GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:60
Tarih:23.03.2016

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu kanun tasarısının bir temel problemi var ve sonraki bütün maddelerde de bu temel problem kendisini ortaya koyuyor.

Bu kanun tasarısı, esasen, Avrupa Birliği uyum mevzuatı çerçevesinde ele alınmış, dolayısıyla Avrupa Komisyonunun tavsiyeleri ve daha önce aldığı kararlarla bir uyum sağlama çabası içerisinde. Fakat Türkiye'de veri toplama ve veri işleme, esasen devlet eliyle yurttaşlar aleyhine yapılan bir işlem olduğundan, yüz yıllık geleneği, modernizm çağının yüz yıllık geleneği böyle oluşmuş olduğundan, kaçınılmaz olarak bu devlet etme alışkanlığı, Avrupa Komisyonu müktesebatı ile devlet etme alışkanlıkları arasındaki bir çelişkiye yol açıyor. Kaçınılmaz olarak bu çelişki de şeklen müktesebata uyum gösterilir gibi olsa da esasen devlet etme alışkanlığının bütün parametreleri bu yasalara siniyor.

16'ncı maddede de böyledir mesele. Aslında Avrupa Komisyonunun öngördüğü yaklaşım kişisel verileri koruma sicili doğrultusunda şudur: Bu kişisel verileri koruma görevlilerinin sicile kaydedilmeleri, onların uzun denetimlere tabi kılınmaları değil, hesap verilebilirliği üzerine kuruludur. Şikâyetler üzerine ortaya çıkan durum hesap verilebilirlik üzerinden yurttaşın talebi karşılansın diye düzenlenmiştir. Oysa bizde gene bu bin türlü mevzuata fakat asla saydam olmayan bir mevzuata bağlanmıştır. O yüzden sorumluluk esaslı mekanizmaların kurulması ilkesi burada geçerli değildir. Bu nedenle bunun yasadan çıkartılmasını öneriyoruz. Fakat bunu yasadan çıkartsak geri kalanlarıyla beraber hakikaten sahici bir kişisel verilerin işlenmesi bakımından yurttaşı koruyan yasaya ulaşabilir miyiz? Ben bunun olmayacağından yüzde yüz eminim, siz de emin olun. Çünkü getirdiği bütün istisna hükümleriyle bu Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı bugüne kadar fişleme yapan bütün kurumların yaptıkları fişlemelerin yasal olduğunu teminat altına almakta, bunu koruma altına almakta ve bundan sonra da fişleme yapmaya devam etmelerini güvence altına almaktadır. Dolayısıyla yurttaşların bu yasa çıktı diye sevinmelerini gerektiren herhangi bir şey yoktur. Aslında, bugüne kadar Anayasa'ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Türkiye'deki diğer kişi haklarını koruyan mevzuata rağmen yurttaşları fişleyen herkes fişlemeye devam edecektir.

Öte yandan, özel kuruluşlar bakımından da getirdiği istisna hükümleriyle aslında kişisel verilerin ticarileşmesi, kişisel verilerin alınıp satılması önünde birçok açık kapı bıraktığı için de şeklen aslında Avrupa mevzuatıyla uyum sağlayan fakat esasen devletin ve piyasanın yurttaş üzerindeki hâkimiyetini onaylayan ve aslında bunu güvence altına alan bir yasayla karşı karşıyayız. O nedenle bu yasanın iyileştirilmesi bu temel çelişkiden kurtulmadıkça mümkün değil ama biz bu 16'ncı maddeyi hiç değilse kurtarabilirsek belki bu önergeyle, bir adım daha ileriye atmış olabiliriz.

Şahsen görüşüm ve grubumuzun da görüşü şudur ki Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı Devleti'nden tevarüs ettiği, Osmanlı Devleti'nde mevcut bütün yukarıdan aşağı yönetme ve hükmetme mekanizmalarının hepsinin şimdi Avrupai bir kılık altında yeniden üremesi sonucunu vermektedir. O nedenle, bu temel çelişki çözülmedikçe yani Türkiye kişi haklarını güvence altına alan ve kişi haklarının ihlalini en önemli insan hakları ihlali olarak gören bir yeni anayasal rejime kavuşmadan evvel bütün bunların bir değeri ne yazık ki olmayacaktır. Tabii ki buna karşı Anayasa Mahkemesi kapısı açıktır ancak Anayasa Mahkemesinin de bu bakımdan bir güvence teşkil edeceği şüphelidir.

Bütün bu nedenlerle, Osmanlı Devleti'ni yeniden kurma yolunda Avrupai bir adım olan bu yasanın kendisine ve bu maddeye karşıyız, çıkartılmasını istiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)