| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 18.02.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, terörün her türlüsünü lanetliyorum. Alçak hainlerin, dün Ankara'da, bugün sabah Lice'de, daha sonra İdil'de gerçekleştirdiği terör saldırılarında şehit olan vatandaşlarımıza ve askerlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralıların hepsine acil şifalar diliyorum.
Bu, çok vahim bir durum. Burası Ankara, burası başkent. Teröristlerin buraya kadar gelip eylem yapabilmesi gerçekten düşündürücü bir durum. Ben, daha birkaç hafta önce bu kürsüde, iktidarın terörle mücadele yapmadığını söylemiştim. Terörle mücadele çok boyutlu bir iştir. Eğer, AKP iktidarı, terörle mücadelede samimiyse, bir kere, bunu görmemiz lazım. Terörle mücadele yapılacaksa gerçekten, silahlı teröristlerle mücadelenin yapıldığı gibi, terörü savunan, teröre destek veren herkesle, terör örgütlerine üye olanlarla, terörün üniversitelerdeki yapılanmalarıyla, terörü finanse edenlerle, terör örgütlerine üye olanlarla, kaçakçılarla, velhasıl terörün bütün unsurlarıyla, bütün bölücülerle kararlılıkla ve topyekûn mücadele edilmelidir.
Terörle mücadele eden güvenlik birimlerinin eli hukuki olarak güçlendirilmelidir. Bakınız, Paris saldırısından bu yana Fransa'da olağanüstü hâl uygulaması devam ettiriliyor ama Türkiye'de, hâlâ atılan, terörle mücadele konusunda çalışan güvenlik güçlerine destek olacak bir hukuki altyapı yoktur. Sınır güvenliği, maalesef, Allah'a emanettir. İktidar, milleti ayrıştırma hastalığından vazgeçmeli, teröre karşı millî bir hassasiyet oluşturulmalı ve teröre karşı milletçe tek yürek olmalıyız.
AKP iktidarı, yukarıda saydıklarımı yapabilecek bir kararlılık sergileyebilirse, biz de her zaman olduğu gibi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bugün de terörle mücadele edenlerin arkasında dimdik dururuz ama öncelikle AKP'nin bu kararlılığını görmemiz lazım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarı elbette çok önemlidir. Kişisel bilgiler kişilerin mahremleridir. Peygamber Efendimiz, bir hadisişeriflerinde "Her kim bir Müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse Allahutaala da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim, Müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği bir şeyini ortaya çıkarır ve dile getirirse Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hâllerini meydana çıkarır. Bu suretle, kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir." diyor.
Bu meyanda, kişisel veri toplarken ilk dikkat edilecek husus, kişisel veri ihtiyaçlarının hangi verilerin toplanması gerektiğinin titiz bir çalışma sonucunda belirlenmesi ve mümkün olan en az kişisel verinin toplanmasıdır. Elimizdeki veri arttıkça tabii ki bunun korunması, paylaşılması vesaireyle ilgili risk de artacaktır. Hangi kişisel veriyi hangi kurum niçin toplayacaksa bunun kanunlarımızda tek tek sayılması lazım.
Dün, Sayın Adalet Bakanı, bu kürsüde kişisel verileri toplama konusundaki istisnaları bolca saydı. Değerli arkadaşlar, istisnalar kaideyi bozar. İstisnası olan işte kural olamaz. Ayrıca, Sayın Bakanın saydığı başlıca istisnalar kimdir? MİT, Emniyet, Jandarma. Ben de Sayın Bakana -eğer sohbeti bitirebilirse- buradan sormak istiyorum: Ben, hiçbir olayın istihbaratını zamanında toplamayan, toplayamayan MİT'e nasıl güveneceğim? Ben, kendi tırlarını Adana'dan Türkiye sınırına götüremeyen MİT'e nasıl güveneceğim? Ben, İmralı'da yaptığı görüşmelerin tutanakları Almanya'da kitap olarak basılan MİT'e nasıl güveneceğim? Ben, Oslo'da "Büyük şehirlere ne kadar bomba getirdiğinizi biliyoruz." deyip bombalar patlatılırken seyreden MİT'e nasıl güveneceğim? Ya da ben, MERNİS'ten aldığı bilgileri muhafaza edemeyen Emniyete nasıl güveneceğim? Onun istisnalarına nasıl razı olacağım Sayın Bakan? (MHP sıralarından alkışlar)
Öbür taraftan, siber saldırılar konusunda ülkemizin durumu ortadadır, bu konuda bir sürü saldırıyla bugüne kadar muhatap olduk. Bundan sonra bu saldırıların önlenmesiyle ilgili ortada iktidarın ciddi bir adımı var mıdır? Elbette ki yoktur. Bakınız, cep telefonlarında, bilgisayarlarda ve birçok yerde millî yazılımımız yok, başkalarının yazılımını kullanıyoruz. Dolayısıyla, elimizdeki birçok bilgi otomatik olarak başkalarının eline geçmektedir. Bu konuda da ciddi adımlar atılması gerekmektedir.
