GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 8'inci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:53
Tarih:05.03.2016

CHP GRUBU ADINA VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Yaşamın sorumlusu, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, beslendiğimiz toprakların sorumlusu olan Bakanlığın bütçesini yani varlığımızı sürdürebilmemizi sağlayan olmazsa olmazlarımızı konuşuyoruz.

Sayın milletvekilleri, su, hava ve toprak, bireylerin kullanımına sunulmuş sınırsız bir kaynak değildir. Doğa ve çevre, insanlığa sunulan ve gelecek kuşaklara devredilecek önemli bir değerdir. Bugün, dünyada iklim değişikliği, modern toplumun karşı karşıya kaldığı en büyük sorundur. İklim değişikliği, kuraklıkların neden olduğu iç savaştan artan gıda fiyatlarına, azalan su varlıklarına, giderek sıklaşan doğal felaketlere kadar toplumların yaşamlarını etkilemektedir.

AKP Hükûmeti kalkınma ve çağdaşlaşmayı nasıl tanımlıyor bilemiyoruz ama gelişmiş ülkeler ve bilim insanları kalkınma ve çağdaşlaşmayı artık şöyle tanımlıyor: Toplumların kalkınma seviyesi, enerjilerinin ne kadarını yenilenebilir enerjiden sağladıkları ve sera gazı salınımlarını ne kadar sürede sıfırlayacaklarıyla; tarımı ne kadar doğa merkezli yaptıkları ve toprak, su, orman ve deniz ekosistemlerini ve biyolojik çeşitliliği nasıl koruduklarıyla ölçülüyor.

2030'ların dünyasında çağdaş bir toplum olmak istiyorsak, enerjiden eğitim ve hukuk sistemimize; kalkınma, şehirleşme, tarım ve çevre politikalarındaki önceliklerimizden kendi bireysel değer yargı sistemimize kadar bu bilimsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz. Günümüzün çağdaş toplumları bu kaçınılmaz dönüşüm için seferberlik başlatırken biz bu dönüşümün neresinde yer alacağız? Bu soruyu Sayın Bakana sormak istiyorum.

Sayın milletvekilleri, üzülerek ifade ediyorum ki on üç yıldır ülkeyi yöneten AKP, yeşil kaynaklarımızı yok etmektedir. Davos Zirvesi'nde yayınlanan raporda, 10 üzerinden sadece 0,1 puan alarak çevre hassasiyetinde 60 ülke arasında 59'uncu sırada yer almaktayız; tekrar ediyorum, 60 ülke arasında 59'uncu sırada. Yale Üniversitesi Dünya Çevre Performansı Endeksi'nde iki yılda 33 basamak geri giderek 99'uncu sıraya gerileyen bir Türkiye. Doğayı ve yaban hayatı koruma kategorisinde ise 100 üzerinden 22,5 puan alarak 180 ülke içerisinde 177'nci olarak Suriye ve Irak'tan geri kalmış bir ülke.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan; ülkemizin dört bir yanında toprak, su ve hava dile geldi, feryat ediyor. Doğa bize sesleniyor, "Yaşamınızı, geleceğinizi yok ediyorsunuz." diye de haykırıyor.

