GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:50
Tarih:02.03.2016

CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 yılı Türk Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bütçeleri hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Siz sayın milletvekillerini, Meclis emekçilerini, basın emekçilerini ve ekran başında bizleri izleyen tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime geçmeden önce aslında söyleyeceklerimi bir cümleyle ifade etmek mümkün. Sayın Bakanım, bundan iki ay önce Mersin Devlet Hastanesinde bir hasta ziyaretine gitmiştim. Koridorlarda insan doluydu. Âdeta geçecek yer bile bulamadım. Dâhiliye uzmanı bir arkadaşımla karşılaştım, dedim ki: "Ya, arkadaşım, bunların hepsi burada şifayı bulacak mı?" "Ne şifayı bulacak, belalarını bulup gidecekler." dedi.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Doktor arkadaş öyle bir şey demez. Doktorlara şey yapmayın, öyle bir şey demez hiçbir doktor.

HÜSEYİN ÇAMAK (Devamla) - Yani, burada nicelik önemli değil, nitelik önemli.

OECD'nin aralık ayında yayınladığı sağlık raporuna göre, sağlık harcamalarının gayrisafi millî hasılaya oranına baktığımızda Türkiye'nin son sıralarda olduğu anlaşılıyor. Yani, dünya örneklerini göz önünde bulundurursak ülkemizde sağlığa verilen değerin ne kadar olduğunu buradan bile anlamak mümkündür. Durum böyle iken Hükûmet sözde bir şeyleri düzeltmek için sağlıkla ilgili ne zaman yeni bir hamle yapsa eskisini arayacağız diye âdeta ödümüz kopuyor.

Arkadaşlarımız kamu hastanelerinin performans sisteminden bahsetti, bıçak parasının devam etmekte olduğundan bahsetti ama en çok da şu anda hekimlerin korktuğu malpraktis. Âdeta hastaya dokunmaktan hekimler korkar hâle geldi.

"Sağlık güvencesiz kimse kalmayacak." dendi, adı da "Büyük Sağlık Reformu" kondu. Genel sağlık sigortası yüzünden 7 milyonu aşkın işsiz vatandaş milyarlarca lira borçlandırılıp mağdur edildi. Vatandaş eskisinden daha da beter bir hâle getirildi.

Halk Sağlığı Kurumu için de benzer bir durum söz konusu. 2011 yılında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Halk Sağlığı Kurumu temel sağlık hizmetleri dâhil birçok önemli birime bağlandı. Sözde daha kaliteli sağlık hizmetleri sunmak için bu birimlerin hepsinin tek çatı altında toplanması gerektiği belirtildi. Fakat asıl niyetin iktidarın sağlık alanındaki tüm gelirlere tek elden sahip olmak ve yandaşlarına istihdam alanı açmak olduğu son derece nettir. Bu kurum kurulduğundan beri sağlıkta hedeflenen hiçbir başarıya ulaşılmadığı gibi birçok hastalık vakasında da artış olduğu görülmektedir. Kamuoyunda herhangi bir kurumsal başarıdan dolayı değil, istifalar ve kurum olarak sundukları raporların yürütme tarafından umursanmamasıyla bilinmektedir. Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun Kurucu Başkanı Doktor Mustafa Aksoy'un görevinden apar topar ayrılmak zorunda kalması gizemini hâlâ koruyor. Bu kurumun kamuoyunu bilgilendirme açısından belki de en iyi icraatı 2014 yılında Ankara suyunun sağlık açısından son derece riskli olduğunu belirten raporuydu. Sayın Başkan Seçil Özkan'ın imzasıyla açıklanan bu rapor nedense yetkili mercilerin dikkatini çekmedi. Hatta belediye başkanı bu rapora itiraz ederek itimat edilmemesi gerektiğini her yerde dile getirdi. Kendi kurduğunuz kurumların işlevselliğini siyasi rant uğruna hiçe sayacaksanız bu kurumlara neden gereksinim duyuldu?

Sayın Bakanım, halk sağlığı konusunda bu Hükûmetin en başarılı olduğu konuların başında tütün kullanımındaki başarısıdır, ancak uyuşturucu kullanımı 10 yaşına kadar inmiştir ve günden güne artmaktadır, bu bir.

İkincisi termik santral. Türkiye'de şu anda 20 termik santrali işletiliyor hâlde, 80 tane daha kurulacak. Bu durumda demek ki biz Türkiye'de soluyacak hava bulamayacağız. Biliyorsunuz ki akciğer kanserinin en büyük nedeni, birinci sırada gelen nedeni sigaraysa, ikinci sıradaki duman ve sistir. 3 Şubatta yayınlanan bir genelgeyle sigara içip de akciğer kanseri olanın sağlık güvencesi nedeniyle ilaç parası ödenmeyecek. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Lütfen bunu düzeltiniz.

Bütün tıp fakültelerini Sağlık Bakanlığının çatısı altında toplama ve AR-GE çalışmalarıyla inovasyon stratejilerini geliştirme amacıyla 2014 yılında Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kuruldu. Bünyesine bağlı 6 birimin ancak 4'ü oluşturulabildi. Âdeta "Kervan yolda düzülür." mantığıyla hazırlıksız bir şekilde kurulan bu Başkanlığa bağlı birimlerin herhangi bir faydası olduğuna şu ana kadar şahit olmadık.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Aşılar yapılacak, aşılar.

HÜSEYİN ÇAMAK (Devamla) - Yapılacak mı? Göreceğiz.

Hükûmetin tüm vatandaşlara sağlık hizmetini ücretsiz olarak sunması gerektiğini hatırlatıyor, vatandaşların hastane kapılarından dönmek zorunda bırakılmamalarını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)