GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:47
Tarih:28.02.2016

CHP GRUBU ADINA EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 yılı bütçe tasarısının TİKA -Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı- ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bölümü üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bütçe yapmanın amacı, elbette ki denetimi sağlamak, halktan toplanan vergilerin harcama kalemlerini görmek, kurumların çalışmasını belli durumlarda denetlemek üzerine oluşturuluyor.

Şimdi, TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarının devletin kurumlarından ikisi olduğunu ve... Bugün, halktan toplanan vergilerin bu kurumlara aktarılacağı bütçe görüşmelerini yapıyoruz.

Şunu söylemem lazım TİKA konusunda: Hakikaten TİKA'nın bazı, bizlerin de hoşuna giden projeleri var. Özellikle bazı restorasyon çalışmalarını ben de yerinde gördüm ve emeği geçenlere de bu konuda teşekkür ediyorum.

Ancak tabii ki TİKA'nın kuruluş felsefesine baktığımız zaman, özellikle Sovyet Rusya dağıldıktan ve Türki cumhuriyetler kurulduktan sonra, özellikle oralarda çalışma yapmak amacıyla kurulmuş olan TİKA'nın bugün bu amacının tamamen dışına çıktığını hepimiz görüyoruz. Bugün TİKA maalesef ki Afrika'ya, özellikle Afrika'ya sıkışmış kalmış. O kuruluş amacındaki hizmet anlayışının ise yakın bir geçmişte kurulan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları ile kurtarılmaya çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz. Ancak açık söyleyeyim, bu iş başarılı biçimde gitmiyor.

Şimdi, komisyonda dinliyoruz, Sayın Başbakan Yardımcısını dinliyoruz, kurumun temsilcilerini bazı toplantılarında dinliyoruz, az önce AKP milletvekillerini dinledik; hep aynı lafları duyuyoruz. Özellikle TİKA konusunda deniyor ki: "50'nin üzerinde ülkeye ofis açtık, Tanzanya'da, Bangladeş'te, Cibuti'de, Kolombiya'da hatta, Latin Amerika'da ofisler açtık, çok büyüdük, yatırımlar yaptık." Tebrik ediyoruz ancak şunu söylememiz lazım Sayın Başbakan Yardımcısı: Kolombiya'da Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ofisi açtınız ve bundan dolayı alkış istiyorsunuz, alkışlanmayı istiyorsunuz, tebrik görmeyi istiyorsunuz. Peki, o zaman ben size başka bir soru sorayım: Kolombiya'da ofis açtınız diye alkış istiyorsunuz ya, 200 binin üzerinde Türk'ün yaşadığı Yunanistan ve Batı Trakya'da TİKA'nın hiçbir faaliyeti olmamasından dolayı biraz yüzünüz kızarıyor mu? (CHP sıralarından alkışlar) Kolombiya'da ofis açtınız, alkış istiyorsunuz, Batı Trakya'da 200 bin Türk'ün yanında hiç yoksunuz. Dahasını söyleyelim: Kenya'da Çad'da, Namibya'da ofis açtık...

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Açmasın mı oralara?

EMRE KÖPRÜLÜ (Devamla) - Açsın, destekliyoruz, açsın, açmasın demiyoruz. Olaya niçin bu açıdan bakıyorsunuz? Açın, oralarda da açın ama şunu söyleyeyim: 1 milyondan fazla Türk'ün ve Müslüman'ın yaşadığı Bulgaristan'da da biraz faaliyette bulunun, orada da bir şeyler yapın. Yani...

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Yapıyoruz.

EMRE KÖPRÜLÜ (Devamla) - Yapıyorsunuz! En son yapılan da Bulgaristan'la gelinen noktada bizim Burgaz Konsolosumuz "persona non grata" yani istenmeyen adam, İstanbul'un Bulgaristan Konsolosu "persona non grata", istenmeyen adam! (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, TİKA'nın faaliyetleri böyle mi yürüyecek?