Artvin Cerattepe'de, Çanakkale Kaz Dağlarında; İzmir Çeşme'de, Karaburun'da, Selçuk'ta, Torbalı'da; Gediz Nehri havzasında, Sinop'ta, Akkuyu'da suyumuz, havamız, toprağımız bize feryat ediyor, "Yapmayın." diyor, "Yapmayın Sayın Bakan, rant uğruna geleceğimizi yok etmeyin." diyor. Kırklareli'nin, Ergene'nin, İğneada'da longoz ormanlarının haykırışlarını da artık duyun. Trakya'nın, Kırklareli'nin dağlarında, derelerinde, ovalarında, ormanlarında ölüm kol geziyor Sayın Bakan, kol geziyor. Yıllardır doğanın ve bizlerin haykırışlarına kulak tıkayanlar bugün Ergene Nehri'nde kaybolan 17 yaşımızdaki gencimizi aramak için dalgıçların kimyasal kirlilik nedeniyle dip taraması yapamadığına dahi şahit oldular. AKP'nin on üç yıllık döneminde görev yapmış tüm bakanlarına onlarca önerge verildi, burada saatlerce konuşmalar yapılarak uyarılarda bulunuldu. Hükûmetin Trakyalı Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ise 12 Kasım 2013 tarihinde yaptığı bir açıklamada "İnşallah, iki yıl sonra Ergene'de balık tutacağız." dedi. İki yıl geçti, Sayın Bakanın da sözünde duracağını düşünerek sizleri Ergene Nehri'nde balık tutmaya davet ediyorum. Sayın Bakan, oltalar ve yemler de bizden olacak.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan "Deşarj parametrelerinin kısıtlanmasına yönelik tedbirler alınmıştır, atık su arıtma tesislerinin inşaat süreçleri devam etmektedir." diyor. Sayın Bakan, artık Trakya halkıyla lütfen dalga geçmeyin. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin söylediklerinizi on üç yıldan beri AKP'li bakanlar her yıl bütçe görüşmelerinde zaten söylediler. On üç yıllık iktidarınızda bir akarsuyumuzu temizleyemediniz, başaramadınız, hatta, temizlemeyi bırakın, zehir akar hâle getirdiniz. Bunu tüm Trakyalılar biliyor ve yaşıyor. Dünyanın içme suyu kaynaklarını nasıl koruduğunu örnek almak yerine sizler yok etmeyi tercih ediyorsunuz. Farkında mısınız, bugün Istrancaları ve çevresindeki yaşamı da yok ederken, Kırklareli'mizi içme suyuna muhtaç hâle getirdiniz Sayın Bakanım.

Kırklareli'de, merkez ilçemizde, Lüleburgaz'ımızda, Babaeski'mizde ve Pehlivanköy ilçelerimizde, onlarca köyünde içme ve kullanma suları artık yaşamı tehdit eder hâle getirildi sayın milletvekilleri. Köylerimizden alınan su analizlerinde özellikle arsenik miktarının yüksekliği dikkat çekmekte, maksimum 10 mikrogram/litre olması gereken arsenik oranı 32 mikrogram olarak ortaya çıkmaktadır ve tehlikeli seviyelere ulaşmıştır. Konuyu ilgili 3 bakana dört soru önergesiyle verdik, hâlâ bize geri dönmediler. Bizler, Kırklareli halkı olarak, arsenikli su içmek istemiyoruz; en temel hakkımız olan temiz suyu kullanmak ve temiz suyu da içmek istiyoruz.

Bölgemizde kırma eleme tesisleri, çimento fabrikaları, mermer, taş, çakıl ocaklarının yanı sıra her gün yeni bir proje duyurusuyla karşılaşıyoruz. Avrupa'nın en önemli 5 doğa alanından birisi olan Istrancalarda yaşamı korumak için yapılan projeler hayat bulmazken, yaşamı yok edecek tüm projeler de maalesef faaliyete geçiyor. Bunlara olur ve onay verenleri, göz yumanları gelecek nesiller rahmetle değil, Sayın Bakan, lanetle anacaklardır.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Sayın Bakan övünerek "ÇED sürecinde de toplam 199 belge talep edilirken, bugün sadece 11 belge istenmektedir." diyor. Sayın Bakan, siz yatırımcının işini kolaylaştırmakla övünürken, Ergene'yle, Kaz Dağlarıyla, Artvin Cerattepe'yle, İğneada ve Istrancalarla neden övünmüyorsunuz? Kıyılarımızı, eşsiz doğa harikası koylarımızı balık çiftliklerine; oksijen üretim merkezimiz ormanlarımızı, akarsularımızı maden şirketlerine; gökyüzünü, rüzgârımızı RES'lere devrettiniz.

Sayın milletvekilleri, önemli bir noktaya dikkatinizi çekerek sözlerimi bitiriyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Bugün, bir yandan ülkemizin Cumhurbaşkanı "Mahkeme kararına saygı duymuyorum, uymuyorum." diye haykırırken, bir yandan da doğa savaşçıları, insanlığın geleceğini ve mahkeme kararına uymayan bir Cumhurbaşkanının torunlarını korumak için "Mahkeme kararlarına uyulsun." diyor.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)