| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 22.03.2016 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hodri meydana hodri meydan, eyvallah da biz şöyle diyoruz: Devleti bölenleri yargılayacaksak yargılayalım yargılamasına, gelin, devleti soyanları da yargılayalım diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hepsi beraber diyoruz. Yapma Engin Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Söylediğimiz bundan ibaret ve soyma hâli devam ettikçe de yargılama hâli devam etsin diyoruz, burada sizinle anlaşamıyoruz.
İpe un seren yok. Biz 2002'den beri Cumhuriyet Halk Partisi olarak dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılmasını müteaddit defalar söylemiş, iddia etmiş bir partiyiz. Sayın Başbakanın ya da Cumhurbaşkanının "Mecliste, Meclis raflarında tozlanıyor dokunulmazlık dosyaları." diye ettiği bir laf var. Kendilerine hatırlatmak isterim, doğrudur, Meclis raflarında tozlanan dokunulmazlık dosyaları var ama Meclisin depolarında küflenen, çürüyen, mantarlaşan dokunulmazlık dosyaları da var; kalpazanlık gibi, ihaleye fesat karıştırmak gibi, AKBİL gibi. Gelin, isterseniz önce oradan başlayalım, en eskilerden başlayalım gidelim. (CHP sıralarından alkışlar)
Elbette terör meselesi ayrı, akan sular durur. Terör suçlarıyla ilgili dokunulmazlık meselesinde de...
BAŞKAN - Sayın Altay...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Buyurun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Özür diliyorum. Saatte galiba bir problem oldu. Bir saniyenizi alıp tekrar açıp kapama yapmamız lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yoksa alınganlık mı gösterdin diye düşündük Sayın Başkan Sayın Altay'ın konuşmalarından.
BAŞKAN - Kesintiye uğramasın diye söylüyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, o zaman on dakika mı başlıyor? Evet, peki.
Evet, Sayın Turan, tamam mı? Devleti soyanı da yargılayalım, böleni de yargılayalım, kim suç işlerse yakasına yapışalım. Milletvekilliği kimseye özel bir ayrıcalık, suç işleme özgürlüğü vermesin.
Sayın Milletvekilim, Ravza Hanım, güzel bir konuşma yaptınız. Meclis, normalde, biliyorsunuz yediye kadar çalışır, kapanır. Her ne kadar, sizin daha önceden kabul edilmiş bir grup önerinizle sözlü soruların bitimine kadar çalışması kabul edilmiş olsa da biz iyi niyetle dedik ki: "Yedi yerine dokuza kadar çalışalım." Bu Mecliste memleket için doğru şeyler olduğu zaman, iyi şeyler olduğu zaman, muhalefetin yapıcı önerileri dikkate alındığı zaman, Sayın Milletvekilim, sabah beşe kadar burada, bu sıralarda uyuklamaya gerek yok, bu Meclis 2 bin maddelik kanunu üç günde çıkarmış bir Meclis. Niye bu uzlaşmayı aramak varken hem sizin milletvekillerinize hem muhalefet milletvekillerine "Bak, sabaha kadar çalışırız ha!" diye tehditvari bir grup önerisi getiriyor grubunuz? Bunu da çok merak ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz, muhalefet olarak memleketin hayrına, olumlu her şeye ne zaman hayır dedik? Bir tane örnek gösterin, gösteremezsiniz. Gelin, karşılıklı iyi niyet içinde olalım.
