GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 8'inci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:53
Tarih:05.03.2016

HASAN KARAL (Rize) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerime başlarken vatanımızın bölünmez bütünlüğü için şehit olan aziz şühedamızın manevi hatıratı önünde saygıyla eğiliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, 21'inci asrın eşiğinde bulunuyoruz. Dünya hızla teknolojik gelişme süreci yaşamaktadır.

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Sayın Karal, bir saniye.

Sayın milletvekilleri, lütfen, rica ediyorum, hatibi dinleyelim.

Buyurun, devam edin Sayın Karal.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Hocam, hatibe müdahale ediyorsunuz ya. Senin milletvekilin orada, niye müdahale ediyorsunuz?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Bir dinle kardeşim, bir dinle!

BAŞKAN - Sürenizi ilave edeceğim Sayın Karal.

Buyurun, yeni baştan başlatıyorum.

HASAN KARAL (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, 21'inci asrın eşiğinde bulunuyoruz. Dünya hızla teknolojik gelişme süreci yaşamaktadır. Ülkemiz de dünyanın bir parçası olduğuna göre, bütün olup bitenlerden, gelişmelerden etkilenmektedir.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Eğer bu konuşmalara tahammül edemiyorsanız...

HASAN KARAL (Devamla) - Dünyada yalnız yaşamak gibi bir lüksümüz yok. Dünyanın bir ucunda gelişebilen bir olay anında kapımızın önüne gelmektedir. Hiçbir şeye "bana ne" diyemiyor, kabımıza çekilemiyoruz. Dünyanın böylesine küçüldüğü bir ortamda güçlü olmak, istikrarlı olmak, bir ve beraber hareket etmek ülkesini seven herkes için bir zorunluluktur.

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, rica ediyorum, dinleyelim Sayın Karal'ı.

HASAN KARAL (Devamla) - Tarihî sürece baktığımızda asırlar boyu bağımsız yaşamış bir milletin çocukları olmaktan gurur duyuyoruz. Elbette bize bağımsız bir ülke bırakan atalarımızı rahmetle andığımız gibi, bizden sonra gelecek olan nesillerimize de bağımsız, kalkınmış, dünyada sözü geçen bir devlet bırakmak bizlerin görevi ve ödevi olmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, zor zamanlarda bulunuyoruz. Hepinizin bildiği gibi, dünyada ve özellikle çevremizde gelişen olaylar bizleri daha bir kenetlenmeye, daha birlikte kararlar verebilmeye âdeta zorlamaktadır. Fakat, şunu biliyoruz ki her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Elmas, kömürün çocuğudur ama çilekeş çocuğudur. Ülkeler ve milletler de tarih süreci içerisinde asla istenmese de kimi zaman savaşlarla kimi zaman da başka transferlerle baş başa kalmaktadır. Amerika Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya sahnesine çıkarken Avrupa da İkinci Dünya Savaşı sonrasında gelişerek serpildi, büyüdü. Bazen şer görünende hayır olduğunu tarih bize göstermektedir.

Bugün de Suriye'de, vatanında kalamayan ve Esad zulmüne maruz kalan insanlar, başta ülkemiz olmak üzere, diğer ülkelere dağılmış bulunuyorlar. 3 milyon kardeşimize kucak açmamızı eleştirenler olabilir, oluyor da ama olaylara bugünden değil, yarının dünyasından baktığınızda nelerin gelişebileceğini hemen kestirmeniz pek mümkün olmayabilir ama biz inanıyor ve tarihin bize yüklediği kardeşlik bilinciyle diyoruz ki: Bu sahiplenme ve kucak açma, yarının dünyasında meyve verecektir.

Değerli milletvekilleri, siyaset, her şeye rağmen, bir kan davasına dönüşmemelidir. Bizden öncekileri düşünelim, bu Parlamento çatısı altında neler söylenmiş, neler yaşanmıştır? Ama, bugün bakıyoruz ki o heyecanlı hatiplerin, kürsüleri kırarcasına zangırdatan vekillerin hiçbirisi yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dün başörtülüdür diye Meclise alınmayan, bunu âdeta vatana ihanet sayan zihniyet yerine, bugün Meclisimizde başörtülü milletvekillerinin bulunmasına kimse karşı çıkmıyor. Zamanın ruhunu okuyamayanlar, halkının nabzını tutamayanlar daima kaybetmişlerdir. Bunu geçmişe bakıp görmekte ve şu anda da yaşamaktayız.

Kavga bardaklar arasında; kimi bardaklar beyaz, kimisi yeşil, kimisi mavidir. Kırın bardakları su birliğine ulaşırsınız. Sularda kavga yoktur. Şeklin anaforunda boğulanlar için kavga hiç eksik olmaz fakat ruh birliğine, insan onuruna sahip olanlar için hepimiz Âdem'in çocuklarıyız. Ne var ki bunu başarmak çok zordur ve insanlık da bu zorun içindedir.

Dünyayı imar ediyoruz bunca zahmetler çekerek. Sonra bir aklıevvel çıkıyor ve bu imar edilmiş dünyayı birkaç bombayla tarumar ediyor. Bunca emeğiniz heba olup gidiyor. Delinin eline verilen bıçak öldürücü, doktorun neşteriyse dirilticidir. Aslında sorulması gereken soru şudur: Dünyayı kana bulayanlar çobanlar mıdır, yoksa üniversite mezunları mıdır? Yunus Emre ne güzel diyor: "Okumaktan mana ne?/ Kişi Hakk'ı bilmektir." Hak hukuk tanımayan, yaşamını sahip olmak uğruna sürdüren insanların savaştan başka, zulümden başka başvuracak oldukları bir şey yoktur. Çünkü onları ayakta tutan şey zulümdür.

Dünya bugün adil bir yönetimden maalesef uzakta bulunuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız "Dünya 5'ten büyüktür." derken, haklılığını bir kez daha ispatlamaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Her gecenin bir gündüzü vardır. Bugün bölgemizde yaşananlar geceyi andırabilir ama bu durum bizleri asla ümitsizliğe düşürmemelidir. Büyük bir ülkenin, kadim bir medeniyetin çocuklarıyız. İstiklal Savaşı'nı en zor şartlar altında kazanan bu millet, bugünkü badireleri de suhuletle ve inançla atlatacak ve 2023, hatta 2071 hedeflerine doğru koşar adım yürüyecektir, bundan hiç kuşkumuz yoktur. Biz istiyoruz ki gelecek nesillerimize güzel bir ülke bırakalım, dünya insanlarına da yaşanır bir dünyanın kalması uğruna yardımcı olalım.

2016 yılı bütçesinin milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)