GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:50
Tarih:02.03.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA HARUN KARACA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer milletimiz; hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerimize olsun.

İçişleri Bakanlığı bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. İçişleri Bakanlığı bütçemizin ve 2016 yılı Türkiye bütçesinin ülkemize, memleketimize hayırlı olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum.

Tabii ki burada, bu haftanın gündemine bir iki cümleyle değinmek istiyorum. Birincisi, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararla ilgili. Evet, ben de saygı duymuyorum, çok net olarak söylüyorum. Ve çok yakın bir tarihte, yaklaşık on sene önce, 367'yle ilgili karar veren Anayasa Mahkemesinin üyeleri nasıl ki hafızalarımızda tazeyse, tarihte kirli olarak anılacaklarsa, bugün de bu kararı verenler unutmasınlar ki tarihte kirli olarak anılacaklardır. Ve biz dün de buradaydık, bugün de burada olacağız, yarın da burada olmaya inşallah devam edeceğiz.

LEVENT GÖK (Ankara) - Harun Bey, o hâkimlerin hepsi iktidarınız döneminde atandı.

HARUN KARACA (Devamla) - Ama onlar bilsinler ki, bu kararlarından dolayı mutlaka ve mutlaka üzüleceklerdir ve bu millet onları hayırla yâd etmeyecektir. Bu şekilde başlamak istiyorum.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sizin iktidarınız döneminde atandı onlar, Sayın Abdullah Gül atadı hepsini.

HARUN KARACA (Devamla) - Ayrıca, 1994'ten bahsetti arkadaşlar, evet, doğrudur, Meclisten milletvekillerinin alınıp götürülmesi doğru bir şey değildir ama millet de oy verdikleri milletvekillerinin suç makinesi gibi olmasını ve böyle bir özgürlüğe sığınarak suç makinesi olmasını istemiyordur. Bunu da buradan ifade etmek istiyorum. Bunlara sebebiyet vermemek için de elimizden geleni göstermek zorundayız.

Ayrıca, bakın, gene aynı şekilde, 28 Şubatla ilgili... 28 Şubatın burada detayına girecek değilim, bizzat yaşayanlardan birisiyim ama 28 Şubatla ilgili buradan bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Ahmet Kaya'yı örnek vermek istiyorum: Bugün toplumsal uzlaşmadan bahsediyoruz, dün Ahmet Kaya Kürt olduğu için, Kürtçe şarkı söylediği için tencere tava çalınarak bu ülkeden kovuldu, bu ülkeden gönderildi ve gittiği yerde rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Ama bugün, Türkiye'nin hangi meydanında Kürtçe şarkı da okusanız, Arapça şarkı da okusanız, bir başka dilde şarkı da okusanız bu milletin hiçbiri sizi tencere tava çalarak göndermiyor. İşte bu, ülkemize AK PARTİ'nin getirdiği özgürlüktür ve bu özgürlükleri kimsenin istismar etmesine asla ve asla müsaade etmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ayrıca, arkadaşlar, bu sıralarda oturup da devletin bütün imkânlarını kullanarak milleti sırtından hançerlemeye çalışan gafillere bir daha buradan sesleniyorum: Tarih sizi asla affetmeyecektir. Çevremizdeki ateş çemberine elinde benzin bidonlarıyla koşturan hainlerin ve gafillerin bu milleti nereye sürüklemeye çalıştıklarını çok iyi biliyoruz.

Bir şey anlatacağım ve sözlerimi tamamlamaya çalışacağım. Beş dakika içinde birçok şeye buradan cevap verme şansım yok ama şunu ifade etmek istiyorum: Vatandaşın bir tanesi bir gün köyüne atıyla dönüyor. Atı da çok güzel bir at. Hırsızlar da bu atı çalmaya karar veriyorlar ve dönerken yolun üzerinde bir insanın yattığını görüyor. Bu yatan insana -tabii ki bizim geleneğimizde vardır- yardımcı olmak istiyor. Atından iniyor, oradaki yaralı veya hastanın yanına doğru gitmek istiyor. Giderken, hırsızın bir tanesi de arkadan dolanıyor ve atı çalıyor. Atı çaldıktan sonra pirifâni adam arkasından bağırıyor. Diyor ki: "Oğul, oğul, at sana helal olsun, gel de bir iki cümle edeceğim." Neyse, oğul dönüyor. Geliyor, diyor ki: "At senin olsun, helali hoş olsun, ama gittiğin yerde sakın atı bu şekilde çaldığını kimseye anlatma, yol olur." Niye? Çünkü bir başkası bir daha hastanın yanında, ölünün yanında veya yardıma ihtiyacı olan insanların yanında durmaz.

İşte, buradan atıfta bulunuyorum. Eğer siz ambulansları çağırıp da ambulanslara hücum ederseniz, oradaki doktorları, hemşireleri, yaralıları öldürürseniz bir daha ambulans gelmez, yazık olur bu millete, hakkını savunduğunuz halklara en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Vefat eden, insanların ölülerine bomba koyarsanız, insanlar ölülerin yanına gelmeye çekinirler. Güvenli bölgelere, insanların geçmesi için, oralara, güvenli hâle getirilen yerlere bomba, dinamit döşerseniz millet oradan geçmeye korkar.

Onun için, arkadaşlar, aklımızı başımıza alalım ve yüz yıl önce bu memleketin birliğine, dirliğine göz dikenlere fırsat vermediğimiz gibi, bundan sonra da fırsat vermeyeceğiz diyorum.

Ben tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HARUN KARACA (Devamla) - Buradan şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)