GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:41
Tarih:18.02.2016

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, Ankara, Sultanahmet katliamları ve benzeri yöntemlerle gerçekleştirilen saldırıların faillerinin ve siyasi sorumlularının ortaya çıkarılması, bundan sonra bu tür saldırıların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılması yönündeki araştırma önergesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış buluyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama geçmeden önce, dün akşam saatlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisine de çok yakın mesafede meydana gelen, acımasızca gerçekleştirilen bombalı terör saldırısını kınıyor, saldırıda yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ayrıca, patlamada yaralanan yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 11 Mayıs 2013'te Hatay Reyhanlı'da düzenlenen bombalı saldırılarda 52 kişi yaşamını yitirmiş, 150 insanımız yaralanmıştı. Benzer bir katliam girişimi, Diyarbakır'da, 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi partimizin düzenlediği, Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın konuşmacı olduğu mitinge yapılan saldırıda yaşanmıştır.

Yine, 20 Temmuz 2015'te Urfa Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi'nde Kobani'nin inşası ve yardım faaliyetlerinde bulunmak için Suruç ilçesine gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı gruplarına, basın açıklaması yapacakları sırada vahşice bir saldırı düzenlenmiş ve meydana gelen patlamada 32 kişi yaşamını yitirmiş, 104 kişi yaralanmıştı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, 10 Ekim 2015 tarihinde KESK, DİSK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB çağrısıyla çok sayıda sivil toplum örgütü, siyasi parti ve yurttaşın katılımıyla emek, demokrasi ve barış mitingi yapılmak istenmiştir. Miting tertip komitesi Ankara Valiliğine başvurarak gerekli izinleri almış ve mitingin ne şekilde yapılacağını da valiliğe bildirmiştir. Buna göre, Ankara ve Ankara dışından katılacak göstericiler merkez tren garı önünde toplanıp kortej oluşturacak ve saat onda Sıhhiye Meydanı'na doğru yürüyüşe geçeceklerdi. Göstericilerin tamamı Sıhhiye Meydanı'na vardığında da miting başlayacaktı.

Değerli milletvekilleri, 10 Ekim 2015 Ankara emek, demokrasi ve barış mitinginde yaşam hakkı ve toplanma özgürlüğü ağır bir şekilde ihlal edilmiştir. Bilindiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre devletlerin iki tür yükümlülüğü vardır, bunlar negatif yükümlülük ve pozitif yükümlülük olarak belirtilmektedir. Negatif yükümlülük, ihlal etmeme yükümlülüğüdür yani yapılacak gösteri ve yürüyüşlere müdahale etmemektir, onların özgürlük içerisinde yapılmasını sağlamaktır. Pozitif yükümlülük ise önlem alma ve koruma tedbirlerini gerçekleştirmektir.

Devlet, yaşam hakkı bakımından gerçekleşen ağır ihlali önleme görevini yapmamıştır. 100'ü aşkın kişinin yaşamını yitirmesine, yüzlerce insanımızın yaralanmasına neden olan bombaların patlatılmasını kamu görevlileri veya devletin güvenlik ve istihbarat birimleriyle bağlantılı kişiler yapmamış olsa bile, devletin güvenlik güçleri pozitif yükümlülüklerini bu vesileyle yerine getirmemiş olmaktadır.

Devlet, alması gereken istihbarat önlemlerini almamıştır. Devlet istihbarat bilgilerini almış ve bu bilgileri önleme mevkisindeki birimlere sunmuş olsa bile, bu birimler gerektiği gibi görevlerini yapmamışlardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı tutum toplanma özgürlüğü ve bu konuya yaklaşım açısından da kendisini göstermektedir. İçişleri ile Adalet Bakanlıkları, vali ve emniyet müdürlüğü, toplanma özgürlüğünün mitingin gerçekleştiği mekânla sınırlı olduğunu düşünmektedirler. Hâlbuki 2911 sayılı Yasa'nın adında bile "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası" yazılıdır. Dolayısıyla, kamu otoritelerinin sorumlulukları, hem genel ilkeler hem de toplanma özgürlüğünün niteliği bakımından yalnızca miting alanıyla sınırlı olamaz.

