GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 6'ncı tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:51
Tarih:03.03.2016

CHP GRUBU ADINA ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bakanlar; öncelikle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bütçesiyle ilgili söz aldım. Bu konuyla ilgili görüşlerimi sunacağım.

Özellikle sayın bakanlar bütçe sunuşları sırasında bir rutini tekrarlıyorlar; 2002'den itibaren neler yaptıklarını, 2015 yılına kadar neler yaptıklarını tekraren söylüyorlar. Güzel; güzel şeyler de yapıldı bu arada. Ama eksiklerin de söylenmesi lazım, gelecek için projelerin söylenmesi lazım. Mevcut sorunları söylerken çözüm önerilerini de söylemek lazım. Yani, şöyle bakıyorum: Üniversitede bir öğrenci bir ödev alsa, böyle bir ödev hazırlasa sanıyorum kırık not alır. Çünkü bunu bir hamaset olarak düşünüyorum. Şimdi, ben, gerçek rakamlarla konuya biraz açıklık getireceğim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Aralık 2002'de devletin borcu 242,7 milyar lira -katrilyon lira-, Aralık 2015'te devletin borcu 677,7 milyar lira. Aralık 2002 iç borç stoku 149,9 milyar lira, Aralık 2015 iç borç stoku 440 milyar lira. Aşağı yukarı 3,5 kat artmış.

Aralık 2002, kişi başına kamu borcu 3.677 lira; Aralık 2015, kişi başına kamu borcu 8.717 lira.

Aralık 2002 yine, aile gelirinin borca oranı -dikkat edin arkadaşlar buraya- yüzde 4,7; bugün, Aralık 2015, aile gelirinin borca oranı yüzde 55,2'ye çıkmış.

Aralık 2002, özel sektörün dış borcu 43 milyar dolar; Aralık 2015, özel sektörün dış borcu 289,6 milyar dolara çıkmış. Yani devlet yerine özel sektör borçlanmış, bu borç 78 milyonun borcu devletin borcuyla birlikte.

1988-2002 arasında ortalama işsizlik oranı yüzde 8 değerli arkadaşlar, 2003-2015 arasında ortalama işsizlik 10,2. İş bulmaktan ümidini kesmiş olanları saymıyorum; 1 milyon 250 bin kişi de iş bulmaktan ümidini kesmiş, iş aramıyor, istatistiklerin içinde yok. Genç işsizliği de bu arada yüzde 20 seviyesinde dolanıyor.

Aralık 2002'de elli iki yılda verilen cari açık 43,7 milyar toplam rakam ama Aralık 2015'e kadar, 2002'den itibaren, toplam rakam 472,2 milyar dolar, 10 kat, 10 kattan fazla.

Bunu uzatmak mümkün ama burada özellikle şunu izah etmek istiyorum: Eğer bir tablo açıklıyorsanız 2002'den itibaren 2015'e kadar bunları da konuşmanız gerekiyor.

Şimdi, bir de Ekonomik Sosyal Konsey meselesi var. Bununla bağlantılı olarak söylüyorum. Son derece iyi düşünülmüş, Anayasa'ya konmuş 2010 yılında ve tam altı yıldır Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmıyor, tam altı yıl. Ekonomik ve Sosyal Konseyin üç ayda 1 toplanması kuralı getirilmiş, anayasal bir kurum.

Şimdi, özellikle Beştepe'de yeni bir yapı oluşturuluyor; Ekonomi ve Dış Ticaret Konseyi. Şimdi, burada bir konsey var, anayasal konsey ama orada bir... Demek ki yani burada biz yasama görevini yaparken bu işi tam yapamıyoruz; özellikle çoğunluk için söylüyorum, bunu biz sarayda yapıyoruz. Ekonomiyle ilgili ve dış ekonomiyle ilgili sarayda kurallar konulacak, maalesef, sayın bakanlar da bunları onaylayacak.

