GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Morityus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:35
Tarih:29.01.2016

HDP GRUBU ADINA BESİME KONCA (Siirt) - Siirt'e doğru yolculuk yapmayacağım, Bitlis'te kalacağım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, Morityus'la anlaşmalar yapıyoruz; Meclisimize geliyor, ticari anlaşmalar.

Morityus'a baktım, Afrika'da küçük bir ada ve 259 kilometrekare yüzölçümü, 76.605 nüfusu var. 2 tane turistik yeri varmış; renkli topraklar, yedi renk toprak ve 1 tane de şelalesi varmış; gittiğinizde mest olurmuşsunuz. Turistik yerleri varmış, otelleri varmış.

AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Şelalenin yüksekliği ne kadarmış?

BESİME KONCA (Devamla) - Bunun için konuşmayacağım, şuraya getireceğim:

AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Şelalenin yüksekliğini de söyleyin, tamam.

BESİME KONCA (Devamla) - Anlaşmayı siz yapıyorsanız sizin öğrenmeniz lazım, ben anlaşma yapmadım. (HDP sıralarından alkışlar)

AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Hepsini öğrenmişsin onu da söyleyiver.

BESİME KONCA (Devamla) - Siz onu öğrenin.

Şelaleye hangi yatırımı yapacaksınız? Nasıl kanalizasyon ya da başka şeyler yapacaksanız onu siz düşünün, benim düşünmem gerekmiyor.

AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Hepsini öğrenmişsin, işte şelaleyi de söyle.

BESİME KONCA (Devamla) - Hayır yani dediniz ya "Bitlis'ten Morityus'a nasıl geldiniz?" Biz de "Madem buradayız, bu anlaşma yapılıyor, ülkemize nasıl bir hayrı olacak, hangi zenginlikler gelecek, hangileri gidecek öğrenelim." dedik, kötü bir şey yapmadık.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ama Morityus'a son uçağa yarım saat kaldı!

BESİME KONCA (Devamla) - Onun için şunu söyleyeyim, evet Hakkâri de... Hakkâri ya da Bitlis birbirine çok yakındır. Siz 80 bin nüfusu olan Hakkâri'yi il olmaktan çıkarmayı düşünüyorsunuz, yüzölçümü de daha fazladır ve siz işte, dediğimiz gibi 76 bin nüfusu olan, 259 metrekarelik bir yerin bir ülke olduğunu, bir hükûmetinin olduğunu ve orayla ticari ilişkiler geliştirerek bir zenginlik kaynağı geliştireceğinizi düşünüyorsunuz. Şırnak'ı da il olmaktan çıkarmayı düşünüyorsunuz, taşıyacağınızı söylüyorsunuz. İşte fark budur; bizim eleştirdiğimiz, bizim söylediğimiz "Doğru siyaset yapmıyorsunuz." dediğimiz noktalar bunlardır arkadaşlar.

Eğer kendi içimizdeki o gelişimi, o zenginliği, Hakkâri'yi, Şırnak'ı, Siirt'i... Siirt'e de değineyim, bakın bu kadar yasa çıkarıyoruz... Bu yıl olağanüstü hâl ilan edilerek Siirt'in birçok ilçesinde, Pervari'de, Şirvan'da, Baykan'da yasak bölgeler ilan edildiği için...

Siirt'in çok zengin güzellikleri var; kızvanı var, kızvanından... Türkçede "menengiç" kahvesi dediğimiz şey. Kızvan Siirt'te dağı, taşı dolu olan bir yerdir. Yasaklı bölge ilan edildiği için kızvanlar toplanmadı, fıstıklar toplanmadı, narlar hâlen orada çatlıyor köylerde çünkü "Yasaklı bölgedir, gidilmeyecek." dendi ve o zenginlik orada çürütüldü.

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Uluslararası sözleşmeyle ilgili konuşmanız lazım İç Tüzük gereği. Morityus, Morityus...

BESİME KONCA (Devamla) - Biz 250 kilometrekaresi olan bir yere yatırım yapmak için burada yasa çıkarıyoruz ama oradaki yasaklı bölgeyi kaldırmıyoruz. O kızvandan çok güzel kahve yapılır, sağlığa çok yararlıdır, sabunu yapılır; kele de iyi gelir, başı kel olan arkadaşlar alıp bunu kullanabilir. (Gülüşmeler)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Çok ayıp ya!

