GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın 30'uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kişisel verilerin korunması, negatif statü haklarından birisidir ve özel hayatın gizliliği temel hakkına dayanmaktadır. Günümüz hukuk devletlerinde kişi her yönüyle bir bütün olarak kabul edilmekte ve özel hayat da bu bütünün önemli bir parçası olarak görülmektedir. Özel hayatın hukuksal düzenlemelere konu olmasındaki temel amaç, insan kişiliğinin serbestçe gelişmesine imkân vermek, kişiye kendisi ve yakınlarıyla baş başa kalabileceği, devletçe veya başkalarınca rahatsız edilmeyeceği özerk bir alan sağlamaktır. Ancak, tasarıya baktığımızda kişinin devlet karşısındaki özerkliğini göremiyoruz. Bunun en büyük kanıtı Verileri Koruma Kurulunun bağımsız bir biçimde oluşturulamamasıdır. Kurul üyelerinin yürütme ve iktidar tarafından atanacak olmaları kabul edilemezdir. Kurumun başkanlarının ve çalışanlarının atanmasında ve görevden alınmaları hususunda önemli olan nokta kurumun tamamen bağımsız olarak görev yapabilmesinin sağlanmasıdır. Bu sebeple Veri Koruma Kurumunun başka bir devlet organından göreviyle ilgili herhangi bir şekilde talimat alması kurumun bağımsız çalışmasının önünde bir engel teşkil edebilecektir.

Değerli milletvekilleri, bir diğer değinmek istediğim konu fişleme meselesidir. Örneğin, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 1'inci maddesinde kanunun amacının kişinin doğumundan ölümüne kadar kişisel ve medeni durumuna, uyrukluğuna ve bunlarda meydana gelebilecek değişikliklere ait doğal ve hukuki olayların belirlenip saptanması, bu amaçla düzenlenmiş kütüklere yazılması, elektronik ortamda ulusal adres veri tabanının oluşturulması, nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesini sağlamak olduğu ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, kanunun amacında bir fişleme uygulamasından söz edilmemiştir ancak uygulamaya baktığımızda ne yazık ki insanlarımızı etnik ve dinî inançları bakımından âdeta fişleyen bir uygulama hâlen devam etmektedir.

Hatırlayacağınız üzere, bir Ermeni yurttaşın çocuğunu Ermeni okuluna kaydettirmek için başvurduğu İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü evrakında gayrimüslim yurttaşlarımıza soy kodu verildiği ortaya çıkmıştır. Rum vatandaşlarımıza "1", Ermeni vatandaşlarımıza "2", Yahudi vatandaşlarımıza "3", Süryani vatandaşlarımıza "4" kodunun verildiği anlaşılmıştır. Bunun doğru olduğu, geçenlerde Sayın Vekilimiz Garo Paylan'ın da sayın bakana hitaben vurgulamış olduğu gibi, İçişleri Bakanlığı Nüfus Genel Müdürlüğü tarafından kendisine bunun kaldırıldığına ilişkin sözlü bir bilgi de verildiğinden dolayı, demek ki bu soy kodunun tarihî süreç içerisinde uygulandığının da aynı zamanda bir göstergesi olmaktadır.

Gerçek anlamda laik ve demokratik bir ülkede devletin dinî, etnik, kültürel, politik köken ve tercihlere karşı kör olması gerekmektedir ancak Türkiye'de merkeziyetçi ulus devletin, yurttaşlarını etnik, inançsal ve politik bakımlardan sınıflamaya devam etmesi itibarıyla yurttaşına kriminal potansiyel gözüyle bakan devlet anlayışının hâlâ devam ettiğini görmekteyiz. Bu doğrultuda, devlet, ülkede hangi etnisiteden yurttaşların yaşadığını, hangi inançtan yurttaşların yaşadığını tespit edebilir ancak bu tespitleri daha demokratik, daha eşitlikçi toplumsal bir yaşamı kurmak için yaptığını beyan eder ve bu işlemleri şeffaf bir biçimde gerçekleştirebilir. Bu bağlamda, Hükûmet yetkililerine soy kodu uygulamasının kaldırılması için gerekli düzenlemeleri yapmaları konusunda çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Değerli milletvekilleri, çok etnisiteli, çok dinli, çok kültürlü olan toplumumuzda yurttaşların etnik kimliklerinden, dinî ve politik tercihlerinden ötürü kaygılanmayacakları demokratik bir zemin oluşturmak hepimizin başlıca görevidir ancak bu biçimde, ülkemizde tüm yurttaşlarımızla birlikte çocuklarımıza aydınlık bir gelecek inşa edebileceğimizi gösterebiliriz.

Bu duygu ve düşüncelerle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)