| Konu: | 12 Şubat Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96'ncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 10.02.2016 |
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; Kahramanmaraş'ımızın 12 Şubat 1920 tarihinde düşman işgalinden kurtuluşu hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Sayın Başkanım, size de hayırlı görevler diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Kahramanmaraş'ta bundan doksan altı yıl önce başörtüsüne el uzatan Fransız askerine karşı Sütçü İmam'ın gereken cevabı verip 2 Fransız askeri öldürmesiyle başlayan büyük direnişin adıdır Kahramanmaraş. Sütçü İmam'ın başlattığı direniş Kurtuluş Savaşı'nın âdeta bir meşalesi olmuştur. Yani Kahramanmaraş tek vatan, tek millet, tek bayrak altında tek yürek olmanın sembolü olmuştur.
Diğer bir kahraman, Rıdvan Hoca ise kalede düşman bayrağını görünce "Kalede düşman bayrağı varken hür olamayız. Hür olmayan bir memlekette cuma namazı kılınmaz." diyerek bu kutlu direnişin meşalesini yakmıştır ve galeyana gelen halk kalesindeki düşman bayrağını indirdikten sonra cuma namazını ancak kılabilmiştir. Bayrak, bağımsızlığımızın sembolüdür.
Kadın kahramanlarımızdan, kocası Millî Mücadele'de şehit düşmüş Senem Ayşe, komşusunda düşman cephaneliği olduğunu öğrenince kendi evini, bir saniye bile düşünmeden ateşe vererek vatanın bağımsızlığı için bu milletin her şeyi feda edeceğini tüm dünyaya göstermiştir.
Sütçü İmam, Senem Ayşe, Rıdvan Hoca, Aslan Bey, Ali Sezai Efendi gibi diğer kahramanlarımızın destansı öyküleri anlatılmakla bitmez.
Millî Mücadele'den sonra Kahramanmaraş'ımıza bu kutlu çatı altında İstiklal Madalyası vermek için isim istendiğinde Maraşlıların cevabı çok açık ve nettir: "Maraş'ta savaşa katılmayan hiçbir fert yoktur." derler ve bu cevap üzerine 5 Nisan 1925 yılında şehrimize kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilerek bu yüce çatı altında onurlandırılmıştır.
Ülkemizin maruz kaldığı terör olaylarına karşı Sütçü İmam, Senem Ayşe ve Rıdvan Hocanın ruhu iyi bilinmelidir. Bugün AK PARTİ olarak tek bayrak, tek vatan, tek millet arzumuzu doksan altı yıl öncesinden aldığımızı belirtmek isterim.
Kahramanmaraş'ın kurtuluş mücadelesine baktığımız zaman, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle Sünni'siyle bu milletin bağımsızlık mücadelesinde et ve tırnak olduğumuzu belirtmek isterim.
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Diyarbakır Müftüsü Hacı İbrahim Efendi, Van Müftüsü Şeyh Masum Efendi, Norşinli Şeyh Muhammed Ziyaeddin Efendi, Urfa Müftüsü Hasan Efendi ve Şeyh Müslüm Efendiler gibi doğu ve güneydoğuda vatan için tek yürek ve tek bir millet olan milletimizin kemiklerini asla sızlatmayacağız, sızlatmak isteyenlere de dün olduğu gibi, bugün de asla müsaade vermeyeceğiz.
Yakın zamanda güneydoğuda vatan savunmasında şehadet şerbeti içen Kahramanmaraşlı şehidimizin amcasının dediği gibi "Vatan varsa şehit vardır, şehit varsa vatan vardır." sözü doksan altı yıl önceki aynı ruhla hareket ettiğimizin göstergesidir.
Üç beş kendini bilmezin sözde öz yönetim çağrılarını asla kabul etmeyeceğiz. Onların çukur siyasetine asla prim vermeyeceğiz. 1990'lı yıllarda buzdolabına konulmuş, buzu çözülünce de yeni Türkiye'den haberi olmayanlara sesleniyorum: Elinde silahı olanları milletimiz asla muhatap kabul etmeyecektir. Onları savunanları da bu millet asla affetmeyecektir, bu böyle bilinmelidir.
Ayrıca, cennet mekân Abdülhamid Han'ı, vefatının 98'inci yıl dönümünü idrak ederken rahmetle anıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Devamla) - Ulu Hakan'a "Kızıl Sultan" diyenler bugün kurucu Genel Başkanımıza, Recep Tayyip Erdoğan'a "diktatör" diyenlerle aynı zihniyetin ürünleridir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dilipak.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Devamla) - Bu söylemleri üretenler milletimize saygısızlık yapmaktadır.
BAŞKAN - Sayın Dilipak, teşekkür ederim.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Devamla) - Bu tip söylemler, en hafif ifadeyle, haddini bilmezlik olarak değerlendiriliyor.
Yüce Meclisimizi, yerli ve millî olan tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyor, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize uzun ömürler diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)