| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 22.03.2016 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, Brüksel'de hain bir terör saldırısı sonucu 34 insanı kaybettik, 34 kişi terör saldırısının kurbanı oldu. Yine aynı süreçte, ülkemizde yine 3 şehit haberi aldık. Her iki terör saldırısı da nereden gelirse gelsin, kaynağı ne olursa olsun, bütün insanlığa ve insanlık değerlerine yönelik saldırıdır ve yürekten kınıyoruz. Terörün milliyeti yoktur, terörün ideolojisi olmaz, terörün imanı olmaz, terörün ahlakı olmaz, terörün hukuku olmaz; onun için, şu veya bu gerekçeyle terörün yanında durmanın kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak her zaman bu konuda net bir duruş göstermek zorundayız.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma süresiyle ilgili görüşme yapıyoruz. Bakın, son dönemde özellikle Türk siyasetinin gündemini işgal eden dokunulmazlıklar konusu var. Israrlı bir şekilde dokunulmazlıklar siyasetin ve Parlamento sürecinin şantaj malzemesi olarak gündeme getiriliyor ve bu çerçevede tartışılıyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak başından bu yana meselenin anayasal ölçekte esaslı bir biçimde çözülmesi gerektiğini savunduk. Milletvekilliği makamı, suç işlemenin korunacağı makam, elbise, kisve değildir. Milletvekilliği makamı, teröre destek vermenin korunacağı, yolsuzluk yapmanın korunacağı, hırsızlık yapmanın korunacağı, suç işlemenin korunacağı bir ayrıcalık makamı değildir. Milletvekili dokunulmazlığı milletvekilinin sadece ve sadece siyaset yapma hakkını güvence altına almak için geliştirilmiş ve getirilmiş bir kurumdur. Hâl böyle olunca ne yazık ki Türkiye'de uzun zamandan bu yana milletvekili dokunulmazlığı bir suç işleme ayrıcalığı gibi kullanılmaya ve bu çerçevede bir şantaj aracı olarak sürekli gündeme getirilip çekilmeye başlanmış, böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmışız.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bakın, çok açık, tutumumuz net, Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki milletvekili dokunulmazlığında biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece kürsü dokunulmazlığının olması gerektiğini, bunun dışındaki dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini savunuyoruz. Dokunulmazlık, kürsü dokunulmazlığının dışında bir ayrıcalık tanımamalıdır. Bunun yolu nereden geçiyor? Bunun yolu Anayasa'nın 83'üncü maddesini değiştirmekten geçiyor. Bunun köklü çözümü 83'üncü maddeyi değiştirmektir, bu çerçevede değiştirmektir.
Şimdi, bu tabloya baktığımızda, Sayın Başbakanın bir önerisi var, diyor ki: "Gelin, geçici madde getirelim, bir sefere mahsus mevcut 507 dosyayı bir kerede toptan geçirelim." İyi, güzel, geçici maddeyle bu işi yapalım. E, peki, sorunu kalıcı olarak çözecek miyiz? Hayır. Sorunun kaynağı nerede? 83'üncü maddede. Onu değiştiriyor muyuz? Hayır. Geçici maddeyle ne yapıyoruz? Geçici, palyatif bir önlem alıyoruz kendimizce. Peki, niye geçici maddeyle yapıyoruz bu düzenlemeyi? 83'üncü maddeyi değiştirmek ve kalıcı bir düzenleme yapmak için gerekli zaman, mesai, çalışma ile geçici madde eklemek için gerekli zaman, çalışma ve işin bir farkı var mı? Yok, ikisi de aynı prosedüre tabi, ikisi için de aynı çalışmayı yapacağız; ikisi de Anayasa değişikliğine tabi, ikisi de aynı oylamayı gerektiriyor. O zaman niye, niye asıl maddede kalıcı düzenleme yapıp sorunu kökten düzenlemek varken, çözmek varken geçici önlemlerle geçiştirmeye çalışıyoruz? Acaba bu işin arka planında şu mu var: "Ya, bugüne kadar olanlar nasıl olsa belli bir noktaya geldi, yarın biz yine bu zırhın içerisinde olalım."
