GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:46
Tarih:27.02.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA FATMA BENLİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün bütçesi hakkında konuşmak için söz aldığım Kamu Denetçiliği Kurumu, dünyadaki yaygın ismiyle de "ombudsmanlık", aslında AK PARTİ'nin insanı yücelt ki devlet yücelsin anlayışının en temel tezahürlerinden bir tanesi. Çünkü Kamu Denetçiliği Kurumu özellikle bizler için önemli, zira Meclise bağlı. Bizler, Meclis üyeleri tarafından üyeleri seçiliyor. İdareyi denetleyen özel bütçeli bir kurum olması hasebiyle de farklılık arz ediyor.

Ombudsmanlık aslında idarenin her türlü eylem ve işlemlerini, bunun dışında, tutum ve davranışlarını hem hukuk hem hakkaniyete uygunluk yönünden inceleme, araştırma ve önerilerde bulunma görevini haiz. Sonuçta yöneten ve yönetilenlerin bulunduğu her yerde sorunların bulunması kaçınılmaz. Bu noktada her insan iyi yönetilmeyi hak ettiği için ombudsmanlık kurulması söz konusu olmuştur.

Dünyada ilk defa İsveç'te ombudsmanlık 1700'lü yıllarda kurulsa da aslında Osmanlı'daki kadılık sisteminden değinildiği, kadılık sisteminden ilham alındığı ifade edilmiştir. Daha sonra da Birleşmiş Milletlerdeki Paris İlkeleri ve Avrupa Konseyindeki tavsiye kararları çerçevesinde ombudsmanların sahip olması gereken ilkeler üç aşağı beş yukarı belirlenmiştir. Günümüz itibarıyla da 140'tan fazla ülkede ombudsmanın varlığına rastlamak mümkündür. Türkiye'de ise ancak 2006 yılında ombudsmanlık yasasının kurulduğunu, ilk önce Cumhurbaşkanı tarafından geriye gönderildiğini, daha sonra Anayasa Mahkemesince, bizatihi Anayasa'da yer alması gereken bir madde olması hasebiyle geri çevrildiğini ve ombudsmanlığın ancak 2012 yılında yasalarımıza yerleştiğini görmek mümkün ancak bu vesileyle en azından bu kadar değerli bir görevi ifa etmekte olan, insan hakları konusunda gerçekten çok ciddi bir önem ifa eden ombudsmanlığın anayasal bir güvence altına konulması söz konusu olmuştur.

Aslında ombudsmanlığın temelinde yönetimin birey adına denetlenmesi ve birey ile yönetim arasındaki dengenin gözetilmesi, bunlar arasındaki engellerin kalkması yatmaktadır. Bu noktada ombudsman, bireyler ile devlet arasındaki köprü görevini üstlenmekte ve mesafeleri kaldırarak bireylerin uğradıkları mağduriyetleri çok daha kısa sürede, çok daha kolay bir şekilde çözme imkânına sahip olmaktadır. Ki kurumun daha da fazla güçlenmesi gerektiğini ifade eden, bu noktada önerilerde bulunan Avrupa Birliği ilerleme raporlarında da ombudsmanların da özellikle son dönemdeki tavsiye kararlarındaki uygulanma oranlarının çok fazla artmasının oldukça olumlu olduğu ifade edilmiştir. Sonuçta, Kamu Denetçiliği Kurumu yani ombudsmanlık idarenin bir parçası olmayıp bağımsız ve tarafsız bir niteliğe sahiptir, bu nedenle de özel bütçesi vardır; Anayasa'ya eklenen ek maddeyle kurulması da ona ekstra bir güvence sağlamaktadır.

Aslında ombudsmana güvence sağlamak zorundayız, zira ombudsmanlık bizatihi idareye karşı şikâyetleri incelemektedir; idarenin aksayan, işlemeyen, kusurlu olan yanlarını ortaya çıkartıp bunların düzeltilmesi için çaba göstermektedir. Bireyleri öncelikle uzlaşması için bir araya getirmekte, bu gerçekleştirilemediğinde, çözüm bulunamadığı zaman ise tavsiyede bulunmaktadır. Akabinde verdiği kararları hem kamuoyunun bilgisine sunarak hem de bizatihi Mecliste raporlaştırarak daha fazla yaygınlaştırılmasını ve bundan sonra diğer kurumların da aynı şekilde hukuk ve hakkaniyete uygun olarak, iyi yönetim ilkesi içerisinde davranmalarını sağlamaktadır. Bu noktada, ombudsmanın birey ile devlet arasındaki en iyi iletişim kanallarından biri olduğunu söylemek mümkündür. Sonuçta, insanlar bizatihi kendilerini ilgilendiren konularda idareye başvurma ve idarenin işlemleri hakkında da daha fazla söz sahibi olma imkânına sahiptir. Ombudsman ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu gibi eşitlikle, insan haklarıyla ilgili olan bağımsız kurumlar da bizlere bu imkânı sağlamaktadır.

Bu noktada, kurumu diğer denetim organlarından ayıran en önemli özelliği hukuk denetimi dışında hakkaniyet denetimi yapması, ayrıca iyi yönetim ilkelerine uygunluk konularında da idareye önerilerde bulunduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada, insan odaklı bakış ve anlayışa sahip olması ve insanların hiçbir bedel ödemeksizin, herhangi bir prosedürle uğraşmaksızın ombudsmana müracaat etmesi bu kurumun yetkinliğini artırmaktadır ki sadece son bir sene içerisinde kuruma yapılan başvuru sayısının 6.055 olması, bunun çok ciddi bir kısmının kabul edilmesi ve idare ile bireyler arasındaki bağlantının sağlanması, kurumun çok daha iyi çalışmalar gerçekleştirebileceğini göstermektedir.

Kuruma başvurunun ücretsiz olması, özellikle posta yoluyla başvuru ya da çok rahatlıkla faks yoluyla müracaat edilmesi de kurumun etkinliğini artırmaktadır.

İşin doğrusu, ombudsmanlık hakkında söylenmesi gereken çok fazla şey var ancak sürenin kısıtlılığı buna imkân sağlamıyor. Onun için, sadece son cümle olarak söylemek istediğim şey, Meclisin takdirine sunulan bütçeyle ombudsmanların faaliyetlerinin çok daha etkin olarak sağlanması mümkün olacaktır.

Bu noktada, takdirinize sunulan bütçenin insan haklarını koruma ilkesi adına, hem ombudsmanlık kurumumuza hem de ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)