Sayın Turan, Çanakkale'yi anlamayan Türkiye'yi anlamaz, çok doğru, çok güzel bir söz. Evet, siz "ön söz" diyorsunuz, o da çok doğru, altına ben de imza atıyorum. Ben ilaveten bir şey daha söylüyorum: Hepimizin varlık sebebi olan Kurtuluş Savaşı'mızın esin ve ilham kaynağı da Çanakkale'dir, bu da doğru. Allah nur göllerinde yatırsın, Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Allah razı olsun onlardan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Mustafa Kemal de...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ama, çok merak ediyorum... Devriiktidarınızda Çanakkale savaşlarında Seyit Onbaşı ve Yahya Çavuş kadar itibar edilmeyen Mustafa Kemal'i anlamamak da Türkiye'yi anlamamaktır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Mustafa Kemal'i anlamak durumundayız; zorunda değilsiniz, sevmek zorunda da değilsiniz, eleştirebilirsiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok geç kaldınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak, ne söylediğimi bilerek söylüyorum ama anlamamış olursunuz, kıt kalmış olursunuz, bunu söylüyorum.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Eleştiri olmaz, eleştiriye karşıyız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Terörle ilgili çok şey söylendi burada, özellikle biraz önce topa girmemeye çalıştım: Terör seviciliği, terör örgütüyle ilişkiler, şu, bu.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Girin ya, girin!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, Sayın Erdoğan'ın, Sayın Davutoğlu'nun, Sayın Bülent Arınç'ın, Sayın Yalçın Akdoğan'ın, Sayın Beşir Atalay'ın, Sayın Sadullah Ergin'in, Sayın Yasin Aktay'ın, Sayın Yiğit Bulut'un söylediklerini söylersem yüzünüz kızarır, söylemiyorum, onları da milletin vicdanına havale ediyorum. Gelelim gündeme.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan Avrupa'ya gitti, Avrupa Birliğiyle görüşmeler yapıldı, vizesiz dolaşım... Tabii, buradan şu anlaşılıyor: "Biz bavulu alacağız, Almanya'da işe gireceğiz." Böyle bir şey yok. Turistik seyahat olarak vatandaşlarımız Schengen Bölgesi'ne vize almadan, pasaportlarıyla gidebilecekler, parası olanlar için zaten vize sorunu çok yok. Türkiye'de bu olmasın diye demiyorum, bu millet bunu çoktan hak etmiştir. Bu toplum, Schengen Bölgesi'ne, Avrupa'ya, dünyanın her yerine vizesiz gitmeyi çoktan hak etmiş bir toplum. E, bunun için de Avrupa Birliğinin bazı şartları var. E, var tabii. Avrupa Birliğine girmek gibi bizim bir niyetimiz var, sizin de zaman zaman iddia ettiğiniz bir durumunuz var Avrupa Birliğine girmekle ilgili. Hiç unutmam, bir 17 Aralık günü, güpegündüz, Kızılay Meydanı'nda havai fişek yaktınız, dönemin Başbakanının tırına, 12 yıldızlı Avrupa Birliği bayraklı arabalarla şovlar yaptırdınız. Ben o zaman milletvekilliğimin 1'inci yılındaydım, şimdi 14'üncü yılındayım, bir adım yol almadınız, bir adım yol almadınız. Şimdi, gelmişsiniz, "Bize bir ev ödevi verdiler -iyi- 72 maddeyi hayata geçireceğiz." Bunların hepsi kanun değil, bunun yönetmeliği var, şusu var, busu var; eyvallah. Biz muhalefet olarak dedik ki: Tamam, Avrupa Birliği normlarıyla ilgili, AB kriterlerine uyum noktasında ne varsa getirin, Sayın Milletvekilim, bir günde değil, bir saatte geçirelim, var mısınız? Sayın iktidar yöneticileri, Sayın Hükûmet...
Her zamanki gibi Hükûmetin Parlamentoya olan bu saygısızlığını da protesto ediyorum. Bir tane Hükûmet üyesi olmayan bir Meclis olur mu? (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Adam su içmeye gitti, gelecek şimdi!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Böyle hadsiz bir Hükûmet olmaz, kınıyorum bu Hükûmeti! Siz de kınayın bence, siz de kınayın.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sabaha kadar çalışırlar bir de!
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Su içmeye gittiler, gelecekler!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu Parlamentoda Hükûmet olmaz mı Sayın Başkan? Neden bu konuda inisiyatif almıyorsunuz?
