GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı için sanırım en ortak kanaat, bir fişleme yasası olduğuna dair ortaya çıktı. Şimdi, fişlemenin yasal dayanağını, yasal zeminini oluşturmaya çalışırken esasen şu anda özellikle vekilliğini yapmış olduğum Muş ilinde de aynı sorunlarla karşılaştığımı belirtmekle birlikte, tüm Türkiye genelinde epey bir fişlemenin zaten yapıldığını, daha önceden yapılmaya başlandığını ve hâlen de yapılıyor olduğunu belirtmek gerekiyor. Bunun nasıl olduğuna biraz değinmek istiyorum. Şöyle ki: "Atanmış olan mülki amirler, görevlerine başladıklarından itibaren -bu, Muş'ta da böyle gerçekleşti- hangi öğretmenler hangi basın açıklamalarına katılır, hangi öğretmenler, hangi memurlar, hangi kamu kurumu çalışanları HDP'li vekillerle bir basın açıklamasında görünür ya da hangi memurlar, hangi eğitmenler, hangi kamu kurumu görevlileri, hangi partiye oy verir?" şeklinde yemeyip içmeyip memleketin, Muş'un ve Türkiye'nin genel sorunlarını ele alıp tartışmak yerine bunlara kafa yoran ve bu sebeple de açıktan zaten fişlemenin en büyüğünü yapan mülki amirlerle karşı karşıyayız şu anda.

Muş ilinde -özellikle belirtmek istiyorum- bildiğimiz kadarıyla, son aldığımız bilgiler 3 EĞİTİM-SEN'li öğretmenin sürgün edildiği başka başka şehirlere. Bu öğretmenlerin Muş'ta aileleri, evleri, düzenleri, çoluk çocuğu bir yaşamı vardı fakat hiçbir şey bu mağduriyetin önüne geçemedi ne yazık ki, hâlen devam ediyor bakın. Atanmış olan mülki amirler gittikleri her ilçemizde, aldıkları her toplantıda "Kim HDP'ye oy verir, kim HDP'li vekillerle görünür, biz gerekeni yaparız, biz devletiz... Ve çok açık, bakın, kendi tabirleriyle, basına yansıyan söylemleriyle dile getiriyorum burada: "Biz hem devletin valisiyiz, kaymakamıyız, mülki amirleriyiz hem de Hükûmetin valisiyiz, kaymakamıyız, mülki amirleriyiz." söylemleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Şimdi, bu kadar fişleme açıkken bir de bunun yasal zeminini oluşturmaya hakikaten gayret etmenin bir anlamı yok. Bu ülke vatandaşın fişlendiğini ilk defa görmüyor fakat şu anda, sadece... Hani bunu açıktan yapmıyoruz, bunu hukuki olmayan, hukuki dayanağı olmayan, altyapısını oluşturmadan yaptığımız fişlemenin yanı sıra, "Bakın, artık bunun bir yasal zemini..." dediğimiz noktadayız aslında.

Şimdi, az önce söz almıştım ben. Tekrar şunları söylemek gerekiyor bakın: Burada amaçlanan gerçekten nedir? Hakikaten kişilerin bu bilgilerinin, bu verilerinin devlet tarafından saklanması ve gerektiğinde vatandaşa bu bilgilerin verilmesi ve kullanılmasının önünü mü açmak? Yani vatandaşı korumak mıdır, yoksa devletin istediğinde bu bilgileri vatandaşın da aleyhine kötü niyetli olarak kullanmasının yolunu açmak mıdır? Bakın, veriler nerede depolanacak, nerede bilgi altına alınacak, ne zaman bu kişilere, vatandaşlara verilecek, bu bilgiler hangi işlemden geçirilecek, hangi süreyle muhafaza altında tutulacak, tasarıda hiçbir şekilde bu konulara ilişkin bir düzenleme yok.

Bunun yanı sıra, en önemli şey orantılılık ilkesidir. Anayasa'nın orantılılık ilkesine olan aykırılığı özellikle belirtmek istiyorum. Kamu kurumları, bireylerin kişisel verilerinin en çok kullanıldığı yerlerdir ve verilen geniş istisnalar, kamu kurumlarının kişisel veri işlemesine zemin hazırlamakta ve bu durum, bireylerin kişisel verileri için gereğinden fazla risk taşımaktadır. Bu denli soyut ve geniş bir istisna, kanunun varlığını dahi sorgulatmak durumundadır. Az önce değindik, vatandaş, ekstra bir çalışma, ekstra bir bilgi isterse tasarı bunu bir bedele dayandırmıştır. Sosyal devlet olmanın gerekliliğidir vatandaşın bu hakkını, bu talebini yerine getirmek. Aksi takdirde, kişilerin, vatandaşın verilerinin korunmasına ilişkin taleplerini ne yazık ki yerine getiremezsiniz. Onun yanında, sosyal devlet olduğunuzu da artık söyleyecek bir durumda kalamazsınız.

Bu sebeple, hakikaten sadece bir AB yolunda, hani, bu vize muafiyeti çerçevesinde ele alınan bu tasarıda bir durup biraz düşünelim. Gerçekten bir kurum yaratalım ve altı dolu olsun. Sadece geçici bir dönem için, bir sonraki, muhtemelen bir iki yıl içerisinde değişecek olan bu tasarı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Devamla) - ...yerine, kafamızı yoralım, birlikte çalışalım. Bu ülkenin ve vatandaşlarının hak ettiği bir kurumu tekrardan ele almak gerektiğini düşünüyorum.

Sizleri saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)