GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:46
Tarih:27.02.2016

CHP GRUBU ADINA ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli kâtip üyesi arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım ve emekçi arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Buradan saygıyla selamlamam gereken bir, daha doğrusu iki insan daha var, bunlardan biri, Türkiye'de en uzun koşu olan devrimin en etkili 100 metresini koşmuş olan arkadaşım Deniz Gezmiş. O aslında yaşamaya devam ediyor. Doğduğu gün, her zaman yaşayacağı gün olarak önümüzde duruyor.

Bir diğeri de Sayın Erbakan. Kendisiyle komşuluk yaptım. Burada siyasetçiler olarak -İstanbul'da komşumdu- ondan aklımda kalan iki şey var: Birisi, emperyalizme karşı duruşu, bir diğeri de çok nazik bir insan oluşu, herhangi bir insanı kırmaktan korkuşu. Bu iki tavrın da bize örnek olmasını düşünüyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, ben insan hakları alanında kurumsal olarak karşımıza çıkan iki yapı hakkında konuşmak üzere görev almış bulunuyorum. Bunlardan birisi Kamu Denetçiliği Kurumu, bir diğeri ise İnsan Hakları Kurumu.

Bildiğiniz gibi, 1987 yılında Avrupa Birliğine yapılan tam üyelik başvurusunun ardından 2000'li yılların ortalarına doğru bu kurumların kurulması konusunda çalışmalar başladı. Ben de burada bulunan bazı arkadaşlarım gibi bu çalışmaların ürünü olan ilk İnsan Hakları Danışma Kurulunda görev almış, fakat daha sonra bu kurulun ne denli işlevsiz olduğu ve ne denli yapma bir tarzla yapılandırılmış olduğunu görerek de Başkan ve bir grup arkadaşımla birlikte istifa etmiş olan bir arkadaşınızım. Gerek Kamu Denetçiliği Kurumunun gerekse insan hakları kurumlarının bir gereksinim olduğu ve bu gereksinimin insan hakları mücadelesinin bir ürünü olduğu, ülkemizde var olan yasaların insan haklarını korumak için yeterli olmadığı ya da kurumların yeterli olmadığı aşamalarda mutlaka ve mutlaka koruyucu bazı kurumlara da gereksinim olduğu saptamasından ortaya çıktı.

Şimdi, 13 Kasım 2009 tarihli bir konuşmaya atıf yapmak istiyorum. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay o tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda şu saptamayı yapıyor, diyor ki: "Bu konuda, koruyucu kurum olarak bağımsız bir ayrımcılıkla mücadele komisyonu oluşturmalıyız; bağımsız ve sivil bir ulusal insan hakları kurumu oluşturmalıyız; Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme'nin Seçmeli Protokolü'nün onaylanmasını takiben bağımsız bir ulusal önleme mekanizması oluşturmalıyız ve bağımsız kolluk şikâyet mekanizması oluşturmalıyız." 2009 yılından bugüne geldiğimizde, bugün hâlâ İnsan Hakları İnceleme Komisyonumuzun alt komisyonunda yeni bir insan hakları ve eşitlik kurumu tartışıyor olmamız ve söylenilen bu dört ayrı başlığa rağmen, bütün bu dört ayrı başlığın aynı tasarının içinde, aynı yasanın içinde yer almış olması, ayrı ayrı başlıklar olarak, ayrı ayrı yasal düzenlemeler olarak yapılmıyor oluşu Türkiye'de insan hakları konusundaki sorunların uzun zaman devam edeceğini gösteriyor.

Sevgili arkadaşlar, "Kamu denetçisi toplum vicdanının sesidir.", konuşma metnime böyle bir başlık koymuşum: "Kamu denetçisi toplum vicdanının sesidir." Neden sesidir? Çünkü kamu denetçisi, yasalar üzerinden değil, mevcut mevzuat üzerinden değil, aynı zamanda genel ahlak kuralları üzerinden, gelenekler üzerinden ve bireyin o toplumdaki özel yaşamı içindeki durumu üzerinden değerlendirme yapar. Bu değerlendirme çok değerlidir fakat ne yazık ki zaman çok kısa. Arkadaşlarımızın vermiş olduğu elimizdeki rakamlara bakarak birkaç değerlendirmeyi size sunmak istiyorum. Kamu Denetçiliği Kurumu 2012 yılında kurulmuş, haziran ayı içinde biz hem İnsan Hakları Kurumunu oluşturmuşuz 2012'de hem de Kamu Denetçiliği Kurumunu oluşturmuşuz.

Şimdi, bakınız, Kamu Denetçiliği Kurumuna 2015 yılında kaç başvuru olmuş: Yaşam hakkı ve işkence konusunda 71 başvuru olmuş, ifade özgürlüğü konusunda 2 başvuru olmuş, kişi hürriyeti ve güvenliği konusunda 19, düşünce ve inanç özgürlüğü konusunda 10, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü konusunda -yani, bunların hak ihlali diye anlaşılmasını rica ederim lütfen- 1 başvuru olmuş, cinsiyet ayrımcılığı konusunda ise sadece 5 başvuru olmuş. Bu, şu demektir arkadaşlar: Kamu Denetçiliği Kurumu çalışmamış ya da çalışamamış. Kamu Denetçiliği Kurumuna doğrudan çatmak istemiyorum. Bir şikâyet varsa o şikâyete göre inceleme yapması gerekiyor, İnsan Hakları Kurumu gibi resen, genel ihlaller üzerinde de çalışması gerekmiyor. Şu durum, kamuoyunun Kamu Denetçiliği Kurumundan haberdar olmadığını, böyle bir hakkını kullanabilme noktasında bilgisizliği sebebiyle herhangi bir girişimde bulunamadığını da gösteriyor. Bu, aynı zamanda, idarenin Kamu Denetçiliği Kurumunu ortaya çıkarmadığı, öne çıkarmadığı, tanıtmadığı gerçeğini de bize gösteriyor.

Şimdi atlayarak İnsan Hakları Kurumuna geçmek istiyorum. İnsan Hakları Kurumunun Kamu Denetçiliğinden farkı, genel olarak ulusalüstü sözleşmeleri de esas alan, kendi hukuk sistemimizi de esas alan, insan haklarına aykırı...

Bir dakika daha verebilir misiniz lütfen, bitireyim sözlerimi.

BAŞKAN - Zaman var zaten, süreniz devam ediyor. Veremiyorum çünkü herkese aynı uygulamayı yaptım. Siz bir konuşun Sayın Sarıhan.

ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bitirmiş olacağım.

Şimdi, İnsan Hakları Kurumunun hangi olaya resen baktığına bakalım: Şu birkaç gün önce 17 Şubattaki patlama olayına mı, 5 Hazirandaki HDP mitingi sırasında gerçekleşen olaya mı, 10 Ekim olayına mı, Suruç'a mı ya da Artvin'deki olaylara mı? Hiçbiri hakkında bir raporun herhangi bir biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne ya da kamuoyunun önüne gelmediğini görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bu, ciddi bir eksikliktir sevgili arkadaşlarım. Böyle bir ayrımı madden güçlü bir destekle, parasal destekle daha tanınır, bilinir, işe yarar ve çalışır hâle getirmek gerekir.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Sarıhan.

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Pozitif ayrımcılık yapabilirsiniz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Kadınlara sizin dışınızda herkes söz veriyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ya, adil olmak gerekiyor, herkes için aynı uygulamayı yaptığım için.

ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Aksi hâlde, hiçbir şekilde biz bir para ayırmayalım, kurumları da kapatalım.

Bu bütçeye kırmızı kart gösteriyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)