| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 07.03.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, sizleri ve ekranları başında Meclisimizi seyreden bütün hemşehrilerimizi, bütün vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Ben, 2016 bütçesinin kimlerin derdine çare olduğunu, kimlerin derdine çare olmadığını konuşmak istiyorum.
Görüşmekte olduğumuz bütçe, elbette yandaş medya için güzel. Bu bütçe, vergi borçları sıfırlanan iş adamları için güzel. Bu bütçe, gemiciklerini İsrail açıklarında yüzdürebilen veliahtlar için güzel, gemiciklerine gemi katabilenler için güzel. Bu bütçe, bütün Artvinlilere rağmen Cerattepe'de arkasına devletin polisini, jandarmasını alabilenler için güzel. Bunları çoğaltmak mümkün arkadaşlar ama ben daha çok bu bütçede kimlerin derdine çare yok onları soracağım, onları konuşacağım.
Bir 2/B kanunu çıkardınız, 2/B meselesi çözüleceğine işler daha da karıştı. Şimdi, ben, bu 2/B kanunu çıkarken, özellikle sahil bandındaki köylülerimizin hangi sıkıntılarla karşılaşacağını hem Genel Kurulda hem Komisyonda uzun uzadıya anlatmıştım.
Sayın Bakanım, o sahillerde belirlediğiniz fiyatlarla hiçbir köylünün o 2/B arazilerini satın alabilmesi mümkün değil.
Yine, biraz önce bu belediye ve mücavir alan sınırları içindeki tarım arazilerini soru olarak da sordum. Zaten, 557 tane belediyeyi ismen sayarak kapattınız. Ayrıca, Büyükşehir Kanunu'yla da bir o kadar belediyeyi kapattınız ve şimdi o beldeler kapandıktan sonra bunlar köyden daha kötü oldu ama oradaki vatandaşların kullandıkları hazine arazilerini bu kapsamda satın almalarının önünü kapattınız. Şimdi, oraya vatandaşın yıllardır ektiği biçtiği, içinde evi bağı olan o arsaları, arazileri şimdi birileri ihaleye girerek satın alacak çünkü vatandaşın hiçbir indirimden yararlanması mümkün değil.
Şimdi, bütün AKP sözcüleri "Öğrenci harçları kalktı." diyor, Sayın Bakan da biraz önce söyledi. Ama, ikinci öğretimde okuyan, hatta daha zor şartlarda okuyan, çalışarak okuyan garip gureba öğrencilerden -adını değiştirdiniz- harç almıyorsunuz, katkı payı alıyorsunuz. Bu bütçe bu gençlerin derdine çare olacak mı Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olacak.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Yarın YGS sınavı var, üniversiteye giren çocuklarımızdan Kredi Yurtlar Kurumu kapısında yurt müracaat edip bekleyen çocukların yarıdan fazlasına yurt veremediğini Gençlik ve Spor Bakanı burada dün kendisi ifade etti. Bu bütçe yurt bekleyip de kapıdan içeriye giremeyen çocuğun derdine çare olacak mı?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olacak.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - İnşallah, göreceğiz.
Bu bütçe sarı sendikalara üye olmadığı için kıyıma uğrayan memurların derdine çare olacak mı? Turizmde çalışan vatandaşlarımız var, bunların kimi dört ay, kimi beş ay, kimi altı ay, en fazla yedi-sekiz ay çalışıyor. Bu sebeple turizm sektöründe çalışan kardeşlerimiz ne kıdem tazminatı alabiliyor ne de işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor. Bu bütçe bu kardeşlerimizin derdine çare olacak mı? Bu bütçe taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimizin daimî kadrolara geçmesini sağlayabilecek mi? Bu bütçe 4/C'lilerin sorunlarını çözebilecek mi? Bu bütçe 3600 ek gösterge bekleyen polislerin derdine çare bulacak mı? Emniyette amir sınıfında olup da polis memuruyla emeklilikteki özlük hakları aynı duruma gelen Emniyetin içindeki hiyerarşiyi altüst eden o torba kanunda getirdiğiniz sıkıntılara çare olabilecek mi?
Bu bütçe işsizliğe çare olacak mı? İktidara geldiğiniz günden bugüne kadar işsizlik hem oran olarak hem de işsiz sayısı bakımından arttı. "Ben üniversiteyi bitirdim artık, kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum, bir yerde çalışmak istiyorum." diyen kardeşlerimizin kaç tanesinin derdine çare olacak bu bütçe? Bu bütçe mülteci sorununa çare mi olacak, yoksa mülteci sorununu biraz daha derinleştirecek mi?
