GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:59
Tarih:22.03.2016

ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; HDP araştırma önergesiyle ilgili, AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Tabii, az önce Saidi Nursi'den, Seyit Rıza'dan, Şeyh Said'den ve... Bunların mezarlarıyla ilgili kamuoyunun beklentisi olabilir ama böyle kritik dönemde, böyle bir önergenin gündeme gelmesi, hiç samimi bir şekilde olmadığını gösteriyor bize. Gerçekten, tüm dünya terör illetiyle uğraşırken böyle bir önergenin gündeme getirilmesinin çok manidar olduğunu görüyoruz.

Tabii ki -gönül isterdi ki- ülkemizin son günlerde yaşadığı terör saldırılarına karşı Meclis gruplarının hep beraber bir kınama yapması gerekiyordu. Maalesef HDP bu kınamada çekimser kaldı, oy vermedi. Evet, hangi yerde, nerede olursa olsun, böyle bir ortamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunan tüm siyasi partiler ülkemizin bütünlüğü için bir araya gelip bu kınamayı yapmalıydı; maalesef, değişik bahaneler üreterek bu kınamayı yapmadılar.

Tabii ki biz şunu söylüyoruz: PYD'yi de, PKK'yı da, tüm marjinal grupların hepsini de, IŞİD'i de aynı şekilde dile getiriyoruz ama maalesef, ısrarla bu kürsüden birileri korunuyor, birileri kullanıyor, birilerinin burada sözcüsü olmaya çalışılıyor.

Şu dört ay zarfında, beş ay zarfında şu kürsüden akıllara gelmedik konuşmalar yapıldı, hakaretler edildi; bu devlete hakaret edildi, bu ülkeye hakaret edildi, ordumuza hakaret edildi, Cumhurbaşkanımıza hakaret edildi, Başbakanımıza hakaret edildi ama inanın, bu hakaretlerin yüzde 1'i, o sizin örnek gösterdiğiniz ülkelerde olsa derdest ederlerdi, dışarı atarlardı. Ama bu ülkede öyle bir demokrasi var ki işte, isteyen istediği şekilde burada konuşuyor. Ama şunun da bilinmesi lazım ki: Burası Türkiye Cumhuriyeti. Bu ülkede yaşarken herkes özellikle Türkiye Cumhuriyeti ilkelerini bilmeli, konuşmasını ona göre yapmalı.

Evet, şimdi, bazı örnekler vereceğim. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan konuşmaların... Az önce sevgili konuşmacı, sayın grup başkan vekilimiz konuştuğu zaman arkasından söz aldı: "Biz nerede, ne söyledik de böyle yalan şey yapıyorsunuz?" diye ısrar ettiler.

Bakın, size bazı şeyler anlatacağım: 19 Mart günü Mardin'in Derik ilçesinde 613 kilogram patlayıcı bulundu. Bu patlayıcıları niye taşıyorlar? Nereye götürecekler?

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Barış için!

ABDULLAH BAŞCI (Devamla) - Evet, mitinglerde patlatmak için bu patlayıcılar.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Barış yapacaklar, barış!

ABDULLAH BAŞCI (Devamla) - Bugün, özellikle güneydoğuda, doğuda bir mücadele veriliyor. Bu mücadele verilirken, o güneydoğunun mazlum ve mağdur halkını özellikle kullanan o terör örgütleri, onun üzerinden bu ülkede hamle yapmaya çalışıyorlar. Aslında, baktılar ki PKK bu işi beceremeyecek -10 terör örgütü bir araya gelerek- dışarıdaki malum güçler harekete geçti, dediler ki: "10 terör örgütünü bir araya getirelim. Biz de silahlarımızı, toplarımızı, tanklarımızı, her şeyimizi gönderelim, bu işi bitirelim." Ama, Allah'ın izniyle... Şehitler veriyoruz, evet, şehitler veriyoruz. Bu ülke, geçmişte şehitler verdiği gibi bugün de verecek ama bir karış toprağımıza, inşallah, o hamleyi yaptırmayacağız.

İnanın, güneydoğuda, Silopi'de, Cizre'de yaşanan olaylar, evet, yüzeysel olarak konuşuluyor, anlatılıyor ama gidin, şimdi, bakın, halkla bire bir konuşun, ne diyorlar biliyor musunuz? "Bu illetten bizi kurtarın." diyorlar, evet "Başımızda böyle bir terör örgütü var, bundan bizi kurtarın." diyorlar. Halk böyle yalvarırken o mazlum ve mağdur halk, buraya çıkıp da kürsüden "İşte, o onu yaptı, bu bunu yaptı; o onu söyledi, bu bunu söyledi." demenin bir anlamı yok.

