| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 22.03.2016 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı'yla esasında kişiyi koruyamayan bir devlet, kişisel verileri korumaya çalışıyor.
Bakın -değerli grup başkan vekilimiz az önce konuşmasında ifade ettiler- Türkiye'nin gündeminde bugün Ankara Kızılay'a çıkamayan insanlar, orada saldırıya uğrayan, hayatını kaybeden öğrenciler ve şu anda Taksim'de, Kızılay'da, İstanbul'un merkezinde patlayan bombalar ve Türkiye'de şu anda 3 milyona yakın mülteci ve bunlarla ilgili kamuoyumuzda var olan endişe... Bulunduğumuz bölgede -Balıkesir'e ben de gidiyorum- orada insanlar ekonomik sıkıntılarından ve doğu ve güneydoğuda görev yapan asker çocuklarının, polis evlatlarının, yaşamlarından endişe ediyorlar ve bize diyorlar ki: "Ne zaman bunları siz gündeme getireceksiniz, ne zaman bunları konuşacaksınız? Daha kaç evladımızı mezara koyacağız?" Bakın, son bir hafta içerisinde 3 şehidimizi biz Balıkesir'de toprağa verdik ve insanlarımız artık şu noktaya geldi: "Siz bizim evlatlarımızın yaşamını konuşmayacaksanız, bu sorunu konuşmayacaksanız o Mecliste niye varsınız?"
Değerli Bakan, bakın, adaletin yığınla sorunu var, bunların hepsini konuşabiliriz. Keşke anayasa yapma konusundaki ısrarınızı, terörle mücadele konusunda bir komisyon kurarak, artık, Türkiye'nin önemli sorunu olan, insanlarımızın yaşamına mal olan bu sorunu da burada konuşuyor olabilsek ama maalesef yapamıyoruz. Şu anda konuştuğumuz, kişinin kendisini koruyamıyoruz, kişinin yaşamını koruyamıyoruz ama kişisel verileri korumaya çalışıyoruz. Onu da nasıl koruyacağız? Bakın, geçenlerde 65 milyon Türk lirasına Sosyal Güvenlik Kurumunun bütün kişisel verileri sattığı ortaya çıktı. Bunu SGK yalanlamadı. Yine Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerini bir hacker grubu ele geçirdi ve İnternet sayfalarında verileri açtı. Bununla da ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü herhangi bir yalanlamada bulunmadı. Yani Türkiye'de bugün kişisel veriler zaten çarşaf çarşaf sergileniyor. Avrupa Birliğinin hiçbir ülkesinde kişinin mezhebi ve kişisel yaşamı bir veri konusu değildir. Sayın Bakan, bizde neden böyle bir şey söz konusu? Kişinin mezhebinden kime ne? Bu neden bizim yasamızda gündeme geliyor? Bakın, burada her çıkardığınız yasa, Anayasa'ya aykırılık yönünden Anayasa Mahkemesine gitti ve Anayasa Mahkemesi, hatırlayın, geçen dönem çıkardığınız, kamu görevlileriyle ilgili verilen idare mahkemesi kararlarını Hükûmetin bir yıl uygulamamasıyla ilgili bir düzenleme getirildi ve birçok kamu görevlisi mağdur oldu; öğretmenler, emniyet müdürleri. O yasayı Anayasa Mahkemesi iptal etti ve şu anda idare mahkemeleri onların lehine karar veriyor ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna talimat yazıyor. "Bu, bu, bu hâkimler bu yasalarla ilgili, bu durumlarla ilgili iptal kararı vermesin." diye talimat yazıyor. Sayın Bakan, adaletin, hukukun üstünlüğü olan bir ülkede Emniyet Genel Müdürlüğü HSYK'ya talimat yazar mı, hâkimlerini şikâyet eder mi?
O bakımdan, birçok yönüyle Anayasa'ya aykırı olan bu yasanın, biz yine, eğer burada ısrar edilirse ve gereken yasal düzenleme geriye çekilip bir kez daha komisyonlarda görüşülmezse aynı sonuç yine gerçekleşecek.
İşte, birçok yönden, bugün kamuoyunda "fişleme yasası" olarak bilinen bu yasa, tarafımızdan, yine Anayasa Mahkemesine gidecek, Anayasa'ya aykırılıktan iptal edilecek ve bir kez daha buraya dönecek. Biz bir kez daha haklı çıkmak istemiyoruz.
Gelin, gerçekten, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Anayasa'nın ruhuna uygun bir yasal düzenlemeyi buraya getirelim, aksi hâlde bu kadar emek, bu saate kadar verilen emek yeniden boşa gidecek.
Biz istiyoruz ki, artık, Türkiye'de toplumun bizden beklediği uzlaşma kültürünü uygarca tartışarak ve Avrupa normlarında, evrensel ölçütlere uygun bir kişisel verileri düzenleme yasası getirelim.
Umarım ki uyarılarımızı dikkate alırsınız, yoksa önümüzdeki dönemde Anayasa Mahkemesi kararını bir kez daha önünüze koyacağız diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)