GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:48
Tarih:29.02.2016

CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Divan Kâtibi Üyesi arkadaşlarım ve milletvekili arkadaşlarım, Meclisimizin emekçileri ve Meclisimizin basın emekçisi arkadaşlarım; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarım.

Şimdi, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün bütçesi hakkında söz aldım. Kamu yönetimi alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi veren bir kurum burası. Bürokratlarımızın daha iyi eğitim almasını ve donanımlı olmasını sağlamaya yönelik bir kurum, bir eğitim kurumu ve mutlaka desteklenmeli. Küçük bir kurum, verdiği eğitim sayısı çok daha az, bu eğitim sayısı mutlaka ama mutlaka daha artırılmalı, bu kurum daha çok kişiye eğitim vermeli ve daha iyi bürokratlar yetiştirmeliyiz. Bu kurumun bütçesine eleştirimiz bizim ancak şu olur: Az. Daha çok bütçe verelim, kurumu büyütelim ve eğitilmiş bürokrat sayımızı artıralım.

Evet, ben hep üniversite yıllarından bu yana "Savaşa değil, eğitime bütçe." dedim ve hep bu pankartın ardında yürüdüm; "Savaşa değil, eğitime bütçe." ve bugün bu kürsüden de söylüyorum: Savaşa değil, eğitime bütçe.

Şimdi bütçe yapıyoruz, öncelikle ülkede yaşayan bütün insanlardan, bir bebekten veya mezardan, mezarlık parasından, ülkede yaşayan herkesten ama herkesten biz vergi alıyoruz. Şimdi bütçe yapıyoruz ve kimden ne kadar aldığımızı, ne kadar alacağımızı biz burada bugün belirliyoruz. Şimdi, peki -paraları topluyoruz- bu paraları toplarken bir ayrım gözetiyor muyuz dinine, diline, ırkına; herhangi bir ayrım gözetiyor muyuz hangi partiye oy verdiğine dair? Gözetmiyoruz, değil mi? Herkesten ama herkesten vergi alıyoruz.

Peki, şimdi bütçeye bakalım: Bütçenin yüzde 70'i dolaylı vergilerden oluşuyor. Gelir durumuna bakılmaksızın KDV ve ÖTV gibi benzer gelirlerden bütçenin yüzde 70'ini topluyoruz, kalan yüzde 30'u ise doğrudan vergilerden elde ediyoruz. Peki, parayı en çok kimden alıyoruz? Yani bu bütçeyi en çok kimden topluyoruz? Çalışan memurdan alıyoruz, işçiden alıyoruz, asgari ücretliden alıyoruz, dar gelirliden alıyoruz, yoksuldan alıyoruz; en çok bütçeyi onlardan topluyoruz. Peki, ülkenin kaymağını yiyenlerden ne alıyoruz? Çok daha azını. AKP'li bir şirketse uzlaşmayla affedebiliyoruz, değil mi arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Evet, bravo!

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Peki, paraları topladık. Kime vereceğiz? Ona da burada karar veriyoruz, değil mi? Bu topladığımız paraları kime vereceğiz arkadaşlar? Mesela, üzerini örttüğümüz, sizin dahi nereye harcandığını bilmediğiniz örtülü ödenek sahiplerine ve eminim... Çok büyük şüphe duyuyorum, emin değilim, yanlış söyledim, çok büyük şüphe duyuyorum, o örtülü ödenek sahipleri de kendileri gibi düşünmeyenin aleyhine bu bütçeyi kullanıyor. Aksini iddia ediyorsa gelsin açıklasın, hepimiz görelim...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Adı üstünde örtülü ödenek yani...

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - ...ve benim aleyhime kullanıldığı için, benim cebimden alınan vergi benim aleyhime kullanıldığı için ben hakkımı helal etmiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, eğitim bütçesi en çok önem verdiğim bütçe ve bir de karşısında güvenlik var. Bütçenin tamamından yüzde 12 Millî Eğitim Bakanlığına veriyoruz, yüzde 11 de geri kalan güvenliğe dair harcama yapıyoruz. Şimdi, Millî Savunma Bakanlığı, Emniyet, İçişleri, Jandarma ve MİT'in toplam bütçesi Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine denk. Şimdi diyeceksiniz ki: "Ya, çok stratejik bir konumda ülkemiz, bu sebeple güvenliğe ayırmalıyız." Eyvallah, kabul. Şimdi, her geçen gün güvenliğe ayırdığımız paraları artırdık, hatta MİT'in son on yılda artış oranı yüzde 416. Güvenliğimizi artıralım dedik. Peki, ne oldu? AKP'nin bugünkü uyguladığı politikalarla -hele de hiç komşumuz kalmamışken- bütün paramızı güvenliğe yatırsak ne olur? Son on yılda güvenliğe yatırdığınız paraları artırdınız, ne oldu? Ankara'nın kalbinde bomba patladı. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün, bu ülkede, kalabalık gezenler patlama riskiyle karşı karşıya, yalnız gezenler ise tenhalarda tecavüze uğruyor, hem de çok büyük risk. Güvenliği artırdınız da ne oldu? Bakın, şöyle bir önerimiz var: Eğitime verelim.

ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - 30'a yakın canlı bombayı tespit ettiler, yani ona söylüyorsun.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Müsaade edin, lütfen, ben hepinizi laf atmadan dinledim. Hangi biriniz çıktığınızda o kürsüden ben laf attım? Lütfen dinleyin, varsa cevabınızı gelir verirsiniz!

Şimdi, geldiğimiz nokta şu: O savaşa ayırdığınız, o güvenliğe ayırdığınız politikayı eğitime ayırsaydınız ne olurdu biliyor musunuz? O kendini patlatan o beyinsiz canlı bombanın bir beyni olurdu ve kendini patlatmazdı, eğer ona ulaşıp eğitebilseydiniz. O tecavüz eden sapığı eğitebilseydiniz tecavüze uğrayan evladımız kurtulabilirdi. O yüzden diyorum ki ben: Savaşa değil, eğitime bütçe ayırın. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, şimdi, eğitime bütçe ayırın diyorum, siz de diyeceksiniz ki "Yüzde 12 ayırdık." Toplam bütçenin yüzde 12'sine tekabül ediyor eğitime ayırdığınız bütçe. Peki, bu yüzde 12'nin sadece yüzde 8'i eğitim yatırımına ayrılıyor. Yani bütün genel bütçenin sadece yüzde 1'i eğitime yatırım olarak ayrılıyor, geri kalanı personel gideri. Hemen buraya 9 kilometre uzaklıkta Şahintepe Mahallesi var, benim seçim bölgem; 30 bin nüfusu var ama bir okulu yok ve bu ayırdığınız bütçeyle muhtemelen oraya yine okul yapamayacaksınız.

Şimdi, benim ödediğim vergilerle Cengiz İnşaatı koruyorsunuz, halka karşı Cengiz İnşaatı koruyorsunuz, orada Cengiz İnşaatın hukuksuz uygulamalarına karşı direnen halkı gaza boğuyorsunuz. O zaman, güvenliğine dair vergiyi de Cengiz İnşaattan alın, benden almayın. (CHP sıralarından alkışlar)

Biliyorum, parayı seviyorsunuz, paralı insanları da seviyorsunuz ama lütfen, artık yoksulun cebinden elinizi çekin. Benim bir evladım var, daha önce uğruna öleceğim çok şey vardı ama şimdi daha çok şey var. (CHP sıralarından alkışlar)