıyacak demektir.
Çok teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)