GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:52
Tarih:04.03.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN SERT (İstanbul) - Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Terör dolayısıyla şehit olan asker, polis ve sivil halkımızı rahmetle anıyorum.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2016 bütçesi hakkında görüşlerimi açıklamak için huzurunuzda bulunmaktayım.

2016 merkezî yönetim bütçesine baktığımızda, giderlerimizin 570,5 milyar TL civarında, gelirlerimizin de 540,8 milyar TL civarında olduğunu, bütçe açığının da 29,6 milyar TL olduğunu öngörmüş bulunmaktayız. Bunun yanında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ödeneğinin de 4,3 milyar TL civarında olduğunu zaten öğrenmiş durumdayız.

Tabii, bu bütçeleri yaparken Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hangi genel müdürlüklerle, hangi aktivitelerle bunları yapıyor diye baktığımızda, Türk Patent Enstitüsü, Türkiye Bilimler Akademisi, KOSGEB, TÜBİTAK, Türk Standartları Enstitüsü, Şeker Kurumu, Sanayi Genel Müdürlüğü, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü, Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü, Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü, Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordineli bir şekilde Türkiye'nin bilim ve sanayideki atılımlarını yapmak için çalışmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, dünyada var olan 206 dünya ülkesi arasında olağanüstü bir ticaret hacmi var ve yaklaşık olarak 75-76 trilyon dolar civarında seyreden bu ticaret hacmi içerisinde Türkiye'nin almış olduğu hak, hisse yaklaşık yüzde 0,86'dır. Yani, yüzde 1 bile etmeyen bu ticaret hacmini mutlaka yüzde 1,5'lara, yüzde 2'lere çıkartmak zorundayız. Bunu çıkarmanın iki tane yolu var. Bir tanesi, Türkiye hem üretmiş olduğu ürünlerin ürün konseptini değiştirmek zorunda, daha nitelikli, daha inovatif, daha kaliteli, katma değeri daha yüksek ürünleri üretmek zorunda hem de ürün ve ihracat miktarını artırıp, yeni pazarlara doğru koşturup, dünyanın dört bir tarafına gidip ürünlerimizi satmak zorunda.

Bunları yaparken Türkiye'nin gelmiş olduğu noktaları şöyle bir izleyip sirkülasyonu hatırlamak zorundayız. 1981 yılında Türkiye'nin ihracatı yaklaşık 4,5 milyar dolar iken 2002 yılında bu rakam 36 milyar dolara, 2014 yılında 157 milyar dolara gelmiştir. 2015 yılında hafif bir türbülansla, aslında ihracattaki sayı ve kilogram bazında düşüş olmamasına rağmen dolar bazının dünya piyasalarındaki niteliğinden dolayı bir düşme söz konusu gibi gözükmekte ama sanayi ürünümüzün yapılan genel ticaretin içerisindeki payı yüksek olduğu için memnun edici bir sonuç var diyebiliriz.

Bir başka açıdan bizim ihracatımızı incelediğimiz vakit, ihraç ettiğimiz orta ve yüksek teknolojili ürünlerin kilogram fiyatı 4,5 dolar, yüksek teknoloji ürünlerinin kilogram fiyatı 34 dolar, ihraç ettiğimiz makinaların ortalama fiyatı 7 dolar, ithal ettiğimiz makinaların ortalama fiyatı 13 dolar. Buradan da gözüküyor ki Türkiye ucuz satıyor, pahalı alıyor. Biz bu konsepti mutlaka Bilim ve Sanayi Bakanlığı politikaları dâhilinde ya da Türkiye'nin yapmış olduğu bu politikalar neticesinde artırmak ve tersine çevirmek zorundayız. İlaç sektöründe daha farklı ve aleyhimize gelişen bir durum var, uçak sanayisinde ve hassas teknolojilerde biraz daha fazla olmuş olduğunu görüyoruz. Bunu mutlaka değiştirmemiz lazım. Özellikle, düşük teknolojili ürünlerin genel ticaretimiz içerisindeki oranı yüzde 35; orta düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 29,5; orta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 31,8; yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızın içindeki payı yüzde 3,7. Burada da görülüyor ki biz, Batı Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da, Japonya'da yüzde 15'lerin, 20'lerin üzerinde olan yüksek teknolojili ürünleri mutlaka üretmek ve yüzde 3,5 bandından yüzde 10 bandına doğru çıkmak zorundayız.

Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Genel Kurulda 7 Hazirandan bu tarafa yapılan toplantıları biraz izlemiş durumdayım ve özellikle son sekiz gündür bütçe görüşmelerinden dolayı yapılan çalışmalara yoğun olarak katılmış durumdayım ve burada tespit ettiğim bazı olumsuzlukları da belirtmek istiyorum. Milletvekillerimizden bazılarının çatışmacı bir dilden uzak durmalarını temenni ediyorum. Bazı milletvekillerimizin gündem dışı konuşmalara çok fazla girmesini doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Yine, sayın milletvekillerimizden bazılarının teröre cesaret verici konuşmalar yapmasından rahatsız olduğumu ve kınadığımı belirtmek istiyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)