GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:54
Tarih:06.03.2016

CHP GRUBU ADINA ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi olarak, AKP'nin on dört yıllık spor politikasıyla ilgili partimin görüşlerini açıklamak isterim.

AKP'nin, her alanda olduğu gibi, dış politikada, ekonomide, tarımda, özgürlükler alanında olduğu gibi sporda da o hatalı, tahribat verici politikalarının izlerini görmemek mümkün değil. Cumhuriyet Halk Partisi olarak mümkün olduğu kadar spor politikalarına destek verdik, sporu siyasete alet etmek istemedik. Ama, AKP iktidara geldiği zaman dünya 3'üncüsü bir millî takım vardı, Filenin Sultanları vardı, On İki Dev Adam vardı ve Türkiye, uluslararası alanda sözü sayılır bir ülkeydi ama AKP döneminde ne oldu değerli arkadaşlarım? Kusura bakmayın, şikeyle anılır bir ülke hâline geldik, dopingle anılır bir ülke hâline geldik, sürekli sıra kaybeden bir ülke hâline geldik. En son bugüne geldiğimizde de madalyaları alınan Türk sporcular var, dopingle ilgili.

Akdeniz Oyunları'nı hepimiz hatırlarız. 600 sporcudan numune alındı -Akdeniz Oyunları Mersin'de yapıldı, Mersin milletvekilleri bilir- 90 tanesi dopingli çıktı. Ya, bu Türk sporuna yakışıyor mu değerli arkadaşlarım? Yani, 600 tane numune alacaksınız, 600 numuneden 90 tanesi dopingli çıkacak. Ben AKP milletvekili arkadaşlarıma soruyorum: Yani bu mudur AKP'nin başarılı spor politikası? Ben başarılı bir spor politikası olduğuna inanmıyorum çünkü spor politikası yok AKP'nin. Eğer olsa idi...

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Bardağın dolu kısmını görmekten âcizsiniz.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Öyle mi, o zaman bir dakika dinler misiniz?

Değerli arkadaşlarım, değerli arkadaşım bana bir laf attı, saygı duyuyorum. AKP'nin spor politikasının karnesi şu: Dünyada bir tek otorite vardır, olimpiyatlar. Değerli arkadaşımın kulağını açıp beni dinlemesi lazım. Bizden 2002'de Spor Bakanlığını devraldığı dönemden sonra 2004 olimpiyatlarında Türkiye'nin madalya sayısı 11; 2008, olimpiyatlarda madalya sayısı 8'e düşüyor; 2012'ye gelince önce 5, sonra dopingden dolayı 4, sonra dopingden dolayı -bugünkü gazetelerde var- 3'e düşüyor. Bilerek konuşalım.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Türkiye ilk defa olimpiyat yapıyor, Türkiye kendi illerinde ilk defa olimpiyat yapıyor, lütfen...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Değerli arkadaşım galiba bu işi bilmiyor. Değerli arkadaşım, Türkiye olimpiyat yapmadı. Bana laf atıp durmayın. Siz o sıralarda oturmazken ben bu ülkede sporun bakanlığını yaptım. Lafı atacağınız kişiyi bileceksiniz. Oturun oturduğunuz yerde. (CHP sıralarından alkışlar)

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Ben de sporun en kıymetli olduğu kentten milletvekiliyim.

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Değerli arkadaşım, Türkiye olimpiyat yapmadı, oyunlar yaptı ama o oyunlarda da Türkiye 600 numuneden 90 tanesi dopingli çıkınca ve Türkiye terörle tanıştıktan sonra da ağır ağır Türkiye'den organizasyonlar gitmeye başladı. 78 milyon Türk nüfusu, 5 milyon 900 bin lisanslı sporcu, 3 tane madalya... Bu mudur AKP'nin başarılı spor politikası? Söylemek isterim size. Yani bana bunun cevabını verirseniz çok memnun olurum ama ne olursunuz fazla girmeyin çünkü bu konuyu bilmediğiniz anlaşılıyor.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Yo, ben sporu çok iyi biliyorum.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Sayın Bakan Plan ve Bütçe Komisyonunda şunu söyledi, Sayın Bakanımın dil sürçmesi midir, nedir, bilmem: "Biz 5.187 tane 2015'de madalya aldık." "Allah, Allah ya, Türkiye madalya patlaması yapmış da bizim haberimiz mi yok?" diye baktığımızda Millî Olimpiyat Komitesinin sitesine girdik. Değerli arkadaşlarım, Millî Olimpiyat Komitesinin sitesinde 5.187 değil 40 tane madalya var. Madalyaların açılımı şu: 1.080 tane altın, 1.632 gümüş, 1.737 tane de bronz var ama Millî Olimpiyat Komitesinin sitesinde 8 altın, 8 gümüş, 24 bronz var. Sonra "Bunun hikmeti nedir?" diye araştırdık, değerli arkadaşlarım, uluslararası alanda -her yerde olduğu gibi Türk halkını kandırmaya çalışıyoruz, bu hiç yakışmıyor, hiç yakışmıyor- 3 tane ülkeyi çağırırsanız, bu uluslararası bir organizasyon oluyor. Oraya gidip 170 tane yabancı çağırıyoruz, 258 tane de yerli sporcu koyuyoruz; oluyor sana uluslararası organizasyon. Bunu kiminle yapıyoruz? Yandaş federasyon, yandaş belediyelerle. Ya, arkadaşlar, bununla Türk gençliği kalkınmaz, bununla Türk gençliği hiçbir zaman uluslararası alanda başarı kazanmaz; bu tip ayak oyunlarını bırakalım. Yani belediyelerle iş tutup "Ben 5.187 tane madalya kazandım." derseniz, buna gülerler insanlar. Yani 3 tane ülke çağırdığın zaman uluslararası organizasyon oluyor, bunun kıymetiharbiyesi var mı? Bunun kıymetiharbiyesi yok.

