| Konu: | Sokağa çıkma yasaklarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 11.02.2016 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sokağa çıkma yasaklarına ilişkin söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kürt illerinde Temmuz 2015'ten bu yana "sokağa çıkma yasakları" adı altında sürdürülen ve bölge halkının yaşama hakkının her an gasbedildiği, sağlık hakkının yok sayıldığı, eğitim hakkının askıya alındığı, yerleşim yerlerinin yerle bir edildiği, cenazelerin günlerce sokak ortasında bırakıldığı, her türlü hukuksuzluğun işlenebildiği ancak bunun eleştirilmesinin, haber yapılmasının engellendiği vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "sokağa çıkma yasağı" adı altında sürdürülen ablukalar, şu an Cizre, Silopi ve Sur olmak üzere 3 ilçede devam etmektedir. Bugüne kadar 7 kentin 20 ilçesini kapsayacak şekilde 57 kez ilan edilen sokağa çıkma yasakları toplamda üç yüz yetmiş beş günü bulmuş durumdadır. Yasakların resmî olarak kaldırıldığı ilçelerde ise ablukanın fiilî olarak devam ettiği bilinmektedir. Toplamda 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Cizre'de elli sekiz gündür devam eden ablukada 79 kişi yaşamını yitirdi. 66 insanımızın cenazesi şu anda morglarda ve vahşet bodrumlarında bekletilmektedir. Cizre'de Temmuz 2015'ten bu yana 200'ün üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti. İnsanlarımız bir bina içerisinde, top atışları nedeniyle çıkan yangın neticesinde diri diri can verdiler. Bölge halkına ikinci bir Madımak vahşeti yaşatılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Silopi'de elli sekiz gündür devam eden ablukada 42 kişi hayatını kaybetti. Diyarbakır Sur'da yetmiş gündür devam eden ablukada 22 kişi yaşamını yitirdi.
Çatışmalı ortamın ve yıkımların en büyük mağdurlarından birisi de bölgede sayıları zaten son derece azalmış olan Süryanilerdir. Son olarak Diyarbakır Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi Papazı Sayın Yusuf Akbulut ve eşi beyaz bayraklarla 1993 yılından bu yana görev yaptığı kiliseyi terk etmek zorunda kalıp otele yerleşmiş bulunmaktadır. Kilise ve çevresinde çatışmalar yoğun bir şekilde sürüyor. Kilisenin uğradığı tahribat konusunda henüz açık bir bilgi elimizde mevcut değildir. Ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda kilisenin dış duvarlarının ağır biçimde isabet aldığı yönünde haberler bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm bu olup biten karşısında geçtiğimiz cuma günü Sayın Başbakanın Mardin'de gerçekleştirdiği toplantıyla "master plan" adıyla kamuoyuna yansıtılan ve sorun çözmekten uzak, yeni sorunlar yaratacak yüzeysel metne ibretle tanık olduk. Güvenlik vurgulu uygulamalara geri dönüldüğünden beri sorunun yıkım ve ölümlerle kangrenleştiği bir ortamda hem Mardinlilerin şahsında bölgenin hem de dünyanın bu toplantıdan beklentisi, sorunun çözümüne dair açılımlardı. Oysa koskoca master planından çıka çıka yüz yıldır uygulanagelen güvenlikçi politikaların kötü bir versiyonu çıktı. Askerî yöntemlerden çıkıp barış düzlemine yönelmeye dair, Kürtlerin Türk kardeşleriyle eşit yurttaşlık hakkına nasıl kavuşturulacağına dair bir tek cümle dahi kurulamamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sorunlarımızı ötelemekten artık vazgeçmek ve sorunlarımızı demokrasi düzlemine yükseltmek zorundayız. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin talepleri güvenlikçi siyasetlerle bastırmaya yönelmenin demokrasiye yol açmayacağı ve Kürt sorununu çözmeyeceği aşikârdır. Bunun coğrafi ve tarihsel bakımdan en yakın örneği Suriye'dir ve Suriye halklarının bugün içerisinde bulundukları durumu herkesin dikkatlice izlemesi ve düşünmesi gerektiğine inanmaktayız. Tarihimizden ve bölgede olup bitenlerden dersler çıkararak kırılma noktasına varmadan bir an önce savaş konseptinden vazgeçip Dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde müzakere sürecine dönülmesi için, Türkiyeli halkların birlikteliği, barışı ve geleceği adına bütün siyasi partileri, 550 milletvekilini ivedilikle göreve çağırıyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)