| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 97 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 18'inci maddesine ilişkin verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, bir hukukçu olarak büyük üzüntü duyduğum bir kararla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, bugün İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi, Parti Meclisi üyemiz Avukat Sera Kadıgil'i bir yıl dokuz ay cezaya mahkûm etti ve bu cezayı ertelemedi. Avukat Sera Kadıgil, başka bir davada, duruşmada Cumhuriyet Halk Partisini savunurken yaptığı savunmayla ilgili bugün cezalandırıldı. Bu, hukuk adına büyük üzüntü verici bir karar ve maalesef, ülkemizde hukukun kuvvetinin değil, kuvvetlinin hukukunun devrede olduğunu bize gösteriyor.
Tasarıyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak tasarının geneline katılmakla birlikte tasarının yapısal bir reform içermediğini önemle vurguluyoruz. Unutmayalım ki AR-GE konusunda yapısal bir reform sağlayamazsak gelecekte ülkemizi teknolojik olarak küresel rekabette ön plana çıkaramayız. Tasarı böyle bir yaklaşım maalesef öngörmemektedir.
7 Haziran ve 1 Kasım seçim bildirgelerimizde AR-GE konusuna özel önem verdik. İnsan odaklı kalkınma modeli ve herkesi kapsayan bir büyüme anlayışıyla AR-GE'ye yönelik kapsamlı destek ve teşvik verilmesini savunmuştuk, savunmaya da devam ediyoruz. Yalnız, bu desteğin millî gelirin sadece yüzde 1'iyle yapılamayacağı da açıktır. Gelişmiş ülkelerde bu rakamın yüzde 3 olduğu düşünüldüğünde, bulunduğumuz durum pek de iç açıcı değildir. Ekonominin yeni yıldızı Güney Kore'de bu rakam yüzde 4,15'tir.
Değerli milletvekilleri, dünyada inovasyona dayalı ekonomilere baktığımızda üç ortak özellik görüyoruz. İlk olarak, bu ekonomilerde bilgiye ulaşmanın önünde ekonomik ve siyasal hiçbir engel yok yani demokrasi. İkinci olarak, inovasyona dayalı ekonomilerde adil rekabet yasal güvence altında yani hukukun üstünlüğü. Üçüncü olarak, yeni ekonomi dayanışmaya dayalı bir ekosistemde gelişiyor, ihtiyacı olana el uzatma ve dayanışma ruhu. Adına "bilgi toplumu", "bilgi ekonomisi" denen bu yeni dönemin sacayağı aslında aydınlanma döneminden miras üç önemli değer: Özgürlük, adalet ve dayanışma. Peki, biz bu üç unsurda dünyada neredeyiz? Bilgiye ulaşma özgürlüğünde 180 ülke içinde 154'üncü sıradayız. 2015 Yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi verilerine göre, Türkiye 99 ülke arasında 80'inci sırada. Bu rakamlar maalesef az gelişmiş ülkelerin rakamlarına denk geliyor. Dayanışmaya dair veriler de çok farklı değil. Yaratıcılık ve problem çözme becerisinde ileri seviyede yaratıcılığa sahip gençlerimizin oranı yalnızca yüzde 2,2; OECD ortalaması yüzde 11,4.
Hukukun üstünlüğünü sağlamadan, bilginin önündeki engelleri kaldırmadan, gerçek bir demokrasi yaratmadan maalesef kalkınma da mümkün olmuyor. Yeni ekonomik düzende özgürlük, adalet ve dayanışma olmadan soframızda ekmek de olmayacak.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetleri adalet ve özgürlük konusunda Türkiye'ye gerçekten çağ atlattı ama geriye doğru. Modern çağdan feodal çağa, hukuk devletinden polis devletine doğru geriye gittik ve gitmeye de devam ediyoruz. Demokratikleşmiyoruz, otoriterleşiyoruz. Böyle devam ederse 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisine girmeyi bırakın, ilk 20 bile hayal görünüyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanan genel gerekçesinde bir vurgu dikkatimizi çekti, "niceliksel kalkınma, niteliksel derinlik" vurgusu. AR-GE çalışmalarındaki niteliksel derinlik, umarım, dış politikadaki stratejik derinliğe benzemez. Malum, dış politikada stratejik derinlik diye yola çıktınız ve bugün, başımıza neler geldi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken, 18'inci maddeye ilişkin önergemizin kabul edilmesini diler, hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)