| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 24.03.2016 |
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, 117 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 30'uncu maddesinin (4)'üncü fıkrası üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Öncelikle, kişisel verilerin korunması hakkının Anayasa'yla güvence altına alınan temel bir insan hakkı olduğunu hatırlayalım. Anayasa'nın 20'nci maddesinde "Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir." denilmektedir. Nitekim, Anayasa'ya göre kişisel sağlık verileri o kişinin açık bir şekilde onayı olmadan kullanılamaz. Bu anlamda, yapılacak yasal düzenlemelerin insan hayatıyla bire bir ilişkili olan bu hakkın özüne asla zarar vermemesi gerekir.
Vatandaşların kişisel verileri içinde sağlığa dair bilgiler yaşamsal bir niteliktedir. Kişilerin sağlık bilgilerine dair verilerin paylaşılmasına ilişkin sınırlar net bir şekilde belirlenmeli ve vatandaşların kişisel özel alanları tamamen korunmalıdır. Bilindiği üzere, Sağlık Bakanlığı tarafından kişisel verilerin toplanması ve işlenmesi konusunda daha önce gerçekleşen 2 yasal düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Ayrıca, tüm uluslararası düzenlemelerde hassas veri olarak kabul edilen hastalara dair sağlık verilerinin korunması her şeyden önce gelir. Sağlık verilerinin işlenmesine ve hatta satılmasına bile zemin hazırlayan bu düzenlemeden Sağlık Bakanlığına özel yetki verilmesine dair maddeler tamamen çıkarılmalıdır. Mevcut yasa tasarısında kişisel verilerin korunmasıyla ilgili düzenleme ve denetim yetkileriyle donatılmış bu kurulun bağımsızlığından söz edilemez. Sosyal Güvenlik Kurumu gibi köklü bir kurumun bile iktidarın güdümüne girdikten sonra hasta bilgilerini saklamak konusundaki sicilinin hiç parlak olmadığını hatırlamamızda fayda var. Kişisel verilerimiz Anayasa'yla korunmaktayken Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık verilerimizi bir şirkete satarak bununla bütçe açığını kapatmaya çalıştığını bir süre önce Grup Başkan Vekilimiz Sayın Özgür Özel dile getirmiştir. Nitekim, bu olay sonrasında mahkemeye de intikal etti. Sosyal Güvenlik Kurumu Sayıştay denetim raporundan anlaşıldığı üzere genel sağlık sigortası verilerinin yasal dayanağı olmadan ücret karşılığı üçüncü kişilerle paylaşıldığı kısa bir süre önce resmen tespit edildi. Hükûmete bağlı kurumlarımızın hâli böyleyken iktidar tarafından seçilen kişilerle yürütülecek bir süreç bizi çok daha büyük felaketlerin beklediğinin habercisidir.
Değerli arkadaşlar, öncelikle şu sorunun cevabını aramalıyız: Ne oldu da biz şimdi böyle bir kanunu tartışıyoruz? İktidar tüm enerjisini kendisine karşı bir alternatif oluşturan herkesi fişlemeye harcıyor? Meclise getirilen bu yasayla fişlemeyi yasal hâle getiren kılıflar sunuluyor. Tabii, bu yasa kamuoyunda boşuna "fişleme yasası" olarak duyulmadı. Her türlü istisna ve ayrıntı düşünülmüş. Fişlemeye müsait bir zemin oluşturmak için her şey itinayla bu maddelere yedirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, bir sağlık emekçisi ve yıllarını bu işe vermiş bir hekim olarak söylüyorum: Her türlü konuda kendinizi sağlama alma kaygınız olabilir fakat sağlık konusundaki gizlilik ilkesinin ne böyle bir ihtirası ne de şakası olur. Kişisel sağlık verilerinin birilerinin güdümünde kullanılmasının yol açabileceği mağduriyetler hayal bile edilemez. Bu nedenle, henüz yol yakınken bu konudaki gerekli hassasiyeti gösterip iş işten geçmeden bu hatadan dönülmelidir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)