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Adresi bir daha alayım, adresi.

BESİME KONCA (Devamla) - Kele de iyi geliyor, bütün kel olanlar üstüne alabilir.

Ayrıca fıstığıyla, tarımıyla zengin bir şehirdir. Bağlantı kurmak istiyorsanız...

BAŞKAN - Şimdi, bütün kel olanlar da sataşmadan söz istemesinler Sayın Konca, lütfen, şahsiyatla uğraşmayalım, sataşmaya meydan vermeyelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BESİME KONCA (Devamla) - Olabilir... Hayır, ben şahısları söylemedim, neye yaradığını söyledim. Böyle bir katkısı var, satılıyor.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sataşma yok, biz adres istiyoruz, adres.

BESİME KONCA (Devamla) - Biz bunun ticaretini yapabiliriz. Kadınlar için, oradaki gençler için kooperatif kurabiliriz, bunun tanıtımını bütün dillere çevirerek sizin dediğiniz bu Morityus'a ya da başka tanımladığınız bir sürü ülkeye götürüp satabiliriz, tanıtımını yapabiliriz. Bunların hepsi için yasa çıkarmaya da gerek yok, kooperatifler boyutuyla bunu yapabiliriz. Geliştirmek de istiyoruz ama insanlar bu durumdan dolayı, bu süreçte yasaklı mantıktan dolayı, geçmişte köyler boşaltıldığı için, şimdi birçok köye korucu yerleştiği için ve korucu o köydeki insanların oraya tekrar dönmesini kabul etmediği için yapamıyoruz bu işleri. Zenginlik buradadır, yatırım burada olabilir, kaynaklar burada olabilir, bunları değerlendirebiliriz.

Bütün zamanımı uzun uzun kullanmayacağım. Deminki tartışmalarda yerinden sataşan AKP Grubundan sayın bir milletvekilimiz şöyle dedi: "Siz emperyalizmle iş birliğinin hesabını vereceksiniz. Siz silahlı örgütlerle yaptığınız iş birliğinin hesabını vereceksiniz." Emperyalist güçleri biliyoruz, Amerika'dır, İsrail'dir...

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Rusya emperyalist değil mi?

BESİME KONCA (Devamla) - Evet, Rusya'dır. Siz Rusya'yla alttan alta görüşmeler yapıyorsunuz, ileride büyük ihtimalle görüşülecek. Dediğiniz gibi, Esad gibi neredeyse Rusya da kardeşimdi, Putin Sayın Erdoğan'ın arkadaşıydı, en iyi dostuydu, anlayanıydı.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Ticaret yapıyoruz.

BESİME KONCA (Devamla) - Yarın bir gün ne olacağını bilmiyoruz. Eğer İsrail'le askerî anlaşmalarınıza açıp bakabilirsiniz, emperyalizmle iş birliği varsa bunu yapan her zaman olduğu gibi bütün hükümetler yapmıştır, Sayın Erbakan döneminde de karşıydınız İsrail'e ama en fazla askerî anlaşmaları İsrail'le yapmıştınız. Bugün de siyasetiniz böyledir. Üç yıl"..."(x) dediniz, "İsrail devleti teröristtir, katlediyor Filistinlileri" dediniz. Bugün, iki ay önce dediniz ki "İsrail'e ihtiyacımız var, ilişkilerimizi geliştireceğiz." Terörle iş birliği yapanlar sizsiniz. Demin söylediğimiz gibi...

FATMA BENLİ (İstanbul) - Ambargonun kaldırılması şartımız vardı.

BESİME KONCA (Devamla) - Ambargo şu bu değil, siyaset bir çizgidir, bir doğrudur, yüz yıl da geçse doğru doğrudur. Doğru zamanda doğru yerde savunursunuz. Üç ay böyleyiz, dört ay böyleyiz demeyiz. O zaman eğriniz doğrunuz da Taha Akyol'un programı gibi, eğri ve doğrularımızı artık biraz netleştirelim. Hangisi eğridir, hangisi doğrudur, biz de bilmiyoruz çünkü çok hızlı değişiyor, çok hızlı farklılaşıyor.

