GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:59
Tarih:22.03.2016

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun, kişisel verilerin yayılmasını engellemek için çeşitli önlemlerden ve denetimden bahsediyor. Gerçekten de kişisel verilerin korunması ve erişiminin kısıtlanması çok önemlidir ancak AKP Hükûmetinin bu konuda oldukça sabıkalı bir yönetim olduğu hepimizin malumu. Özellikle, vatandaşlarımızın sağlık verilerinin çok sıkı tedbirler alınarak korunması gerekmektedir. Kişisel veriler ve kişisel güvenlik temel bir insan hakkıdır. Bu verilerin kötü niyetli insanların eline geçmesi hâlinde telafisi mümkün olmayan yaşamsal problemlere sebebiyet verebilir.

Yasaya baktığımızda, kişisel verilerin korunmasından ziyade dağıtımı ve erişimi üzerinde durulduğu açıktır. Kanuna göre, bir kişinin açık rızası olmasa bile siyasi düşünce, inanç, mezhep, kılık kıyafet, dernek üyeliği, sağlığı, biyometrik ve genetik verilerinin, sağlık hizmetlerinin yönetimi ve finansmanı amacıyla kullanılabileceği açıkça görülmektedir. Yasaya göre, kurulacak olan kurula atama yapacak olan da Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanıdır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükûmetlerinin Bakanlar Kurulu üyeleri, tanıdığımız ve davranışlarını izlediğimiz ve gördüğümüz kadarıyla sık sık fikir değiştiren ve günübirlik politik söylemleri sırasında bir gün beyaz dediklerine ertesi gün siyah diyebilecek kadar farklı davranış gösteren kişilerdir. Hâl böyle olunca, bu millet size nasıl güvensin? Türk milletinin verilerini korumak istediğinizi nereden bilelim? Sizler, bildiklerimiz kadar yıllarca düşünsek aklımıza gelmeyecek şeyleri dahi özelleştirmekte, satmakta meşhur ve mahir bir yönetim olarak anılmayı hak etmiş bir partisiniz. Örneğin, genel sağlık sigortası verilerini satmadınız mı?

Ülkemizi, stratejiniz olmaksızın, taktik nedir bilmeksizin yönetiyorsunuz. Akıntıdaki bir yapraktan hiçbir farkınız yok. Hükûmet bu durumda derhâl ipleri eline almalı, uluslararası odaklar tarafından yönetilen vahşi kuklalar ile arasına kalın bir çizgi çekmeli. Gün, teröristler ve onların zehirli sözcülerine hak ettikleri cevap verme günüdür; gün, Türk milletinden aldığı güç ile ülkemizin birlik ve beraberliğine kastı olanları defetme günüdür; gün, yeryüzünün en onurlu askerî gücü olan Türk Silahlı Kuvvetlerine ve cesur emniyet güçlerine güvenme ve kahraman Türk evlatlarının yanında olma günüdür. Dünyanın terörle mücadelede en yetkin, en deneyimli güvenlik güçlerine sahibiz. Bugün de terörle mücadelede en sert tedbirleri almak suretiyle milletimizin hayatına kastedenlerle anladıkları dilden mücadele etmek zorundayız. Biz Türk milletinin ve devletinin menfaatlerinin kollanması hususunda her zamanki olduğumuz çizgideyiz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak yalpalamadan, kirli suç örgütleriyle olduğu gibi, bu kirli suç örgütlerine kapı aralayanlarla da hep uzak kaldık, hep uzak duracağız. Türk'e kefen biçenlerin bu cüreti kendi başlarına göstermediklerini çok iyi biliyoruz.

Yeni bir müzakere, açılım, sözde barış gibi girişimlere hazırlananlar olduğunu duyuyoruz. Yapmayın, bu milleti bir kez daha sırtından vurmayın, yazık edersiniz. "Çözüm" diye anılan paçavra yol haritalarınızın miadı doldu. Varlığımızın tehdit edildiği bugün Hükûmete sesleniyorum: Artık "Kandırıldık." deme lüksüne sahip değilsiniz.

Türk milleti adına bir kez daha AKP Hükûmetine sesleniyorum: Terörle mücadelede yanımızda mısınız? Biz Türk milletinin ve devletinin her zaman yanındayız. Herkes şunu iyi bilmelidir: Kardeşliğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi, birliğimizi ve beraberliğimizi hiçbir kimse bozamayacaktır, Milliyetçi Hareket Partisi buna kesinlikle izin vermeyecektir. Bu her kim olursa olsun, buna buradan sesleniyorum, ister uluslararası güçler ister bunlarla iş birliği yapan herkes olsun: Kardeşliğimizi ve birliğimizi hiç kimse bozamayacaktır.

Sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)