GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifinin 1. Maddesinin Tekriri Müzakeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:34
Tarih:28.01.2016

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ısrarla kaç gündür hep dile getiriyoruz, 24 sivil vatandaşımız bir bodrumda, bu konuda girişimler var.

FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Yeter artık ya, bıktık ya!

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Ya, arkadaşlar, lütfen bir dinleyin, daha "Bismillah" demeden siz bağırıyorsunuz. Yeni bir durumdan bahsedeceğiz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ABDULLAH ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Ama bunu hep dinledik.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyelim hatibi!

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Şimdi, bu, Veli Çiçek isminde 13 yaşında bir çocuk. Eminim çoğunuzun 13-14 yaşında çocuğunuz vardır veya yeğenleri vardır çocuğu olmayanların. Bakın, şu anda buradan yüce Meclise hitap ediyorum ve ismini zikrediyorum: Veli Çiçek'in şu anda durumu giderek kritikleşti. Korkarım ki -bakın, arkadaşlar tepki gösteriyor- yarın bu Meclis çalışmaya başladığı zaman arkadaşlarımızdan biri çıkar da "Veli Çiçek -13 yaşında bir çocuk- hastaneye kaldırılmadığı için, bodrumda olduğu için hayatını kaybetti." derse...

ABDULLAH ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Bundan üzüntü duymanız lazım sizin.

AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Ambulans orada bekliyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, istirham ediyorum.

Sayın Adıyaman, siz konuşun, Genel Kurula hitap edin.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, gerçekten vahim bir durum.

AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Ya ambulansın geçişine müsaade edin arkadaşlar, madem öyle. Kapatın çukurları, gitsin ambulans, gidemiyor.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, ambulans gidiyor arkadaşlar. Bakanlıkla görüşmelerimiz var, milletvekili arkadaşlarımız görüşüyor hem Sağlık Bakanlığıyla -belli ki sizin kendi bakanlığınızla irtibatınız yok- hem İçişleri Bakanlığıyla görüşülüyor. Defalarca ambulans gidiyor ama oradaki güvenlik güçleri ambulans gittikten bir müddet sonra âdeta bir çatışma havası veriyor, bizatihi kendileri giden sağlık görevlilerine "Hayatınız risktedir, biz hiçbir sorumluluk kabul etmiyoruz." diyor ve çatışma ortamı varmış gibi bir hava yaratılıyor, ambulans geri dönüyor. Yani, biraz empati kurun, biraz farklı bir perspektifle bakın. Salt böyle ön yargılarla, çoğunluk psikolojisiyle tepki göstermenin bir anlamı yok.

Bakın, isim zikrediyorum, 13 yaşında bir çocuk -ben vicdan azabı çekiyorum, dile getiriyorum, sorumluluk hissediyorum, burada dile getiriyorum- ve yarın bir arkadaşımız çıkar bu 13 yaşındaki çocuğun hayatını kaybettiğini söylerse tıpkı geçen gün burada 1920'lerde bir cumhuriyet savcısının rüyalarına nasıl Kürtçe bilmediği için salt idam edilen şahıs giriyor idiyse bu çocuk hepinizin rüyasına girecektir. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bizim burada derdimiz sizinle polemik yaşamak değil, derdimiz birbirimize laf atmak, laf yetiştirmek değil.

Bakın, arkadaşlar, ben hukukçuyum, AKP Grubundan hep şu sesleri duyuyoruz: "Oradakiler sivil değil, teröristtir." Velev ki sizin söylediğiniz olsa dahi, bakın arkadaşlar, demokratik bir ülkede kim olursa olsun, suçlu suçsuz, sıfatı ne olursa olsun, demokratik bir devletin öncelikli görevi yaralı şahısları alıp tedavi etmektir. Tedavi ettikten sonra yargılama hakkı başlar varsa suçu.

HASAN TURAN (İstanbul) - Tamam, devlete teslim olsunlar.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Şimdi, bakın, gereksiz tepkiler göstermenize gerek yok.

HASAN TURAN (İstanbul) - Devlete teslim olsunlar.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - İşte arkadaşım, senin zihniyetin değişmez, ne söylersem boş. Burada hukuki bir durumdan bahsediyorum, siz ezberlediğiniz bir şey söylüyorsunuz. Velev ki söylediğiniz gibi olsun. Bakın, bahsettiğim çocuk bu arkadaşlar, geldi fotoğrafı bana. Bahsettiğim çocuk bu, buyurun.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Orada ne işi var?

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - İşte, yani evinin bodrumuna sıkışmış çocuğun orada ne işi var? Dağda mıdır Hanımefendi, dağda mıdır? Cizre'nin mahallesinde, kendi mahallesinde, kendi evinde arkadaşlar, dağdan bahsetmiyoruz. "Ne işi var?" diye ne kadar rahat soruyorsunuz, ne kadar sorumsuzca soruyorsunuz? Vicdanınız hiç sızlamıyor mu arkadaşım? Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde bir bodrumda. Nerede olur bir insan? Dağ başında mı olacak? Elbette mahallede, evinde, sokağa çıkma yasağı var.

Peki, hepinizi saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)