GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:60
Tarih:23.03.2016

EREN ERDEM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çalışma düzenine dair bir öneriyi grup adına konuşmak üzere buradayım.

Çalışma düzenimizle alakalı söylenecek çok şey var fakat bugün konuşulan konuyu çalışma düzeni içerisinde değerlendirme adına birkaç şey söyleyeceğim.

Değerli arkadaşlar, 25 Kasım 2011 tarihinde herkesin çok yakinen bildiği ve buradaki 550 milletvekilinin tamamının büyük bir üzüntü duyduğunu çok yakinen bildiğim bir N.Ç. hadisesi yaşadık. Alınan karar son derece kötü, tehlikeli, Türkiye'deki hukuk sisteminin, ülkemizin temel omurgası olan hukuk sisteminin tartışılmasına yol açan bir karardı.

Arkasından, 10 Mart 2016'da, geçtiğimiz günlerde engelli bir çocuğa tecavüz iddiasıyla gerçekleşen yargılama süreci, benim burada zikretmek istemediğim bir kararla belli bir indirimin önünü açmış oldu.

Yine, 21 Mart 2016'da Kocaeli'de arkadaşlar, bir doktorun 3 yaşındaki bir çocuğa, zikretmek istemediğim, toplumun, milletin vicdanındaki ahlaki ve irfani kriterleri zedeleyecek bir fiil gerçekleştirmesine binaen oluşan süreci de yakinen biliyoruz. Eğer biz bu davalardaki savcılardan bir tanesine dokunabilseydik bu ülkede emin olun ki benzeri bir tutum yargı zemininde gerçekleşmezdi. Dolayısıyla, bizim bu hususta çok daha net bir tutum izlememiz gerekirken bugün önerilerin hangi siyasi partilerden geldiği kriteriyle hareket eder bir yaklaşım içindeyiz.

Ben, buradaki hiçbir iktidar partisi milletvekilinin Ensar Vakfında gerçekleşen olayı onaylama ihtimali dahi olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine, doğal olarak bu milletin bütün temsilcileri aynı ahlaki ve irfani kriterlerle sürece bakmaktadır. Teklifi bir muhalefet partisinin vermiş olması hasebiyle geliştirilen bu yaklaşımın toplum vicdanında açtığı yarayı kapatmak iktidar partisinin sorumluluğudur. Derhâl bu konuda, bugün içerisinde bir önerge getirilmeli, bu iş bir şekilde bir komisyona dönüşmeli ve toplum vicdanında oluşan bu yara kapatılmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, havuz medyası her konuda çok cevval ve mahir ifadeler kullanırken bu konuda da malum, sesi kısık bir yaklaşım içerisine giriyor. Arkadaşlar, vicdanlarına kayyum atanmış basın mensuplarının olduğu bir ülkede söylenen her söz yalandır. Bu hakikat üzere, havuz medyası günlerdir Amerika'da gerçekleşen bir tutuklama hadisesi üzerine odaklanmış durumda. Hatta şu meşhur Reza Zarrab'ı tutuklayan savcının paralel yapıya mensup olduğu yönünde birtakım yaklaşımlar sergileniyor. Ben de çok meraken ve aynı zamanda, paralel yapı soruşturmasını yürüten savcılara seslenmek şartıyla şunu öneriyorum arkadaşlar: Gelin, savcılara bir yol haritası oluşturalım. FETÖ iddianamesini değiştirelim, "Fetöminati ve tapınak şakirtleri" yapalım. Niye? Çünkü o kadar güçlü bir yapı ki bu, Amerika'daki savcıyı da yönetiyor tıpkı İlluminati gibi. Hani dünyayı eskiden Masonlar yönetirdi yahut da efendim, Siyonistler yönetirdi perspektifinden, bugün İlluminatinin yerini, anlaşılan, fetöminatiye ve tapınak şakirtlerine bırakmışız.

Arkadaşlar, komikleşiyoruz. Böyle bir medya düzeninin olduğu bir ülkede, böyle bir medya düzeninin tasvip edildiği, onaylandığı bir ülkede demokrasiden, özgürlükten bahsetmek bizi ancak kendisiyle çelişen komik bir objeye dönüştürecektir.

