| Konu: | Bütçenin kabulü dolayısıyla teşekkür konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 09.03.2016 |
BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe görüşmeleri esnasındaki katkılarınız dolayısıyla ve güveniniz dolayısıyla Hükûmetim adına, milletimiz adına teşekkürü bir borç biliyorum.
Yüce Meclisimiz, millî iradenin nihai tecelligâhı ve nihai hesap verme makamıdır. Bütçeler de her aşamada bu hesap vermenin en önemli aracıdır. Şundan emin olunuz ki: Bugün güvenoyunuza muhatap olmuş olan bütçemizin her kuruşu, her kalemi bizim şerefimizdir, onurumuzdur ve her kuruşu son noktasına kadar korunacaktır. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)
Allah, bütçemizi bereketli kılsın, hayırlı kılsın ve milletimize hizmet etme yolunda bizlere yardımcı olsun.
Bu vesileyle bütçe görüşmeleri esnasındaki yönetimleri, katkıları dolayısıyla Meclis Başkanımıza, Meclis Başkan Vekillerimize, Başkanlık Divanı üyelerimize, bütün Meclis çalışanlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Ayrıca, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize, Maliye Bakanlığımızın yetkililerine, bütün kurumlarımızın tek tek her birine teşekkürü bir borç biliyorum. Emekleri bütçemizin uygulanması esnasında hep takdirle hatırlanacaktır.
Bu vesileyle dün kutladığımız Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın milletvekillerimizi de bir kez daha tebrik ediyor, kadınlarımızı bu Meclis kürsüsünden hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)
Bu vesileyle 4 hususta bütün Meclisimize, bütün milletvekillerimize hiçbir ayrım gözetmeksizin çağrıda bulunmak istiyorum. Bu yüce Meclis çatısı millî iradenin tecelligâhıdır. Milletimizi temsil ediyoruz. Her birimiz farklı illerden gelmiş olabiliriz, her birimiz farklı siyasi eğilimleri temsil ediyor olabiliriz ama nihayetinde bu kürsü ve nihayetinde bu yüce çatı, bizim milletimizin istiklalini, istikbalini temsil ediyor, onun onurunu korumak hepimizin görevi. Bu onuru korumak için de hep beraber Meclisimizin çalışmaları esnasında eleştiriye açık ama nezaket ve nezaheti de gözeten bir üslup benimsememiz önem taşıyor.
4 çağrı demiştim. Birincisi: Geliniz, hangi görüşten olursak olalım teröre karşı yekvücut olalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Her ne suretle olursa olsun insan canına kasteden, bir insanı öldüren, bizim inancımıza göre bütün bir insanlığı öldürmüş gibidir. Hangi gerekçeyle olursa olsun insan canına, canımıza kastedenlere karşı ortak bir tavırda buluşalım.
Ankara saldırısı esnasında yüce Meclisimizin çalışmaları devam ederken ara verilmemiş olması dolayısıyla o gün oturumu yöneten Meclis Başkan Vekilimize de, bütün partilerimize de teşekkürü bir borç biliyorum çünkü tam da teröristlerin istediği yüce Meclisin çalışmalarına ara vermesi, Türkiye'de olağanüstü bir görüntünün ortaya çıkmasıydı. O gün gösterdiğimiz basiretli tutumu, her zeminde göstermek durumundayız. Türkiye'nin her karış toprağında kamu düzeni hâkim olana kadar, demokratik hak ve özgürlükler her yerde egemen kılınıncaya kadar terörle mücadelemiz devam edecektir. Terörle mücadelede fiilî olarak alanda mücadele eden güvenlik birimlerimiz yanında hepimize görev düşüyor.