Peki, sporda bu düşüş niye oluyor? Siz spora siyaseti bulaştırdınız. Biz mümkün olduğu kadar siyaseti sporun dışında tutmaya çalıştık. Ben burada 2013'te şunu söyledim, dedim ki: "UEFA kriterlerine Türkiye uymuyor. Ne olursunuz, Sayın Bakan 'özerk federasyon' demeyin. Eğer derseniz birkaç yıl sonra Türkiye'den takımlarımız şampiyon dahi olsa müsabakalara gidemeyecekler." Bakın, ben 2013'te söylemişim. Burada birçok gazete örneği var; en son, Hürriyet gazetesinde, 2013 yayınında da var. Kimse bizi dinlemedi ama 2016'ya gelindiğinde Galatasaray UEFA'ya gidemiyor, nedeni bu.

Spora siyaseti bulaştırmasaydık, eğer federasyonlara yandaşları, eski milletvekili adayı veya eski genel müdürlerinizi, AKP'den milletvekili adayı olmuş, kaybetmişleri bulaştırmasaydınız spor bu hâle gelmezdi. Federasyon başkanı seçimlerini bağımsız yapsaydınız, o Başbakanlık, bakanlık koridorlarında federasyon başkanlarını tayin etmeseydiniz spor bugün bu düşüşü yaşamazdı. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, Türkiye genç bir nüfusa sahip. Bu genç nüfusun kaderiyle oynamamamız lazım. AKP burada kendisine özel bir gençlik, "ak gençlik" yaratmaya çalışıyor; bunu yapmayın, "Halk gençliği" yaratın, halk.

İki alanda torpil olmaz: Sporda ve sanatta torpil olmaz. İşte yarattığınız torpilin eseri budur. (CHP sıralarından alkışlar)

Sporcu ile seyirci arasına "Passolig" diye bir şey koydunuz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Fişleme! Fişleme!

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Ne hikmetse, dünyanın hiçbir yerinde yok ama Türkiye'de "Passolig" diye bir meret var. Yahu arkadaşlar, bu Passolig'i niye koyduk?

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Korkudan!

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Sayın Bakan diyor ki: "Passolig'le Türkiye'de 110 binden 85 bine düştü tribündeki seyirci sayısı." Ben Sayın Bakanıma saygı duyuyorum. Bu dönemi değil, ben 2002-2016 dönemini anlatıyorum. Ben -Sayın Bakanın- seyirci düşüşünün yüzde 25'te olduğunu kabul ediyorum. Değerli arkadaşlarım, peki, biz rant uğruna bu gençliğimizi niye feda ettik? Niye geçlerimizi kaldırdık da tribünlerden eksik bıraktık?

Burada yapılacak şey şudur: Tribünlerde eksik mi var? Anadolu kulüpleri 300-400 kişiyle mi oynuyor? Evet, böyle oynuyor. O zaman Millî Eğitimle iş birliği yapın, gençlerimize sporu sevdirin, gençlerimizin tribüne gitmesini sağlayın; gençlerimizin sporla, sporcuyla sevgisinin bağını kurun. Ama bunu yapmadık.

Gençler nerede? Gençlerde bonzai yüzde 1.400 artmış. Bu mudur gençliğe sahip çıkmak? Gençliği, bu tip uyuşturucunun tekeline bırakmak... Yüzde 300 artmış uyuşturucu da. Uyuşturucu yaşı 10'a düşmüş. Siz böyle mi başarılı bir spor politikası yaptığınızı sanıyorsunuz? Bu böyle gitmez; Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hakemlerimize de sahip çıkacağız, gençliğimize de sahip çıkacağız, sporu siyasetten arındıracağız, Türk sporuyla o İstiklal Marşı'nı uluslararası alanda tekrar söyleteceğiz. Çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, sporla ilgili söylenecek çok şey var. Süremin dolduğunu da görüyorum ama spora...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - ...ne olursunuz -Sayın Bakanıma da söylüyorum- siyaseti fazla bulaştırmayın.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toprak.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Sanıyorum ek süre vermeyeceksiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Vermiyoruz, evet. Şimdiye kadar vermedik, bozmayalım bu kaidemizi Sayın Toprak.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)