Başka bir şey daha söyleyelim: Bu kadar büyük yatırımlar, bu kadar büyük çalışmalar yapıyorsunuz; sınıra 20 kilometrede Cisr-i Mustafapaşa vardır, bugünkü adı Svilengrad'tır; ben, bundan beş ay önce o zamanki TİKA'dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a da şunu söyledim: Sınırımıza 20 kilometre mesafede beş yüz yıllık tarihi olan Mimar Sinan'ın yaptırdığı köprü var, burayı restore edelim dedim, bir tane cevap gelmedi bana. Güzel, Namibya'da ofis açmışsınız, tebrik ediyoruz, daha da fazla ülkede açın ama TİKA'nın açılımına bakın, "Yurtdışı Türkleri"nin açılımına bakın ve kuruluş amacına bakın. Dünyanın dört bir noktasına gidin, dağılın ama kuruluş amacınızı da kaybetmeyin, unutmayın.

Başka bir şey daha var, az önce dinliyorum: "Büyük devlet olmanın gereğidir TİKA." diyor. Evet, TİKA, büyük devlet olmanın gereğidir ama büyük devletsek, eğer TİKA'yı da büyük devlet olmanın gereği bir kurum hâline getirmek istiyorsak o zaman Yunanistan'da ofisiniz olacak, Bulgaristan'da ofisiniz olacak, milyonlarca Müslüman'ın, Türk'ün yaşadığı Çin'de ofisiniz olacak, Rusya'da ofisiniz olacak. Namibya'da, Çad'da, Cibuti'de ofis açmanıza alkış bekliyorsunuz ya, tebrik bekliyorsunuz ya, tebrik ediyoruz ama buralarda da çalışmanız olmamasından dolayı biraz da utanmanızı istiyoruz. Bunu söylemeye de hakkımız var herhâlde.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bugün gerçekten Afrika'ya sıkışıp kalan bir TİKA anlayışını görüyoruz. Elbette çalışmaları, komşuluk hukukuna, soydaşlığa, biraz daha bu çalışmaların kapsamı içerisine getirmek zorundayız ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Şimdi, bakın, TİKA'da ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı kurumunda bürokrat seçimlerini doğru yapmak zorunlu çünkü başarının getirisi buradan geliyor. Siz bir hastaneyi yönetmek isterseniz doktor atamanız lazım hastanenin başına, avukat atayarak ya da bir mühendis atayarak hastaneyi yönetmeniz mümkün değil ya da bir inşaat yapacaksanız, bir bina dikecekseniz, inşa edecekseniz başına bir mühendis, mimar getirmeniz lazım. Doktoru o binanın başına getirirseniz o bina büyümez. Aynı durum TİKA için de geçerli. TİKA'da da eğer kurum içerisinde yetişmiş veya dış politikayı gerçekten tecrübesiyle sabit, ortaya koyamayacak kişilerle çalışıyorsanız; sizin yanınızda senelerce görev yapmış, "Ya bu, benim müdürümdü, özel kalem müdürümdü, bu, benim yanımdaydı, oradaydı, buradaydı." deyip kurumların başına insan getiriyorsanız, o zaman maalesef ki başarılı sonuçlar alamıyorsunuz. Hele de dış politikada bu kadar kötü bir dönemden geçip bürokrat tercihlerinde de yanlış adımlar attığınız zaman işte sonuç ortaya bu şekilde çıkıyor.

Şimdi, bizim birkaç önerimiz var, o önerimiz de şu: Gerçekten, bugün özellikle, TİKA'ya ayrılan bütçeye baktığımız zaman ya da Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarına ayrılan bütçeye baktığımız zaman çok büyük meblağlar gönderilmiş olan kurumlar. Halkın vergileri bunlar ya. İşçinin, emeklinin, çocuğun cebindeki paralar buraya gidiyor ve bunlarla manevi tatminimizi de gerçekleştirmek istiyoruz haklı olarak, geçmişten gelen eserlerimize de sahip çıkmak istiyoruz, ama bir noktada da ülkenin maddi geleceğine de yaptığımız yatırımların hizmet olarak dönmesini istiyoruz. Yaptığımız çalışmalar, hem bizim manevi duygularımızı tatmin edecek hem de aynı zamanda gelecek noktasında belki, Türkiye'ye özellikle ihracat olarak belki müteahhitlik faaliyeti olarak dönecek yatırımlar yapmak zorundayız ve bugün için de kuruluş felsefesini de değerlendirerek TİKA'nın biraz daha doğru çalışmalar yapmasını diliyorum.

Bu kapsamda, bütçeye ret oyu kullanacağımızı belirterek Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)