| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, bugün Suriye'ye ilişkin çokça konuştuk, birçok hatip arkadaşımız görüşlerini dile getirdi. Keza Türkiye'nin Orta Doğu ve özel olarak Suriye'ye ilişkin dış politikasını tartıştık, gündeme getirdik. Yine, PYD'nin son dönemde Türkiye tarafından top atışlarıyla baskı altına alınmasına ilişkin konular gündeme geldi, ama bildiğiniz üzere, sadece AKP Hükûmeti, PYD'yi Suriye'de bir terör örgütü olarak kabul etmekte. Buna mukabil dünyanın hemen hemen tüm ülkeleri, PYD'yi ve onun askerî gücü olan YPG'yle YPJ'yi, IŞİD ve El Kaide çetelerine karşı mücadele veren seküler, demokratik ve çoğulcu bir yapıyı savunan bir yapı olarak değerlendirmekte.
Son dört gün, hatta beş gündür Türkiye sınırlarından yapılan topçu atışlarıyla -bildiğiniz üzere- PYD'nin ele geçirdiği Suriye'deki kasaba ve köyler bombalanıyor. Bunun üzerine Rusya, Türkiye'nin bu topçu atışlarını ve tacizini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine götürmüştü.
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hey sana söylüyorum! Suriye senin neyin oluyor?
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Basına düşen haberlere göre, şu anda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oy birliğiyle Türkiye'ye çağrı yapıp Suriye'ye yapılan topçu atışlarına son vermesi gerektiği yönünde bir karar almış bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlar, biz, burada, ısrarla Türkiye'nin şu ana kadar Suriye'de yürüttüğü politikanın, hem uzun vadede hem de Türkiye'nin kendi iç dinamikleri açısından, bölge dinamikleri açısından ve Türkiye'nin çıkarları açısından doğru politikalar olmadığının hep altını çizdik, hep vurguladık. Bunu tarihten örneklerle destekledik, Türkiye'deki dinamiklerle destekledik, keza tarihî geçmişle destekledik. Hatta hatta tüm arkadaşların burada dile getirdiği Sykes-Picot Anlaşması'yla suni sınırların çizildiğini... Mesela, Türkiye-Suriye sınırının, hepinizin bildiği gibi, sadece bir tren hattının sınırı olarak belirlendiğini, bunun tarihî gerçeklere uymadığını söyledik ve Türkiye'nin özel olarak Suriye ve genel olarak da Orta Doğu siyasetinde en doğru müttefiklerinin Kürtler olacağını, hem Irak'ta hem Suriye'de ve hatta İran'da tıpkı o tarihsel geçmiş gibi doğru müttefikin Kürtler olacağının altını ısrarla çizdik. Ama maalesef AKP Hükûmeti, dış siyasette, özellikle Suriye politikasında, Kürtleri inkâr, ret, Kürt düşmancılığı üzerinden ısrarla bir politika devam ettirmekte. İşte, bu politikanın, bu yanlış politikanın uluslararası arenada, uluslararası boyutta karşılığı da tıpkı şu anda basına yansıdığı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin almış olduğu karardır.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz arkadaşlar: Doğru politikaya dönmek zorundadır AKP Hükûmeti, uzun vadeli bir dış politika stratejisi belirlemek durumundadır. Yoksa, bugün PYD düşman, tıpkı Güney Kürdistan'da on yıl önce yürüttüğü politika gibi, sonra, iki yıl sonrasında dost. Suriye'de aynı konuma düşmemeli. İki yıl sonra, belki bir yıl sonra bu kez Suriye'deki Kürtler bizim müttefikimiz, dostlarımız konumuna düşmeden, doğru siyaseti, doğru yöntemi bence bugünden, şu andan, yarından tezi yok, Türkiye'nin bu ittifakı, bu doğru politikayı hayata geçirmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Suriye'deki barbar IŞİD ve El Kaide örgütlerine dayanmaktan vazgeçmesi gerekiyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.