Devriiktidarınızda adalet çöktü, bu bütçe adaletin sağlanmasına katkı sağlayabilecek mi? İşinize gelmedi mi Anayasa Mahkemesi dâhil bütün mahkemelere saldırıyorsunuz ama işinize geldi mi "Ne yapalım, mahkemeler böyle karar verdi." diyorsunuz. Bu bütçe bu derdi ortadan kaldıracak mı?
Uyguladığınız dış politikayı konuşmak bile aslında zaman kaybı. İhracat düşme eğilimini sürdürüyor, ihracatı artırmak için rekabet edebilecek nitelikli üretimin artırılması lazım, büyüme lazım. Bu bütçe büyüme bütçesi mi, yoksa hep eleştirdiğiniz gibi rant bütçesi, rantiye bütçesi, statükoyu koruma bütçesi mi?
Suriye krizi ve terör sebebiyle turizm sektörünü zor bir sezon bekliyor. Rezervasyonlar zaten düşük, iptaller var, başta küçük işletmeler olmak üzere, turizmciler, bu sezon iş yerini açıp açamama derdine düşmüş. Sektörün önemli sorunları var, açıkladığınız destek paketi küçük işletmelere hiç dokunmadı.
Biraz önce "Turizmcilerimizin ecrimisil bedellerini düşürecek misiniz?" diye sordum, cevap bile vermediniz. Bu bütçe turizmcilerin derdine çare olabilecek mi? Bu bütçe borcunu ödeyemediği için icraya düşen vatandaşımızın derdine çare olabilecek mi?
Perşembe günü Milas'ta tarım fuarına katıldım; orada çiftçilerimizle, üreticilerimizle buluştuk. Süt üreticileri çaresiz, ürettikleri sütü satamıyor, sütünü satamayınca yem alamıyor; sonuç, et fiyatları düşmeden inekleri kestirmek. Bu şekilde sürdürülebilir bir et üretimi devam ettirilebilir mi? Bu kaçıncı et krizi? Sıkışınca hemen ithalata koşun. Üretici kazanırsa sizin ithalatçılarınız kazanamaz. Bu bütçe et üreticisinin, süt üreticisinin derdine çare olacak mı?
Portakalın kilosunu 25 kuruşa satamayan narenciye üreticisi vardı bugün gazetelerde. Bu üretici ne yapsın? Bahar geldi. İki tane yolu var; ya ağaçlarını kesecek ya da o ağaçlara bakacak, gübre verecek, ilaç verecek, su verecek. Ama nasıl? Bu bütçede ona sahip çıkacak herhangi bir düzenleme var mı? Narenciye üreticisini ayakta tutacak düzenleme var mı?
Emekliye 100 lira verdiniz ancak gariban köylünün, esnafın SGK primine 2 kat salma saldınız. Gariban esnaf, gariban köylü bu SGK primlerini nasıl ödeyecek, hiç düşünmediniz. Bu bütçe esnafın, çiftçinin derdine çare olabilecek mi?
Dün seracılarımız satamadıkları domatesleri yola döktüler, Fethiye-Antalya kara yolunu kapattılar. İktidar sıralarından kimsecikler duymadı. Dün seracılarımızla görüştüm. "Maliye Bakanı ile Tarım Bakanına birer kamyon domates gönderelim. Belki derdimizi duyarlar ama kamyon paramız yok." diyorlar. Kendileri eğer bu konuda bir finansman sağlarlarsa, Maliye Bakanı karşılayacaksa ben haber vereceğim, gönderecekler.
Bu şartlarda çiftçi, üretici ne yapsın? Borcu, derdi gün geçtikçe artıyor. Bu çiftçi bu şartlarda nasıl üretim yapsın? Seracının kullandığı tohum pahalı, gübre pahalı, ilaç pahalı ama önünü hiç görmeden üretim yapmak zorunda. Yani, sizin politikanızı, yarın ne yapacağınızı ne ben kestirebiliyorum ne de köylü kestirebiliyor. Köylü gariban; bir umut her sene gene bağına bahçesine gidiyor, çalışıyor, üretiyor ama şimdi, düşünün, daha mart ayında durum bu. Esas üretim nisandan sonra daha yoğunlaşacak. O saatten sonra bu üretici bu ürünlerini nereye götürecek Sayın Bakan?
Bütün komşularla sıfır sorundan başladınız, her yeri sorun hâline getirdiniz.
Bu soruları çoğaltmak mümkün değerli arkadaşlar ama bu saydığımız ve sayamadığımız birçok insanın, zorda olan, garibanın derdine çare olacak hiçbir hüküm yok bu bütçede.
O sebeple, biz ne diyoruz? Baştan beri sorduğumuz bu sorulara vereceğiniz bir tek cevap var: "Hayır" diyeceksiniz. O zaman, bizim de sizin kimsenin derdine çare olmayan, sadece yandaşa yoldaşa çare olan bu bütçeye diyeceğimiz bir tek şey var: Kocaman bir "hayır."
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)