Toplanma özgürlüğü konusunda pozitif yükümlülükler maalesef yerine getirilmemiştir. Henüz bilmediğimiz bir güç, yurttaşların toplanma özgürlüğünü şiddet kullanarak önlemiş ve buna karşın kamu otoritesi, hem yaşam hakkı ihlaline neden olan hem de toplanma özgürlüğünü engellemeyi amaçlayan eylemi önleyecek yeterli, gerekli ve etkin önlemleri maalesef almamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine 12 Ocak 2015'te Sultanahmet'te 10 kişinin yaşamını yitirdiği, 15 kişinin yaralandığı başka bir vahşi saldırıya hep birlikte tanıklık ettik. Hayatını kaybedenlerin biliyorsunuz büyük çoğunluğu Almanlardı. Türk vatandaşı olmayan bu insanlar maalesef Türkiye'mizi gezmek için turist olarak bulunan kişilerdi.

Ne yazık ki Türkiye, artık, gerek kendi yurttaşlarının gerekse ülkeye gelen turistlerin can güvenliklerinin sağlanamadığı bir ülke imajı yaratmış bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benzer muhtevada katliam ve cinayetlerin geçmişte sıkça yaşandığı, hâlen de yaşanmaya devam ettiği bir ülke durumuna gelmiş bulunmaktayız. Devlet yetkililerinin bu saldırı, cinayet ve katliam girişimleri neticesinde aldıkları tek önlem ise konuya haber yasağı getirmek biçiminde olmaktadır. Benzer muhtevada gerçekleşen tüm vahşetlere ilişkin açılmış olan soruşturmalara gizlilik kararı getirilmiş, ancak hiçbir olay etraflı bir şekilde aydınlatılarak kamuoyuyla paylaşılamamıştır.

Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmetinin üzerinde konuştuğumuz bu konularla ilgili problemli ve manidar bir yaklaşımı da söz konusu cinayet, saldırı ve katliamların Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi toplumun siyasi temsilcilerinden oluşan bir kurum bünyesinde oluşturulacak komisyonlarla araştırılması taleplerini sürekli bir biçimde engellemiş bulunmasıdır. Hepinizin bildiği gibi, üzerinde konuştuğumuz önergeye benzer nitelikte Meclis araştırması talebiyle Meclise verdiğimiz çok sayıda araştırma önergesi bizzat AKP'li milletvekillerince sürekli reddedilmiştir. Olayın aydınlatılması konusunda milletvekillerinin bir komisyon kurması AKP tarafından sürekli engellenmiş bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geldiğimiz noktada Orta Doğu'da yaşanan altüst oluşlar karşısında Türkiye'nin yürüttüğü dış politikaların, bununla bağlantılı biçimde güvenlikçi bir eksene çekilen iç politikanın sonuçları her gün daha somut biçimlerde karşımıza çıkmakta ve can yakmaya maalesef devam etmektedir. Tabii, bu politikaların en ağır faturasını sivil insanlarımız ödemektedir. Bir bütün olarak bu yanlış politikaların uzun vadeli ve son derece olumsuz ekonomik, siyasi ve sosyal sonuçları olmaktadır. Yurttaş-devlet ilişkileri son derece zedelenmiş, asgari demokratik ve Anayasa'nın tanıdığı özgürlükler bile kullanılamaz hâle gelmiş bulunmaktadır. Basın özgürlüğünden söz dahi etmemiz mümkün değildir. Akademik özgürlük tehdit edilmekte ve acımasızca cezalandırılmakta, düşüncesini ifade eden akademisyenler vatan haini olarak lanse edilmektedirler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geldiğimiz noktada, AKP Hükûmetinin gerek dış politikada gerekse iç politikada evrensel demokrasi normlarını, evrensel insan hakları normlarını, evrensel özgürlükleri dikkate almak ve gereğini yapmak zorunlulukları olduğunu bir kez daha hatırlatmaktayız. Dünyaya evrensel özgürlükler penceresinden bakabilirsek gerek komşu ülkelerde yaşanan toplumsal ve siyasi karışıklıklara nitelikli çözümler önerebiliriz gerekse kendi iç meselelerimize nitelikli ve kalıcı çözümler de üretebiliriz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Yurtta barış, dünyada barış." sloganını savunabilmemiz için öncelikli "Yurtta demokrasi, dünyada demokrasi." diyebilmeli ve politikalarımızı da bu eksen çerçevesinde oluşturmalıyız. Dış politikada insan haklarına saygılı, çoğulcu, evrensel düşüncelerin egemen olduğu bir politika izlememiz gerektiğine inanmaktayız ve bu anlamda da demokratik yönetim biçimlerini desteklemeliyiz.

Konuşmamı bu duygularla sonlandırırken Cumhuriyet Halk Partisinin bu bağlamda vermiş olduğu Meclis araştırmasını desteklediğimizi belirtiyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)