Kişisel verileri hukuk ve kişilerin rızası hilafına paylaşanların sorumluluğu ne olacak? Efendim, kanun tasarısına bakıyoruz: "Genel hükümler ve disiplin mevzuatı çerçevesinde gereği yapılacaktır." Bu durumda yani birilerinin mahremini paylaşan, birilerine ait özel veri paylaşanlarla ilgili olarak, sadece o kurumdaki memur, paylaşan, hata yapan, suç işleyen değil, o kurumun başındaki kişilerin sorumluluğu ve elbette ki bu ülkeyi idare eden siyasilerin de sorumluluğunun bu kanunda yer alması lazım.
Kişisel verileri yasal olmayan yollarla üçüncü kişilerin ellerine geçen vatandaşların korunmasıyla ilgili kanunda ciddi bir düzenlemeyle karşılaşamadık. Vatandaşlarımızın birçok kişisel verisi hâlihazırda ortada dolaşmaktadır. Bugün birtakım dolandırıcılar, ellerinde cep telefonları, vatandaşlarımızı arıyor yani bunların içinde, aranan, profesörü de var, cahili de var, köylüsü de var, şehirlisi de var. "Ben polisim, ben savcıyım..." vesaire kimliklerle vatandaşlarımızı suçluyor ama bu arada da vatandaşlarımıza ait bütün kişisel bilgileri söylüyorlar, "Efendim, senin TC kimlik numaran şu, annen şu, baban şu, şurada oturuyorsun..." bütün bunları kullanıyorlar. Bu dolandırıcılara karşı da maalesef yapılan ortada ciddi bir mücadeleyle...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yasa onun için çıkıyor.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Yasa çıkıyor da yasada gene bunlarla ilgili ciddi bir şey olmadığını sen de pekâlâ biliyorsun okuduysan.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yazdık.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Onun için, buradan laf atmayı bırakın, sıra gelince gelir konuşursunuz burada.
Gene, özel sektör tarafından veri toplanması ve verilerin muhafaza edilmesi de son derece tehlikeli ve sakıncalıdır. Özel sektörün toplayabileceği veriler, kanunla muhakkak sınırlandırılmalı ve kontrol edilmelidir.
Şimdi, tabii ki AKP iktidarı için bu çok önemli bir düzenleme. Niye? AKP iktidarı döneminde vatandaşlarımıza ait birçok kişisel veri toplandı, birçok kişinin telefonları dinlendi, birçok kişinin kasetleri yayınlandı. Tabii, bu konuda, on dört yıldır iktidarda olanların, elhamdülillah, hiçbir kusuru ve sorumluluğu yoktur çünkü AKP iktidarı her türlü sorumluluktan münezzehtir!
Lakin unutulmaması gereken bir husus da şudur: Günümüzde teknoloji ilerlemiştir. MİT Kanunu, iç güvenlik paketi vesaire, dinleme, takip, fişleme işlerini yasallaştırmış ve kolaylaştırmıştır.
İktidar gücünü kullanan arkadaşlar, biliniz ki siz bütün teknolojiyi kullansanız da herkesi dinleyemez, herkesi takip edemez, herkesi kaydedemezsiniz. Lakin, Cenab-ı Allah, bütün âlemin yaptıklarını -sizinkiler de dâhil olmak üzere- kaydetmektedir.
Bugün bazı hususlarla ilgili iddialarımızı geçiştirebilirsiniz, bazı vatandaşlarımızın haklarıyla devriiktidarınızda yapılan tecavüzleri inkâr edebilirsiniz ancak mahkemeikübrada Cenab-ı Allah'ın kayıtları önünüze konunca ne yapacaksınız? Dersinize şimdiden birazcık çalışın.
Ne yazık ki AKP iktidarı, birçok masum vatandaşımızı dinleyip kasetlerini yayınlarken, takip ederken, fişlerken, ülkemizin birliğine, dirliğine kasteden hainleri, teröristleri dinleyememiş, takip edememiş, kontrol edememiştir. AKP iktidarının takip edemediği teröristler, Sur'a, Cizre'ye, Silopi'ye yerleşebilmiş ve oralara yerleşen teröristler, yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit etmiş ve de şehit etmeye devam etmektedir.
Yine AKP'nin takip edemediği, dinleyemediği teröristler, Ankara Garı'nda, Sultanahmet Meydanı'nda, Meclisin yanı başında canlı bombaları patlatıp onlarca vatandaşımızı şehit etmiştir.
İktidar gücünü kullananlar, size sesleniyorum: Masum insanlarla uğraşacağınıza hainlerle uğraşın.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)