Şimdi, efendim, bakın, özellikle Ticaret Bakanımızın alanı; yenisiniz o yüzden çok fazla bir şey söylemeye hakkım yok size ama Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığını aşağı yukarı sekiz sene yaptım. Sekiz sene boyunca, 2009 yılında, hiç unutmuyorum sadece Antalya bölgesinden 10 bin civarında imza topladım. Ne için? Bu büyük mağaza kanunu, AVM kanunu çıksın diye ve dönemin Sayın Bakanına bu dosyayı verdik. Tam 7 defa tasarı yapıldı, tam 7 defa; her seferinde bir yerlerde bekletildi, bir sümenin altında kaldı, Başbakanlığın önünde kaldı ve kanun çıkamadı.

Şimdi, kanun çıktı ve önceki Sayın Bakan Hayati Yazıcı, aslında mükemmele yakın bir kanun tasarısı hazırlamıştı ve orada çok önemli bir konu vardı. Ekonomiyle ilgili kentlerin planlanması, stratejik plan; bu yok edildi. Şimdi, belediyeler stratejik ticari plan yapamazlar; kamu yapar, devlet yapar ve uygulatır. Şimdi, her yerde, Antalya'dan bir örnek ya da İzmir'den bir örnek verelim, bir caddenin üzerinde yüzlerce, aynı işi yapan esnaf var ve burada özellikle şunu da ifade edeyim: Ali Coşkun Bakanımızın zamanından beri bu yapılmaya çalışılan kanun, ne özel markaları önleyebildi ki Türkiye'de ticareti de yerle bir eden bir durumdur ve şu anda marketlerin raflarına gidin bakın yerli markayı göremeyeceksiniz, çok az sayıda yerli marka göreceksiniz; zaten genel olarak da marka yoktur, kendi markaları var ve sanayiyi de böylece zorluğa sokmuş. Bunları acilen -"Yeni yasa yapacağınızı" söylediniz- aslında yeni yaptığınız yönetmeliklere ilave etmenizde fayda var.

Tabii, bu arada bu durum neyi yarattı? Şimdi, bir market, zincir market, uluslararası sermayeyle oluşmuş zincir market aşağı yukarı 10 bin civarında... Bir bakkalın sağına bir tane, soluna bir tane, aradaki bakkalı boğmak üzere yapılmış bir yapı, şimdi bunun düzeltilmesi lazım. Tabii ki, bu, büyük bir esnaf işsizliğine sebep oldu, aşağı yukarı 350 bin kişi son on üç yılda işsiz kaldı. Esnaf ne iş yapar? Kepengini kapatır, işsiz kalır. Mevcut esnafın da yüzde 35 BAĞ-KUR primleri artırılmış son dönemde, bu vicdanen kabul edilebilir bir şey değil.

Şimdi, bir de, çek senet konusu var, yine alanınıza giriyor. Önceki dönemde Sayın Bakan Ali Babacan'ın bir tasarıyla... Ve orada verilen bahane de şu: "Çek suçlularını eğer biz bugün hapse atsak 140 bin kişi hapse girer. O yüzden bu çekteki hapsi kaldırıyoruz." dediler ve piyasa çöktü. Alacaklı alacağını alamadı, zaten borçlu borçlu, battı gitti ama alacaklı da battı. İnşallah, bununla ilgili de bir düzenleme yaparsınız, düzenleme de kolay; tekrar aynı cezayı getirmek.

"Tüketici yasası çıkaracağız." diyorsunuz, tüketici yasası değil, sivil toplum örgütleri zaten şu anda söz söyleyebilecek durumda değil. Tüketici yasasını çıkardınız ama tüketici dernekleri eğer devlet tarafından destek verilmezse onun da yürümesi söz konusu olamaz.

Hal Yasası'yla ilgili -söyleyecek çok zaman kalmadı ama- şikâyet ediyorsunuz, Ekonomi Bakanı şikâyet ediyor "Et ithal edeceğiz." diyor, Tarım Bakanı et fiyatlarından şikâyet ediyor "Yanlarına dükkân açacağız, 160 dükkân açarız." diyor, Gümrük ve Ticaret Bakanımız da domates fiyatlarından şikâyetçi. Antalya'da domates 1 lira, halde 5 lira. Yani bu şikâyet mercisi değil, çözüm mercisidir. Sürem bitti.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)