| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 09.02.2016 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 97 sıra sayılı AR-GE Kanun Tasarısı, birinci bölüm hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakan, bu tasarıyı Bakanlıkta bürokratlar tarafından hazırlattınız, sürece bizi dâhil etmediniz. Biz, halkın temsilcileri olarak buraya geldik. Bu nedenle, tasarı hakkında bilgilendirilmeli ve söz sahibi olmalıydık. Tasarı, Komisyon toplantısından bir gün önce dağıtıldı. Sadece muhalefet milletvekilleri değil, iktidar milletvekillerinin de tasarıyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Komisyonda görev yapan her milletvekilinin farklı uzmanlık alanları var; sanayici var, avukat var, uzman var, işletmeci var, eğitmen var. Hepimiz, uzmanlıklarımızla ilgili, bu tasarıya katkı koyabilirdik.
Yıllardır "sanayiyi teşvik" adı altında gündeme getirilen uygulamalar hiçbir işe yaramadı çünkü ekonomik politikalar üretime değil, ranta dayalıydı, inşaata dayalıydı. Samimi, şeffaf ve gerçekçi olmalı.
İhracatın büyüklüğünü gündeme getirecekseniz nüfusumuzun ne kadar arttığını da gündeme getirmeliyiz, büyümenin bu süreç içerisinde ne kadar olduğunu da gündeme getirmeliyiz, özellikle işsizliğin ne kadar arttığını da görmeliyiz, yoksulluğun gün geçtikçe ne kadar arttığını da görmeliyiz, bütün olarak görmeli ve bu şekilde değerlendirmeliyiz.
Türk sanayi üretimi son yıllarda düşüşte. Ekonomi politikaları inşaata ve ranta dayalı. "AR-GE" adı altında yıllardan beri bütçeden pay ayrılıyor ama bu payın sanayiye katkısının ne olduğunu hiç tartışmadık. AR-GE için bütçeden ayrılan pay da binde 1 civarlarında, siz diyorsunuz.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Yüzde 1.
TAHSİN TARHAN (Devamla) - Yüzde 1.
Bunu yüzde 3'e çıkaralım, sanayiyi destekleyelim. Ama biz şunu söylüyoruz: Yetkileri bakanlara değil, bakanlıklara değil, bu işi bilenlere devredelim. Kime? KOSGEB'e devredelim, TÜBİTAK'ımız var, bilgi merkezimiz, buraya devredelim; Bakanlık ve Hükûmet de denetim görevi alsın. Bunu gündeme getirmeye çalışıyoruz.
Sevgili arkadaşlar, komisyon görüşmelerinde Sayın Bakana "Bütçemizden yeterli pay ayrılmadığı zaman ne yapıyorsunuz?" diye sorduğumuzda "Ek bütçe yapıyoruz." dedi. "Ek bütçe" deyince Sayın Bakana ben şunu soruyorum. Sayın Bakanım, özellikle size soru önergesi verdim Saab'la ilgili, cevap alamadım. Tekrar milletvekillerimin huzurunda size soruyorum: Sayın Bakanım, Çin malı, başarısız olmuş, hurdaya çıkmış bir platforma 40 milyon euro verilir mi? Yine, bu Hükûmetin önceki 2 bakanının Bakanlığın kapısından sokmadığı Saab'ta nasıl bir değişiklik oldu da kıymetli oldu? Neye göre teklif aldınız? Bilirkişiler kimlerdi? Başka firmalardan teklif aldınız mı? İhale yapıldı mı? Yerli araç üretimi için pazar araştırması yapıldı mı? Yatırım ve işletme sermayesi hesaplandı mı? Dünyada devlet olarak otomobil üretimi yapan kaç ülke var? Acaba özel sektör mü desteklenmeliydi diye soruyorum. Muhalefet partisi milletvekili olarak soruyu soruyoruz, yanıt alamıyoruz.
Saab'ın -sahici- kendisi 2000-2010 yılları arasında yalnızca toplam 677 adet sattı, 2010'da ise sadece 2 adet, bir kez daha söylüyorum, 2 adet satıldı. Nasıl bir protokolün altına imza atıldı da Saab gibi batık bir marka platformunun fikrî mülkiyetine 120 milyon lira verildi? 120 milyon liraya Türkiye'de 12 tane fabrika kurabilirsiniz. Sayın Bakanım, size soruyoruz yanıt alamıyoruz, anlatıyoruz, anlatmakta ısrar ediyorsunuz ama bir türlü bize cevap vermiyorsunuz ve bizi tatmin etmiyorsunuz. Ve bize kısaca şu cevabı veriyorsunuz: "Millî otomobile karşı mısınız?" Hayır, karşı değiliz ama biz iddia ediyoruz, Çin malı bir hurdaya 40 milyon euro yani 120 milyon TL verilmez.
Siz bu projeyi gerçekleştiremezsiniz. Neden gerçekleştiremezsiniz? Bu platform benzinli araçlara göre eski bir model. Eğer siz bu platformdan bir araç yapacaksanız, çalıştım, fotokopi olan, böyle neye benzediği belli olmayan bir araç ortaya çıkarırsınız. Çünkü, sizin basın açıklamalarınızda görüyorum. Siz diyorsunuz ki: "Biz elektrikli bataryalı araç üreteceğiz." Bu platformdan elektrikli bataryalı araç çıkmaz, çıkmaz. Çünkü, bu platformu değiştiremezsiniz. Sevgili milletvekilleri, bir santim boyutunda oynayamazsınız, bir santim. Rengini değiştirirsiniz, dört kapısını üç kapıya düşürebilirsiniz, deri koltuk yapabilirsiniz, değişiklik yaparsınız ama boyutunu değiştiremezsiniz. Onun için, bu platformdan elektrikli bataryalı araç çıkmaz. Çünkü, uluslararası, teknolojisi gelişmiş bütün otomobil firmaları denedi, başarısız oldu. Buna Mercedes dâhil. Bu platformlardan elektrikli araç çıkmadı. Sadece BMW'nin 3i serisi başarılı oldu. O da platformunu değiştirerek başarılı oldu. Eğer siz "Bu platformdan biz bataryalı araç çıkaracağız." diyorsanız, size göstereyim, aynen şöyle bir şey çıkar. Yani iki santim arkadan, dört santim önden şekilde ortaya böyle bir şey çıkar. Yani kasayı değiştirirsiniz, ortaya böyle bir araç çıkar.
Sayın Bakanım, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak millî otomobile karşı değiliz, gerekirse fikirsel anlamda destek verelim. Eğer Türkiye'de bir millî otomobil ortaya çıkaracaksak üniversite, sanayi, özel sektörle birlikte bir araya gelip bir proje üretiriz, bunun maliyetini, yatırım bedelini, tanıtım bedelini ortaya koyarız, bunu da devlet olarak, hükûmet olarak destekleriz, özel sektörün önünü açarız. Biz otomobilde başarılıyız. Zaten yüzde 85'i yerli otomobilimiz var ama siz ısrar ediyorsanız ben size söyleyeyim: Sizin istediğiniz otomobili ben yirmi yıl önce yaptım, Anadol taksileri kestim, kamyonete çevirdim. Alın bu da yerli otomobil. Bugün Ford Cargo yapıyor, otomobilin yüzde 80'ini, yüzde 85'ini yerli olarak üretiyor. Bunun adını da "yerli" koyabilirsiniz. Ama Sayın Bakanım sizin düşündüğünüz gibi bu platformdan yerli oto çıkmaz. Onun için, biz halkın parasını boşa harcamanızı istemiyoruz.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)