GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:44
Tarih:25.02.2016

LEVENT GÖK (Ankara) - Teşekkür ederim, tekrar, Sayın Başkan.

Tabii, Sayın Soylu kendi siyasal yaşantısında AKP'ye girmeden önce en ağır eleştirilerde bulunduğu bir dönemden daha sonra, AKP'ye transfer olduktan sonra AKP'yi savunan bir pozisyona geçince, gerçekten siyaset hayatının en zikzaklı günlerini yaşadığını kendisi de biliyor. Yani önceden ağır eleştirilerde, hatta bizim söylediğimizden de daha ağır eleştirilerde bulunduğu AKP'de daha sonra bir siyaset yapma uğruna bütün ilkelerini terk etmesini, gerçekten siyasi etik olarak hiçbir yere yakıştıramıyorum. Ben, böyle siyasetçilerin, ne gittikleri partiye ne de Türkiye'ye yararlı olacaklarını asla düşünmüyorum.

Sayın Süleyman Soylu'nun bu, boynunda ve alnında yazılı trajik bir anı olarak kalacaktır ve asla o ilişkilerden ve geçmişinden de kurtulamayacaktır.

Diyor ki: "Benimle polemik yaparsanız kazançlı çıkamazsınız, kaybedersiniz." Hodri meydan. Ben size son derece net sorular sordum. Grubunuzdan bana laf atıyorlar, "Hodri meydan mı diyorsunuz?" Evet, siyaset iddia işidir, hodri meydan diyorum. Cesaretiniz varsa az önce sorduğum sorulara çok net cevap verin, çok net cevap verin.

Hendeklerden bahsediyorsunuz Sayın Süleyman Soylu. Bak, sana, ben, hendeklerin nasıl oluştuğunu anlatayım. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın şu sözlerine ne dersiniz acaba? Diyor ki: "Bizi aldatmış kabul edebilirler. Biz kendimiz aldanmadık, her şeyden haberimiz vardı." PKK'nın silahlandığı dönem için "PKK'lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, askerlere el sallıyorlar, asker de onlara hiçbir şey yapamıyordu. Durum böyleydi. Meğerse onlar bizimle alay ediyorlarmış." dediği sözleri nereye oturtacaksınız? Bülent Arınç'ın bu sözleri önemli.

Peki, Diyarbakır eski Emniyet Müdür Yardımcısının sözüne ne demeli? "PKK'nın çözüm sürecinde, istihbarat birimlerinin, hendeklerin kazıldığından, silahların depolandığından, örgütün şehri ve kırsalı terk etmediğinden haberdardık." dediği sözleri nereye oturtturacaksınız? Siz kendi ellerinizle bir yere getirdiniz, cephane deposu hâline getirdiniz; şimdi gencecik, körpecik genç askerlerimizi, polislerimizi oraya yolluyorsunuz. Kendi çocuğunuzu, akrabanızı niye yollamıyorsunuz? Niye yollamıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından "Nereden biliyorsun?" sesleri)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Yoksa, akraba mı yaratacak göndermek için sen tatmin olasın diye.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sizin Bakanlar Kurulunda askerliğini bedelli olarak yapmış bakan var Sayın Bakan. Bakan çocuklarının çoğu bedelli askerlik yapmış. Gücünüz yetiyorsa onları gönderin.

Siz benim sorduğum hiçbir soruya cevap veremiyorsunuz. Ben size bir şey söyleyeyim mi...

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Yeter ya!

ÖMER ÜNAL (Konya) - Sayın Başkan, böyle bir usul var mı ya?

LEVENT GÖK (Ankara) - ...devlet elbette terörle mücadele edecektir, bunda hiçbir kuşku yok ama hukuk devletinde her şeyin sınırı hukuk ve meşruiyet içerisinde olacaktır. Biz bunu savunuyoruz, bizim savunduğumuz tamamen budur. Biz, çözüm süreci başlattığınızı ilan ettiğiniz zaman kalktık size destek verdik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEVENT GÖK (Ankara) - Veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyin, bizleri bilgilendirin, kamuoyunu bilgilendirin dedik, elinizin tersiyle ittiniz.

Bugünlere Türkiye'yi getiren sizsiniz ve bunun altında mutlaka kalacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)