Bu bağlamda, bugün, Ensar Vakfı özeline iktidar partisi eliyle çekilen... Ki, önergelerde, arkadaşlar, bir vakıf, bir kurum, bir kişilik, bir şahıs, bir dinî lider ya da bir itikadi anlayış, yaklaşım hedef alınmadığı hâlde, bunu, ısrarla bir kurumla ilintili bir çerçeveden yorumlama suretiyle bu meseleyi Parlamento gündeminden uzaklaştırma çabası içerisine giren iktidar partisi Ensar Vakfını hedef hâline getirmektedir. Muhalefet partilerinin buradaki temel derdi çocuk istismarına yönelik müşterek bir yaklaşım ortaya koyabilmektir. Nasıl ki Ankara'da yaşanan terör saldırısı yahut farklı bir ülkede yaşanan bir terör saldırısı sonrası biz burada hep beraber bir şey söyleme kabiliyetini gösterebiliyorsak, bugün de herkesin vicdanında aynı noktada duran bu sorunu ve problemi çözümleme adına müşterek bir irade ortaya koymak zorundayız. Aksi takdirde, buradan çıktığımızda, sokağa indiğimizde insanların bize soracağı sorulara yanıt verirken yüz hatlarımızda belirecek durum karşımızdaki bireyleri fevkalade rahatsız edecek, ümitsizliğe sevk edecek ve gerçekten, belki de birilerinin sistematik olarak algılatmaya çalıştığı "Parlamenter sistem çalışmıyor." algısına hizmet eden bir durumun ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bu doğru bir şey değildir. Burası demokrasinin beşiğidir, burası milletin vicdanıdır. Ben, bugün burada, tıpkı geçmişte olduğu gibi müşterek bir anlayışın, bir iradenin belirmesinin ne kadar önemli olduğu kanaatinin herkeste hasıl olması adına bu çağrıyı yinelemek istiyorum. Buyurun, gelin, önergenizi getirin, oylayalım, destek verelim, bu komisyonu kuralım; sizin öncülüğünüzde kuralım, siz bunun öncüsü olun, siz ortaya çıkacak politik sonuçların mesulü ve sorumlusu olun ve biz de bu sorumluluğun altına kellemizi koyalım, bütün bedenimizi koyalım ve toplumun vicdanına bu ülkede gerçekten de tahribat yaratmış olan bu hadisenin karşısında dik duran bir Parlamento olarak çıkalım. Bizim birinci temennimiz budur ve bu hassasiyetle Meclis gündemine bir yaklaşım sergilemenizi de murat ve temenni ediyoruz.

Arkadaşlar, Pozantı Cezaevinde -bir önceki hatibimizin ifade ettiği- malum bir hadise yaşanmıştı. Benim bir meslektaşım Pozantı Cezaevinde gerçekleşen bu menfur hadiseyi haber yaptığı için tutuklanmış, gözaltında tutulmuştu. Yani, çok enteresan bir şekilde, devletin mahremiyetine dair bilgileri ifşa ettiği gerekçesiyle bu arkadaşımız gözaltında tutulmuştu. Hâlbuki, orada yapılması gereken, Pozantı'da yaşanan hadisenin sorumluları hakkında verilen cezaları belli bir indirgemeci tutumla belirleyen anlayışın cezalandırılması gerekliliğiydi. Bugün de burada arkadaşlar, biz "o vakıf, bu vakıf, şu vakıf, şöyle vakıf, böyle vakıf" demeden bir müşterek tutum belirlemek mecburiyetindeyiz. Eğer buraya çıkan her milletvekili intikamcı bir yaklaşımla siyaseti inşa etmeye çalışacaksa, tıpkı 28 Şubatta bu ülkenin mütedeyyin insanlarının üstünden dozer geçirmiş olan bir anlayışın karşısında aynı intikamcı perspektifle bir benzerini kendi gibi düşünmeyenlere tatbik etme tutumunda ısrar edecek bir siyaset izleyecekseniz şunu söyleyelim arkadaşlar: Biz bugün burada geçmişte ÇYDD'ye yaptıklarınızdan dolayı bulunmuyoruz. Bizim burada bulunma sebebimiz, geçmişte vakıfları delik deşik edip, kumpas davalarında onların öncülerini, kurucularını kanser hastası olduğu hâlde gözaltılarına alıp da hayatlarından ciddi bir zamanı yok etmiş olmanızdan dolayı da değil. Bugün burada bulunmamızın sebebi, buradaki herkesin ortak vicdani tavrını somutlaştırmak ve müspet bir Parlamento iradesiyle bu soruna dur demektir.

O yüzden, lütfen, gelin, hep beraber, getirin önergenizi, altına imzamızı atalım, çocuk istismarını engelleyecek bir yaklaşımı hepimiz burada sahiplenerek, sizin öncülüğünüzde, sizin liderliğinizde ve sizin belirlediğiniz önerge konseptinde onaylayalım ve bu problemle birlikte mücadele edelim diyorum. Bu konuda hassasiyet göstermenizi bekliyor, temenni ediyor ve bütün milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)