Parlamentonun şu soruyu sorup cevabını vermesi lazım: "Bugün Anayasa'ya geçici maddeyi ekledik, arkasından bugüne kadar olan 507 dosyayı geçirdik, bir hafta sonra bir başka suç işlendi, bir başka fiil işlendi, ne olacak?" O, dokunulmazlık zırhında. Niye? Bugüne kadar olanlar yasak, bugünden sonra olanlar serbest mi? Bugüne kadar suç işlemek ayıp, yasak, suç bugünden sonra serbest mi? Böyle bir hukuk düzeni olabilir mi?
Ya da başka bir soru: Peki, değerli arkadaşlar, şimdi, bugün geçici maddeyi ekledik. Geçici maddeyle bir değişiklik yaptık ama altı ay önce işlenmiş bir fiil, bir suç isnadı nedeniyle henüz soruşturma başlamamış. Soruşturması başlayan, fezlekesi düzenleneni sevk ettik; hem de savunma hakkı vermeden, Anayasa Mahkemesine itiraz hakkını göz ardı ederek, bütün savunma imkânlarını kaldırarak, kürsü dokunulmazlığı kapsamında mıdır değil midir diye bir ayırım da yapmadan hepsini toptan sevk ettik. Eyvallah, onu da yapalım. E, peki, altı ay önce işlenmiş bir fiil, mesela bir yolsuzluk iddiası nedeniyle savcı fezleke düzenlememiş, ortaya çıkmamış, iki ay sonra ortaya çıkarsa aynı dönem içerisinde bu 2 milletvekili arasındaki eşitsizliği nasıl izah edeceğiz, ne olacak? Yani bir şeyi "düzenleyelim" derken aslında düzenlememenin kapısını açmak mı istiyoruz?
Değerli arkadaşlar, bakın, başka bir sorunun daha cevabını vermek zorundayız. Toptan, geçici maddeyle 507 dosyayı sevk ettik. Tamam, yapalım, vereceğiz destek. Peki, şunun cevabı nasıl verilecek: Anayasa'nın 100'üncü maddesinde bakanlara tanınan güvence ne olacak? Milletvekillerininkini kaldırdık, e, bakanlar ne olacak? 100'üncü madde de duruyor orada. E, onlar ne olacak? Onların suç işleme ayrıcalığı devam mı edecek aynı dönem içerisinde?
Onun için, bakın mesele şudur: İlkesel bir tutum takınacağız. 83'üncü maddeyi esaslı biçimde alalım, getirelim, aynı prosedüre tabidir, değiştirelim, problemi kökten çözelim. Yok, eğer "Geçici maddeyle düzenleme yapmak istiyoruz." diyorsanız, e, o zaman buyurun, ona da gelelim. Ama geçici maddeyle yapacağımız düzenlemenin kendi içerisinde bir tutarlılığı olması lazım. Bu çerçevede değişikliği yapacağımız ana kadar milletvekillerinin statüsü neyse, soruşturması başlayan da, başlamayan da, hepsini aynı statünün içine alacak bir düzenlemeyi yapmamız lazım. Aynı dönem içerisinde bakanlar, başbakanlar, dönemin bakanı, başbakanı suça karışmış ise "milletvekiline yasak, başbakana serbest" diye bir şey yok, "milletvekiline yasak, bakana serbest" diye bir şey yok. Getirin, geçici maddeyle düzenleyelim yine ama hepsini kapsayacak, eşitliği sağlayacak bir yapıyı birlikte geçirelim. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakın, burada eğer bir milletvekiline savunma hakkı dahi vermeden, çuvalın içerisine koyup hepsini bu şekilde geçirelim diyorsanız, soruşturması başlamayanı da herhangi bir şekilde soruşturmaya konu olmayanı da kapsayacak bir kapıyı açmak zorundasınız ya da 83'üncü maddede esaslı bir değişiklikle çözmek zorundayız. Bu işler palyatif yöntemlerle çözülmez, bu işler "hodri meydan" deyip yalancı pehlivan edasıyla çözülmez. Varsanız, gelin, 83'üncü maddeyi değiştirelim; yoksa, gelin, herkesi kapsayacak eşitlikçi bir düzenleme yapalım.
Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)