Bakın, yine, bazı şeyleri size anlatmaya çalışacağım. "Sırtımızı PKK'ya, PYD'ye dayadık." diyen eş başkan var burada, Mecliste ama maalesef kendisi gelmiyor. Yine, terörist cenazelerine katılan milletvekilleri var. Yine, kanunsuz gösterilere katılan milletvekilleri var, işte birkaç gün önce hep beraber gördük. Yine, devletin polisine, askerine tokat atanlar var. Yine, bir milletvekili aynen şunu söylüyor: "Hendeklere faşizmin bayrağını gömeceğiz, kendi özgürlük bayrağımızı asacağız." diyor. Bu ne demek? Bunun içerisi nasıl dolduruluyor? Bunu iyi bir irdelemek lazım diye düşünüyoruz.

Yine, bunlarla ilgili aslında çok konuşulacak şeyler var ama kısaca şunu söylemek istiyorum. Bakın, az önce sayın grup başkan vekilimiz gösterdi ama bir resim de ben göstermek istiyorum. Maalesef bunların gölgesinde, bu silahların gölgesinde konuşmalar yapılıyor. Akılları sıra halka cesaret vermeye çalışıyorlar ama hamdolsun ki bu ülkede artık bu PKK'nın durumunu, bu terör örgütünün durumunu güneydoğu halkı çok iyi anladı. Hepimiz, son günlerde yapılan o gösterilerde gördük ki halk yalvarıyor, "Bu ülke, bu devlet bize sahip çıksın, bunların elinden bizi kurtarsın." diyor. Onun için, böyle gündemi değiştirecek şeyleri buraya getirip ve bununla ilgili de konuşmalar yaparak bu Meclisi oyalamanın bir anlamı yok çünkü bu Meclisin yapacağı çok işler var gerçekten.

Kısaca bir şey anlatacağım size. 1974 yılında bu ülkede bir Barış Harekâtı yapıldı. O Barış Harekâtı çok başarılıydı ama Barış Harekâtı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri bir açıklama yaptı -hafızamızı toparlayalım, bilenler, çok iyi bilir bunu- Türkiye'ye bir ambargo uyguladı, on yıl belimizi büktük çünkü onların silahlarıyla biz çıkartma yapmıştık. Ama hamdolsun ki 2000'li yıllarda dışarıdan bir telefon geldiği zaman herkes emre amade dururken, 1980'li, 1990'lı yıllarda bu olaylar yaşanırken bu ülkede, hamdolsun ki şimdi dirayetli liderler sayesinde... Evet, dünyada en büyük lider olarak ortaya çıkıp her şeyi aklı başında bir şekilde çözme yoluna giden bir Cumhurbaşkanımız var, bir Başbakanımız var. Onun için, bunların arkasında dik duracağız, bu ülkeyi kimseye böldürmeyeceğiz. Geleceğimiz için, insanlık için hep beraber diyoruz ki yarınlara daha emin adımlarla yürüyelim. Ama bu marjinal gruplarla da uğraşacağız. Hedefimiz, inşallah, o marjinal grupları kısa zamanda yok edip, güneydoğuda Cizre'de, Silopi'de olduğu gibi Nusaybin'de, Şırnak'ta ve İdil'de de en iyi şekilde o halkımızı koruyup kollayarak gerekli çalışmaları yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.

Tabii, bu süreçten sonra, gerçekten, o mağdur ve mazlum halkın, bu saatten sonra, yapılanmasıyla ilgili... Evet, aşevleri taşındı oraya, artık imarla ilgili çalışmalar yapılıyor, devletimizin şefkatli eli oralara uzandı. Hamdolsun ki, inşallah önümüzdeki dönemlerde o çalışmaların da karşılığını alacağız. Bu ülkenin geleceğiyle ilgili, Batı'nın ve değişik çevrelerin hamle yapmak istedikleri o dirayeti kırıp 2023'e hep beraber yürüyeceğiz diyorum.

Ben grubum adına söz aldım. Bu öneriye hayır diyeceğimizi söylüyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)