GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:59
Tarih:22.03.2016

CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir buçuğu geçti, 14'üncü maddeye gelebildik. Aslında, önergelerimiz kabul edilseydi, bir anlaşmaya varabilseydik üç saatte biz bu kanunu geçirirdik.

Gerçekten de, söylediğimiz gibi, bu kanunu siz hazırladığınız şekliyle geçireceksiniz, biz Anayasa Mahkemesine başvuracağız. Sonuç ne olur, bilmiyorum ama Anayasa Mahkemesi iptal etmese dahi, Avrupa Birliğinin yeni regülasyonu devreye girdiğinde, biz, tekrar bu kanunu görüşmeye başlayacağız.

Yalnız, şu hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum: Avrupa Birliğinin, gerek 1995 tarihli gerek 2015 tarihli regülasyonlarında kişisel verilerle ilgili 4 tane temel ilke belirlenmiş ve bunu kabul eden tüm Avrupa Birliği ülkelerinde de buna uygun davranılmış. Nedir bunlar?

1) İlgili kurul, demokratik yollarla seçilmek durumunda. Bütün ülkelerde bu böyle. Bizde nasıl? 3'ünü Sayın Cumhurbaşkanı, 4'ünü Bakanlar Kurulu atıyor. Var mı bu 3 şart? Yok.

2) Bu kurulu denetleyecek başka bir kurulun olması gerekiyor. Bütün Avrupa ülkelerinde bu kurul, başka kurumlar, örneğin ombudsmanlar tarafından ya da -bizde- Denetleme Kurumu tarafından denetleniyor. Bizde var mı bu? O da yok.

3) Diyor ki: "Bütün kişisel verilerin hukuki yollarla temin edilmesi şarta bağlı." Biz de var mı bu? Bu da yok.

Ve son olarak da "Temel hak ve özgürlüklerle ilgili kişisel verilerin çok sıkı koruma altında olması gerekir." diyor. Biz de var mı? O da yok.

Şimdi, biz diyoruz ki bu kanun gerekli ama bu kanun bu hâliyle gerekli değil. Bakın, bu kanunu kabul etmeden önce Türk Ceza Kanunu'nun 135'inci maddesi var, çok açık bir yasaklama getiriyor, diyor ki: "Kişilerin siyasi, felsefi veya dinî görüşlerine, ırki kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına ve sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." Şimdi, bu gelen kanunda ne diyor, 6'ncı maddede? Bu tanımlamaları yapıyor, "Bunlar, özel nitelikte kişisel verilerdir." diyor. Tamam, güzel. "Bunlar, kişinin açık rızası olmadan işlenemez." diyor. Tamam, o da güzel ama en sonunda diyor ki: "Kurul -hangi kurul Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanının atadığı memurlardan oluşan kurul- yeterli önlemleri -hangi yeterli önlemler, bir tanım yok- alırsa bunlar işlenir." diyor. Yani Ceza Kanunu'nun 135'inci maddesini baypas ediyorsunuz. Bugün bana, yarın sana. Yarın, hani iktidardan düştüğünüz zaman, birisi bu kanunu kullanarak sizin aleyhinize bir durum yarattığında ne olacak, bunları düşünüyor musunuz? Yok, düşünmüyorsunuz.

Şimdi, aslında, bunu beklemek de haksızlık. Biraz önce biz kapalı oturum istedik. Yurttaşlarımız görmedi ama -kusura bakmayın, rencide etmek için söylemiyorum Sayın Grup Başkan Vekilim- milletvekilleriniz neye el kaldırdığını bilmeden bizim önerimizi destekler şekilde el kaldırdı.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Gördü, gördü, canlı yayın yaptı Mahmut Tanal.

CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla) - Onların sayesinde...

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Siz kapalı oturumu yayınlayan milletvekiline söyleyin ya.

CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla) - Yapmayın efendim, yapmayın.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hayır, hayır...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hayır, o oylama stenograflar içindi ya, senin önergen değildi.

CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla) - Hatta o oylamayı Sayın Başkan tekrarlamak zorunda kaldı.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tutanakları oku.

CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla) - Şimdi, bu mantıkla mı bunu oylayacaksınız? Yani şunu söyleyebilir misiniz: Akıl süzgecinizden geçirerek, bizim itirazlarımızı da göz önüne alarak mı el kaldıracaksınız? Yani bunu söylemek hayatın olağan akışına uygun değil.

Bakın, biz burada anlatıyoruz, siyasi bir konuşma da yapmıyoruz, teknik olarak anlatmaya çalışıyoruz ama yani sizden bir ses yok, çıkacağına da pek ümidim yok.

Genel Kurulu saygılarımla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)