GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize hayırlı sabahlar diliyorum. Biraz önce oylanan maddedeki önergemiz kayboldu ama o konudaki düşüncelerimizi ifade etmek istiyorum.

Konuyla ilgili araştırma yaparken, bir İnternet sitesinde "hukuk devleti" kavramıyla ilgili bir açıklama ve bu açıklamaya yönelik bir vatandaş yorumu gördüm. Günümüzde hâlimizi çok güzel özetlediği için de sizinle paylaşmak istiyorum.

Hukuk devletini tarif ediyor: "Hukuk devleti nedir? Hukuk devleti ilkesi, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendini yükümlü sayan, hukukun üstünlüğünü şiar edinen, hukuk kurallarına ve anayasaya uygun davranan, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir. Hukuk devletinde yasama organını da kapsayacak biçimde devletin bütün organları üzerinde hukukun ve anayasanın mutlak egemenliği vardır. Kanun koyucu, her zaman hukukun ve anayasanın üstün kurallarıyla bağlıdır. Hukuk kurallarına bağlı olmayan ve yargı denetimine de tabi olmayan devlet, hiçbir zaman adaleti gerçekleştiremez çünkü hukuk güvenliğini sağlayamaz. Yargı denetimine açık olan yasaların üstünde kanun koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve anayasanın bulunduğu bilincinden uzaklaşıldığında, geçersiz kalacağını bilen devlettir. Bu nedenle, devletin üç temel kurumu da -yani yasama, yürütme ve yargı da- hukuka uygun olmalıdır."

Gelelim vatandaşın yorumuna: "Şu anda iktidarda bulunan partinin yargıya ve hukuka saygısı var mı?" diye soruyor. Kendisi cevap veriyor: "Bence yok. Kararlar lehlerine olunca iyi, olmayınca kötü. Bu şartlar altında, demek ki, şu anda geçerli olan yasaları kabul etmemektedirler. Bu, gerçekten, içimizi acıtmaktadır. Bazı özel durumlar, siyasi atraksiyonlar, devlete karşı kalkışma provaları yapılırken suç işleyenlere karşı özel düzenlemeler yapıldığı endişesini taşıyoruz. `Kader mahkûmu' dediğimiz hayatında bir daha aynı duruma düşmeyecek insanlara karşı bu kadar cömert davranamıyoruz. Bizler bunu hak etmiyoruz. İktidarda olan parti Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu hemen hatırlamalı ve buna uygun davranmalıdır." diyor.

Gelin, vatandaşın sesine kulak verelim ve AKP klasiklerinden vazgeçelim. Bu çerçevede, biraz önce görüştüğümüz 278 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 84'üncü maddesi neler getiriyor ona bir bakalım.

Yürürlükteki 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 2'nci maddesinin 2'nci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin 2'nci ve 7'nci fıkraları uyarınca, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, bir örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden bir  kişinin bir yıldan üç yıla kadar cezalandırılması, ayrıca örgüt silahlı ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca, verilecek cezanın dörtte 1'den yarısına kadar artırılması öngörülmekte iken, tasarı yasalaştığında, bu cezanın üçte 2'ye kadar oranında indirimi söz konusu olabilecektir.

Buna göre, tasarı yasalaştığı takdirde, terör örgütünün talimatıyla düzenlenen bir gösteriye katılıp güvenlik güçlerini yaralayan, molotofkokteyli atarak ortalığı yakıp yıkan bir kişinin örgüte üye olduğu tespit edilemezse, bu kişi örgüt adına suç işlediği hâlde, yürürlükteki düzenlemenin aksine, daha az bir ceza almak durumunda kalacak ki bu düzenlemenin kısmi örtülü af olduğunu düşünmekteyiz.

Ayrıca, bu maddede tanımlanan suçu işleyen ve hüküm giymiş olan kişiler hakkındaki dosyalar, lehe kanun uygulaması sebebiyle, Yargıtay Başsavcılığında veya ilgili dairesinde olan dosyalar bozularak ilk derece mahkemesine gönderilecektir.

Daha önemlisi şu: Zaman zaman televizyonlarda seyrediyoruz; sokakları ateşe veren, insanları evlerine hapseden, millî serveti ortadan kaldırmak için elinden gelen her şeyi yapan, aslında bir örgütün üyesi değil ama örgütün yönlendirmesiyle? Ki zaten hiçbir örgüt üyesi sokaklara inmiyor, sadece maşalarını ortaya koyuyorlar, şimdi bunlara af getiriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY ÖZTÜRK (Devamla) - Biz bunları affettikçe bunlar da vurmaya devam edecekler, nasıl olsa her defasında da kazanıyorlar!

Bunu takdirlerinize sunmak istedim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.