Demin yine arkadaşımız sordu, PYD'yi terör listesine almış mısınız, almamış mısınız? Demin söyledim kayıtlara geçmediği için tekrarlayacağım. Karakozak köyünden Süleyman Şah Türbesi'ni Eşme köyüne getirdiniz. O dönemde ilişki kurdunuz, Sayın Müslim'le çeşitli düzeylerde görüşmeler ve tartışmalar yaptınız, ilişkiler geliştirmişsiniz. Şimdi, siz bu ilişkileri geliştirirken, bu tartışmaları yürütürken terörist değiller çünkü mutlaka düşündüğünüz bir çıkar ilişkisi, hesapladığınız bir strateji var, derin stratejileriniz var. İnsanlar dik durdu, sağlam durdukları noktada da işinize gelmediği zaman terörist oluyorlar. O zaman bunun için ne diyeceğiz? Madem sizin için PYD teröristtir, biz de o zaman gensoru vereceğiz, diyeceğiz ki: Teröristle niye ilişkiniz var? Eşme'de niye ortaklaştınız, görüşmeleri niye getirip gerçekleştirdiniz? Bunu sataşma, şu bu için söylemiyorum, bir mantığın doğru anlaşılması açısından söylüyorum.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Kürt katili Esad'la iş birliği yaptınız.

BESİME KONCA (Devamla) - Bak, Eşme'nin üzerinden çok zaman geçmedi. Doğrularınız varsa her zaman savunun, biz de yanında duralım. Yanlışlarınız da sık sık değişmesin, tutumlarınız net olsun. Bunları da eleştirelim, bunların karşısında da tutum alalım. Siz de doğrularımızı, yanlışlarımızı eleştirebilirsiniz ama bu siyasette ya da bu Parlamentoda çok yeniyim, ikinci kezdir buraya geliyorum, topu topu beş gün burada kaldım. Aynı şeyleri sizde duydum, aynı şeyleri. Bize tepki gösterdiğiniz, eleştirdiğiniz kavramlar tek kavramdır. Farklı biçimde siyaseten büyüdük mü, geliştik mi, Türkiye'nin sorunlarına nasıl çözüm getireceğiz, nasıl farklılıklar yaratabiliriz; buna dair, perspektifimize dair tek bir eleştiriniz yok. Israrla "Teröre destek veriyorsunuz. Teröre niye 'sus' demiyorsunuz, niye lanetlemiyorsunuz?" diyorsunuz. Türkiye bunun dışında farklı bir gerçekliktir. Çok şey söylüyoruz. Programımızda da partimizin çalışmalarında da söylediğimiz ve yapmaya çalıştığımız çok şey var.

Kürt hareketi, o gün de söyledim, 1990'larda yaptığımız, 1990'larda yaşadığımız, 2000'lerde yaşadığımız, AKP Hükûmeti iktidara geldiğinde önemsediğimiz, atfettiğimiz, yapabileceğine inandığımız, yaşadığımız süreçler var, geliştirilen tartışmalar var, ortaklaşmalar var.

Bak, bugün Sayın Arınç yine söyledi, yine hatırlatayım, Sayın Erdoğan'ın haberinin olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dolmabahçe'den haberinin olduğunu. Hatta "Bazı arkadaşlarımız özel işlerini bile Cumhurbaşkanına danışır." değerlendirmesi var. Özel işlerin danışıldığı bir Cumhurbaşkanıyla böyle bir sorunun mutlaka ortaklaşıldığını söyleyen sizin emektarınız. Sizin çok saygı duyduğunuz arkadaşınız bunları söylüyor. Biz söylesek bize başka bir tepki gösterip "Teröre sus." diyeceksiniz, "Teröre sesinizi çıkarın." diyeceksiniz. Ama, siyaset başka bir şeydir. Bakın, arkadaşlar, yarın bir gün bu süreçler değişecek. Yine, oturacağız, yine tartışacağız; siz olursunuz ya da başkaları olur. Siyaset başka bir şeydir. Çok uzatmayacağım, bütün zamanımı da kullanmayacağım ama Morityus için, kısaca, Hakkâri'yle, Şırnak'la karşılaştırmak için, oraya verdiğiniz önemi buradaki illere, kürdistana da vermeniz için dile getirdim.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)