| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Yüce Meclis, değerli arkadaşlarım ve de bizi izleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları; hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi adına, görüşmekte olduğumuz Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın 15'inci maddesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Çok iyi, çok güzel, hepsini tartışıyoruz ancak bazı şeyleri de es geçiyoruz. Nedir? Yaklaşık 7 Hazirandan bu tarafa yüzlerce insanımız terör olaylarından vefat etti, öldü, birçok şehidimiz oldu. Peki, bunun sorumlularıyla ilgili ne yaptık? Sayın Adalet Bakanımız da burada, umarım... Bu konulara biraz daha dikkat etmek zorundayız çünkü bu olaylar Avrupa'da da olmaya başladı ve de göreceksiniz... Dünkü Brüksel'deki olayın failleri de belli, IŞİD ve de bunların takibi yapılmadığından dolayı... En yakın zamanda sorumlusunun, -Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı, yoksa Emniyet teşkilatı mı- bugün yarın kimin görevden alınacağını hep birlikte izleyeceğiz. Peki, ben Sayın Başbakan Davutoğlu'na buradan sormak istiyorum: 7 Hazirandan bu tarafa yaklaşık 280 kişi öldü, bunca şehidimiz oldu, güvenlik görevlimiz... Sayın Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürlüğü, MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan, kimse sorumlusu, bunları takip etmeyen... Bunları canlı bomba olarak başka ülkelerin -Almanya'nın bile- Türkiye Cumhuriyeti'nden daha önce bizlere istihbarat olarak vermesinden dolayı da utancımızı buradan dile getirmek istiyorum. Nerede bizim MİT teşkilatımız? Nerede Sayın Bakanımız? Yani, biz başkalarının verdiği bilgiler yüzünden mi takip edeceğiz, bilgilerin ışığında mı takip edeceğiz? Bu ölen insanların geride kalan çoluğunun çocuğunun haklarını, bu öksüzlerin vebalini kim çekecek Sayın Başkan?
Sayın Bakanım, siz burada sohbet ediyorsunuz ama gerçekten o aileler şu anda kan içinde, evlerinde çok azap içindeler. Onun için, özellikle MİT teşkilatının tekrar gözden geçirilmesini buradan altını çizerek belirtiyorum.
Bakın, bir olayı daha özellikle belirteceğim. Türkiye'de krallar gibi, bakanlarla birlikte güllük gülistanlık yaşayan iş adamı Reza Zarrab -madem hiç suçu yoktu- Amerika'da gözaltına alındı, hatta bugün parayla bile serbest bırakılması da reddedildi biliyorsunuz. Kanun, bizde maalesef çalıştırılmıyor ama Amerika'da çalıştırılıyor. Demek ki bu insanın suçu varsa Türkiye'de de suçu var.
Biraz önceki hatip arkadaşımız dedi ya "AK PARTİ yapar, başkaları bakar." diye. Değerli arkadaşlarım, bakın, siz böyle söylüyorsunuz ama yaklaşık dört yıldır ilk defa işsizlik iki haneli rakamlara ulaştı; 11,4 oldu. Onun için, uyanın, uyanın, bu kötü gidişatı hâlâ göremiyorsunuz. Bir an önce, başta Çalışma Bakanı olmak üzere, Başbakan, bakanlar... İlk önce, gelen mültecilerin güvenlik kontrolünden geçirilip ülkedeki sıkıntılara, terör olaylarına daha fazla sebep olmaması adına daha iyi takip edilmesi gerekiyor. Yakında gelen mültecilere verilecek olan her iş yerinde yüzde 10'luk kontenjanla, bugün açıklanan yüzde 11,4 olan işsizliğin önümüzdeki aylarda veya yıl sonunda 14'lere, 15'lere ulaşacağını göreceğiz. Başka ülkelerde kendi vatandaşına sahip çıkılır ama maalesef AKP Hükûmeti kendi vatandaşını ikinci sınıf vatandaş hâline getiriyor. Ya, beyler, kendi vatandaşımızın haklarını savunalım, kendi vatandaşımızı koruyalım. Dikkatinizi çekerim, bugün bir esnaf, bir çiftçi BAĞ-KUR'unu ödeyemediğinde, iki ay ödeyemediğinde ne devlet hastanesinde bakılabiliyor ne ilacını alabiliyor ama gelen Suriyeli mültecilere "10,5 milyar harcadık." diye buradan böbürleniyorsunuz. Kendi vatandaşımızı düşünelim lütfen.
Sizlere daha çok söylenecek şey var ama umarım göz önünde bulundurursunuz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)