Bir kez daha buradan şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Şehit ailelerine, eşlerine, annelerine, babalarına, çocuklarına yüce Meclisimizin kürsüsünden taziyelerimi iletiyorum ve onların bize emanet olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bugün Sur'da da operasyonlar bitti. İnşallah, Türkiye'nin her yerinde demokratik hukuk devleti kuralları ve kamu düzeni egemen olacak, hiçbir ilçede, hiçbir ilde, hiçbir vadide, hiçbir ırmak kenarında herhangi bir silahlı güce asla izin verilmeyecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hiçbir şehrimizin, hiçbir ilçemizin herhangi bir sokağında barikatlar, çukurlar, mayınlarla oradaki insanlarımızın, vatandaşlarımızın hayatına sekte vurmaya çalışanlara da izin vermeyeceğiz. Bu kararlılığımızı bir kez daha teyiden buradan söylüyorum ki bu kürsüde bu terör olaylarını mazur göstermeye kimse kalkmasın. Gelin, hep beraber bu kürsüde her şeyi söyleyelim, en aykırı fikirleri tartışalım, her şeyi bu kürsünün onuruna yakışır şekilde dile getirelim ama asla teröre taviz vermeyelim, asla teröristleri mazur gösterecek bir tutum içine girmeyelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İkinci çağrım, daha önce çok saygıdeğer Genel Başkanları ziyaret ettiğimde de vurguladığım bir çağrıdır: Geliniz, darbe anayasasını ve bütün darbe hukukunu bir kenara koyarak çağdaş, özgürlükçü, her bir vatandaşının onurunu temel alan ve her türlü vesayeti reddeden yeni bir anayasayı hep beraber millet adına yazalım, millete sunalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Ön şart getirmeden, heybemizde ne varsa, zihnimizde ne varsa, gönlümüzde ne varsa Anayasa Komisyonuna, Uzlaşma Komisyonuna, bu komisyonlara, diğer komisyonlara ve Genel Kurula getirelim ama anayasayı yazamamış olmanın vebalini üzerimizde taşımayalım. Gelecek nesiller bu dönem Meclisini, yeni ve özgürlükçü bir anayasayı hayata geçirmiş bir Meclis olarak ansınlar.
Biz AK PARTİ olarak ve Hükûmet olarak hiçbir ön şart getirmiyoruz, hiçbir fikre karşı ön yargılı değiliz ama şu konuda kararımız kesindir: Milletin beklediği özgürlükçü bir anayasayı öyle veya böyle yazacak ve bu Genel Kurulun takdirine sunacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Güzel olan, bunu hep beraber yazmamız; güzel olan, kafa kafaya, zihin zihine, gönül gönüle vererek insan onurunu esas alan, darbe hukukunu tümden lağveden bir tavrı sergilememizdir.
Bir kez daha çağrıda bulunuyorum ve bu konuda da iyimserliğimi muhafaza etmek istiyorum.
Üçüncüsü: Bu kürsü, milletimizin genel davranış kodlarını, vicdanını, ahlakını, erdemini, irfanını temsil eden bir kürsüdür. Bu kürsüde milletimizin onaylamadığı, herhangi bir aile ortamında dahi dile getirilmesinden imtina edilen sözler, ifadeler, kapalı kapılar ardında dahi söylenmesinden imtina edeceğimiz üslup yer almasın çünkü burada biz konuşurken 78 milyon bizi dinliyor ve hangi partiden olursak olalım, bizimle ilgili bir kanaat sahibi oluyor. Bu Meclisin olumlu bir kanaatle milletin huzurunda bulunması için temel ahlaki ilkelere, üsluba, nezakete, nezahete, karşılıklı saygıya ve hoşgörüye dayanan bir tavır benimseyelim. Önümüzde, gelecek bütçeye kadar bir yıllık süre var. Görüş ayrılığına düşsek de hiçbir şekilde bu Mecliste şiddete yer vermeyelim. Farklı kanaatlere sahip olsak da hiçbir şekilde hakarete izin vermeyelim. Eleştirelim ama karşımızdakilerin gönlünü kırmamaya özen gösterelim.
1 Kasım seçimleri akşamı Konya'da, seçimin hemen akabinde, Hazreti Mevlâna'nın huzurunda bir söz vermiştim. Biz, bu topraklara ancak sevgi tohumları ekmeye geldik demiştim. Biz, önce Meclise sevgi tohumları ekelim, Meclisteki sevgi tohumlarıyla yükselecek çınarın altında herkesin takdir ettiği bir yüce ülkeyi birlikte inşa edelim. AK PARTİ Grubu olarak, bu konuda arkadaşlarımın en detayına kadar dikkat edeceğine inancım tamdır, bütün partilerimizin de bu temel ölçüler içinde davranacağına inanıyorum.