Şimdi, geçen hafta, iktidar partisinin grup başkan vekilleri "yol haritası" diye yani "yapılacak iş ve işlemler" diye bize bir liste verdiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bakan burada. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Devamla) - Hoş geldiniz Sayın Bakan, hoş geldiniz.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - O hep buradaydı zaten.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hocam çalışıyordu, Hocam. Bakanlar çalışıyor.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın grup başkan vekilleri, sayın milletvekilleri...
VELİ AĞBABA (Malatya) - CHP'ye bak ya, CHP'ye bak; Bakan getirtiyor vallahi, anında! Vallahi anında getirtiyor, tebrik etmek lazım.
ENGİN ALTAY (Devamla) - ...şimdi bunlara evet diyoruz, Sayın Hükûmet, bunlara evet diyeceğiz. Bir tane şartımız var, çok kolay bir şart, çok kabul edilebilir bir şart. Siz bunları niye getiriyorsunuz? Aslında "Türk demokrasisinin hak ettiği şeyler" diye. Yani, demokrasiyle ilgili bir sınav yapılsa herhâlde 10 üzerinden sıfır alırız ama Hükûmet olarak. Velev ki milletin...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Tamam...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - 1 Kasımda biz tam not aldık.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ya, bir acele etme! Nasıl durdun dokuz ay?
Türkiye, Türk milleti her şeyin en iyisini hak ediyor. Velev ki burada çok güzel şeyler var, çok iyi şeyler. Hatta bu geçerse, bunları geçirirsek biz kaçak sarayın maliyetini de öğrenebileceğiz.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - İnşallah!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Saray kaçak değil.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Kaçak sarayın maliyetini de öğrenebileceğiz. Lakin sorun şu...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tapusu gelmedi mi, tapusu?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Hükûmet, sayın milletvekilleri; burada sorun şu: Bunlar gerçekten AB normlarıysa bir saatte buradan geçecek, söz veriyorum; gerçekten AB normlarıysa ana muhalefet partisi adına söz veriyorum. Ama, bu normların içine, AB normlarının içine AKP normları katacaksanız orasından, burasından, biz size bunları buradan geçirtmeyiz. Eşkıyalık yapacak değiliz, zaten kalabalıksınız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Aaa!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nü bihakkın kullanırız, bihakkın kullanırız; Hükûmeti uyarıyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Doğru, kullanabilirsiniz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu ayrı bir iş, diğer hayallerinizi erteleyin, başka zaman uygulayın.
Bugün görüşülmeye başlanması muhtemel kişisel veriler kanunundan başlayalım. Koruma Kuruluyla ilgili aramızda bir niza var. Şimdi, Koruma Kurulu bu şekilde teşekkül ediyor ise biz gücümüz yeterse -elimizdeki yasal dayanaklara bağlı olarak- bu kanunun çıkmaması için uğraşacağız. Peki, iyi mi olacak? Bu kadar ev ödevi almışsınız, hazirana kadar da süre almışsınız; bunları bitiremezsiniz. Ben diyorum ki -siz yoktunuz Parlamentoda- bu Parlamento...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Beraber çalışır bitiririz, beraber çalışır bitiririz; merak etme.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Osman, arayı açacağız seninle!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tamam.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu Parlamento 2 bin maddelik kanunu üç günde geçirmiş bir Parlamento.
Nasıl oldu? İş birliğiyle, uyumla oldu, orta yolda, doğru yolda buluşarak oldu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Evet.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Size tavsiyemiz, Türkiye'nin çıkarları bizim birinci önceliğimizdir.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bizim de.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Türkiye'nin çıkarları için, bu milletin çıkarları için Cumhuriyet Halk Partisi her türlü sorumluluğa, fedakârlığa açıktır, iş ki işin içinde bir hinlik olmasın, iş ki AB normları esas alınsın, hayhay, başüstüne. AKP normlarına sonuna kadar direneceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)