| Konu: | Diyarbakır Sur'da şehit olan 5 güvenlik görevlisini rahmetle andığına ve Misakımillî'nin kabulünün 96'ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 28.01.2016 |
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Ben de sözlerime dün kaybetmiş olduğumuz 4 şehidimizi hatırlatmak ve onlara rahmet dilemek suretiyle başlamak isterim.
Dün 4 şehit verdik, daha evvel verdiğimiz gibi. Fakat şu hususu dikkatlerinize sunmak isterim: Şehitlerimize sanki birer meta gibi, sanki birer nesne gibi, adına bazen "güvenlik görevlisi", bazen "polis", bazen "asker" diyerek geçiyoruz. Kabul etmek gerekir ki değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar, bu insanların bir ismi var, bu insanların bir hikâyesi var; bu insanların aileleri, nişanlıları, eşleri, çocukları var, ebeveynleri var. O bakımdan, şu eleştiriyi yahut şu hususu bir daha gözden geçirmek gerekir: "Efendim, bunların görevidir, zaten bu görevi yapmak üzere vazife yapıyorlar. O bakımdan da bunu bu şekilde görmek gerekir."
Değerli arkadaşlar, bugün yahut daha evvel bu kürsüden yapmış olduğumuz konuşmalarda hep insanı öne çıkaran, insanı merkeze alan konuşmalar yapıyoruz. Kabul etmek gerekir ki eğer insanı merkeze alıyorsak ister güvenlik görevlisi olsun ister asker, polis olsun, bunların sadece görevi değil, aynı zamanda hayatlarının olduğu, adlarının olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
O bakımdan yüzbaşının adı Yiğit Can'dı, astsubayın adı Özgür Erdoğan'dı, komiser yardımcısının adı Zekeriya Bilgen'di, uzman çavuşun adı Osman Ateş'ti, hepsi bu ülkenin evlatlarıydı. Osman Ateş de benim hemşehrimdi, Tokatlıydı, Pazar ilçesindendi ve şu saatlerde cenazesini defnediyoruz.
Ben hepsine Allah'tan rahmet diliyorum, bütün şehitlerimize; yakınlarına başsağlığı diliyorum, milletimize başsağlığı diliyorum. Ama özellikle vurgulamak isterim ki bu insanların hayat hikâyelerini görmezden gelerek, bu insanların ailelerini, canlarını, çocuklarını görmezden gelerek bir yorum yapmayı da eksik buluyorum, bunu hatırlatmak istedim.
Bir başka husus: Bugün, evet, Misakımillî'nin 96'ncı yılı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Çakır.
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Bitiriyorum efendim.
Değerli arkadaşlar, Misakımillî, nihayetinde uluslararası anlaşmalarla tanımlanmış ve tespit edilmiş sınırlarımızdır. Fakat kabul etmek gerekir ki bu sınırların tamamında bir yapaylık söz konusudur; doğallık, tabiilik değil. Ve uluslararası güçler daha 20'nci yüzyılın başından itibaren ucu açık kablolar bırakmak suretiyle bugünkü sorunlarımızın âdeta temellerini attılar. Ve daha önemlisi, bugün yaşamış olduğumuz sorunlar da yeni ucu açık kablolar üretmek üzere yapılan işlerdir ve tekrar da aynı coğrafyada, Orta Doğu'da sınırlarla oynamak ve yeni yapay sınırlar oluşturmak üzere gayret ve çabalarının olduğunu gözlemlemekte, görmekteyiz. O bakımdan, son derece müteyakkız olmak zorundayız, son derece uyanık olmak zorundayız. Millet olarak, bütün 78 milyon olarak ve en önemlisi, Parlamento çatısı altındaki 550 milletvekili ve 4 grup olarak bu konuda da uyanık olmak durumundayız ve bu yapay sınırların tekrardan oluşturulmasına ve geleceğimizi ilzam etmesine fırsat vermemeliyiz.
Çok teşekkür ederim.