Bu çerçevede de gelin, birlikte, Meclis İçtüzüğü'müzü her açıdan, her perspektiften eleştiriye açık olan, eleştiri makamına her türlü hakkı tanıyan ama Meclisin etkin çalışmasını da teminat altına alacak şekilde yeniden yazalım. İç Tüzük konusunda daha önce geldiğimiz uzlaşma noktalarını da göz önüne alarak yeni bir iç tüzükle, dediğim gibi her türlü tartışma imkânını sağlayan ama milletin beklediği yasaları, reformları geciktirmeye dayalı, blokaja dayalı uygulamalara da izin vermeyen bir iç tüzüğü birlikte yazalım ve Meclis, yeni bir anayasayla, yeni bir iç tüzükle darbe hukukundan arındırılmış, özgürlükçü bir atmosferle yoluna devam etsin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dördüncü çağrım: Tarih çok hızlı bir şekilde akıyor. Siyasi ve ekonomik istikrar, bir milletin kalkınmasının asgari şartlarıdır ama tarih hızla akarken, ivme kazanmış bir şekilde birçok yapıları tekrar tekrar kurarken biz sabit kalamayız, biz statükocu olamayız, biz var olanla yetinemeyiz. Teknolojik imkânların bu derece hızla değiştiği, sosyal şartların büyük bir devinim içinde yeniden belirlendiği bir dönemde en fazla ihtiyaç hissettiğimiz şey reformcu bir zihniyettir. Reform, tarihin özellikle hızlı aktığı dönemlerde ülkelerin olmazsa olmaz teminatıdır. Onun için, 64'üncü Hükûmetimizin en çok odak verdiği hususlardan birisi, vaatlerimizin yerine getirilmesi ve reformlarımızın uygulanmasıydı. Şu anda gururla ifade ediyorum ve her birinize teşekkür ediyorum, vaatlerimizin yüzde 82'sini bugün itibarıyla yerine getirmiş bulunuyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İnşallah, mart sonuna kadar da tamamlayacağız.
Ayrıca, reformlarımızın ilk üç ay için planlanan yüzde 50'sini de Meclise sevk ettik. Sizden ricam, özellikle, ana muhalefet partisinin Sayın Genel Başkanından ve bütün arkadaşlarımdan ricam, böyle bir reform ihtiyacının olduğu dönemde, reformları birlikte tartışalım ama reformlarımızı geciktirecek bir tutum içine girmeyelim.
Bu reformlar içinde özellikle bir paket var ki bugünlerde bizim için çok büyük önem taşıyor; vize muafiyetiyle ilgili reformlar. 72 maddeydi 29 Kasımda yaptığımız Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi'nde, 19'unu sizlerin de katkılarıyla yerine getirdik, şimdi geriye 53 madde daha kaldı. Bunlar, değişik kanunlar içinde yer alan maddeler, değişik şekillerde mutlaka yerine getirilmesi gereken hususlar.
Pazartesi günü gerçekleştirdiğimiz Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi'nde 1 Ekimde planlanan vize muafiyeti tarihini, uzun ve çetin müzakerelerden sonra, haziran ayına aldık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İnşallah, haziran ayında, on yıllarca, en az elli yıldır neredeyse, vatandaşlarımızın özlemle beklediği, büyükelçilikler önünde, konsolosluklar önünde beklemeden başı dik, onurlu ve izzetli bir şekilde Avrupa'nın Schengen ülkelerine giriş imkânı vatandaşlarımıza tanınmış olacak; hayırlı, mübarek olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama bunun gerçekleşebilmesi için, haziran ayına yetişebilmesi için çok açık bir şekilde buradan, Meclis kürsüsünden çağrımı tekrar ediyorum: 1 Mayısa kadar bizim, geride kalan bu 53 maddede reformları tamamlamamız lazım. Ricam, bunu hep beraber yaparsak halkın huzuruna gider, "Bütün partiler olarak, birlikte bunu başardık." deme onurunu yaşarız. Ama eğer engellenir ve bir şekilde bu gecikirse, vebal, geciktirenlerin üzerinde kalır. O zaman da AK PARTİ Grubu tek başına çıkarabilmek için çaba sarf eder ama bizim istediğimiz, arzu ettiğimiz husus; herkesin, 78 milyonun benimsediği, hangi siyasi görüşte olursa olsun herkesin arkasında durduğu bu reform konusunda bütün partilerin ortak bir çabayla 1 Mayısa kadar bunu tamamlamaları çünkü 1 Mayısa kadar tamamlanırsa Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonundan da geçecek, Avrupa Parlamentosunda onaylanacak. Yaptığımız görüşmelerde 1 Mayısa kadar bunu sunmamız durumunda inşallah haziran sonuna kadar da bu sürecin tamamlanacağı...
Ümit ederim ki bu çağrımıza olumlu bir cevap verilir, bütün bu çağrılara, teröre karşı omuz omuza oluruz, yeni bir anayasayı, özgürlükçü bir anayasayı birlikte yazarız, eleştiriye açık, etkin bir Meclis çalışması için yeni bir iç tüzüğü birlikte kaleme alırız ve vize muafiyeti de içinde olmak üzere halkımızın beklediği reformları birlikte gerçekleştiririz.
Ben güvenleriniz dolayısıyla bir kez daha her birinize, tek tek şahsen teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, bütçemizin hayırlı, bereketli olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)