GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:33
Tarih:27.01.2016

ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP'nin Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük'ün 104'üncü ve 105'inci maddelerine göre Meclis araştırması açılması için verdiği grup önerisi aleyhine AK PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyine bağlı olan uluslararası bir mahkemedir. 1959 yılında kurulmuştur. Mahkemenin görevi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerle güvence altına alınmış olan temel hakların korunmasına yönelik kararlar almaktır. Mahkemeye şahıslar, tüzel kişiler ve devletler müracaat edebilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti de, devletimiz de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olup Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini kabul etmiştir. Zaman içerisinde vatandaşlarımız değişik gerekçelerle insan haklarının ihlal edildiğini iddia ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu taleplerle ilgili değişik kararlar vermiştir. Bundan sonra da benzer müracaatlar olacak, mahkeme de yine ülkemizle ilgili yeri geldiğinde lehe, yeri geldiğinde aleyhe kararlar verecektir.

Bugün ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan ve Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı olmak üzere hepimizi derinden üzen terör olaylarına karşı güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu terörle mücadele takdire şayandır. Zira, terörle mücadele edilirken terörist-vatandaş ayrımına azami özen gösterilmekte, acele edilmeden sabırla netice almak için gayret gösterilmektedir. Terörle mücadelede vatan evlatlarımız şehit edilmektedir, şehit verilmektedir. Terörle mücadele ederken şehit olan vatan evlatlarımıza Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum; ailelerine, eşlerine, çocuklarına sabırlar diliyorum. Şehitlerimizin bu vatanın gerçek sahibi olduğunu yüksek sesle ifade ediyor ve bu emanete sahip çıkacağımızı, çıkmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum.

Yine, terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin de -ki şu an, ben burada bu konuşmayı yaparken güneydoğuda güvenlik güçlerimiz terörle mücadeleye devam etmektedir- Allah'ın yardımlarının üzerlerinde olmasını temenni ediyor, güvenlik güçlerimize terörle mücadelede yukarıda belirttiğim hassasiyeti gösterdikleri için de çok teşekkür ediyorum.

Bir hususu daha ifade etmek istiyorum: Güvenlik güçlerimizin her gün şehit vererek, titiz, teröristi vatandaştan ayırarak yürüttüğü terörle mücadele bölge halkı ve vatandaşlarımız tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bu husus kamuoyunca da bilinmektedir. Terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin karşısına çıkarılan vatandaşlarımız artık kendilerini canlı kalkan olarak kullanan, evlerini işgal eden, sokaklarını çukura çeviren, iş makinelerini yakan ve kendilerine hayatı zindan eden terör örgütüne karşı yüksek sesle tepkilerini açıkça ortaya koymaktadırlar ve fırsatını bulduklarında da yine güvenlik güçlerimize ve devletimize sığınmaktadırlar. Devam eden terör mücadelesi, kesinlikle ve kesinlikle, Kürtlere ve Kürt vatandaşlarımıza karşı yapılan bir mücadele değildir; kendi insanı başta olmak üzere, bölge insanına ve ülkemizin kalkınması ve refahına karşı olan terör örgütüne karşı yapılan bir mücadeledir.

Son on üç yılda AK PARTİ hükûmetleri döneminde milletimize ve ülkemize olan sevdamızla her alanda çok büyük hizmetler, çok büyük yatırımlar ve köklü reformlar gerçekleştirdik. Ülkemizin daha demokratik, daha özgür, daha müreffeh, huzurlu ve güvenli bir ülke olması için attığımız adımlar ülkemizin çehresini değiştirdi. Bu durum halkımız tarafından da takdir edildiğinden, biliyorsunuz, 1 Kasım seçimlerinde 317 milletvekiliyle tekrar tek başına iktidara geldik. Demokratikleşme adımları, ekonomiyi ve sosyal hayatı doğrudan etkileyen, ülkenin doğusunun, batısının, kuzeyinin, güneyinin her alanda güçlü şekilde büyümesine destek olan adımlardır.

Terörle mücadelenin devam ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yapılan yatırımlar o kadar belirgindir ki yeri geldiğinde, milletvekili olarak temsil ettiğim Aydın ilimizde insanlarımız bizleri yolda durdurup "Niye devletimiz sadece doğuya yatırım yapıyor?" diye bizi eleştirmektedirler. Devlet insan için vardır, insana hizmet için vardır. İnsana değer vermeyen, insanı öteleyen, dışlayan, vatandaşları arasında ayrım yapan, kendini vatandaşlarına karşı koruma altına alan bir devlet hizmet üretemez, hakları güvence altına alamaz, ülkeyi büyütemez ve refahı tesis edemez. Bugün, kendi vatandaşlarını tehdit olarak gören devletçi yaklaşımın yerine, farklılıkları zenginlik olarak gören, vatandaşlarına hizmeti esas alan bir anlayış hâkimdir.

Değerli arkadaşlar, yaklaşık sekiz aydır Aydın ilimizi temsilen milletvekili olarak bu Mecliste görev yapmaktayım. Milletvekili olarak asli görevlerimizden birinin millete hizmet etmek için gerekli yasaları çıkarmak olduğunu bilmekteyim. Ancak, ne üzüntü vericidir ki -bilhassa 1 Kasımdan sonra yaşanan süreçte- İç Tüzük'ün muhalefet partilerine verdiği hakların muhalefet partileri tarafından sonuna kadar ve bir hakkın suistimalini oluşturacak şekilde kullanıldığını üzülerek bir avukat olarak da görmüş durumdayım. Bu ise, biliyorsunuz, Meclisimizi çalışmaz hâle getirmektedir. Meclisimiz, bilindiği üzere, kural olarak salı, çarşamba ve perşembe günleri çalışmaktadır. Biliyorsunuz, salı, çarşamba ve perşembe günleri hepimiz buraya yoklama için koştura koştura geliyoruz. Burada ne yapıyoruz? Saat 14.00'te veya 15.00'te buraya geliyoruz, her gün istisnasız dokuz on saat burada konuşma yapıyoruz ve akşam dokuz on gibi esas gündeme geçebiliyoruz. Yani, her gün 550 milletvekilinin yedi sekiz saati bir şekilde kaybettiriliyor, âdeta çalınıyor. Bu, Parlamentonun çalışmasına da açıkça doğru bir yaklaşım değil diye düşünüyorum. Denetim görevinin yasama görevi gibi Meclisin asli, kutsal ve önemli görevlerinden olduğunu kabul ediyorum ancak yasama görevini yaptırmamak amacıyla denetim görevinin kötüye kullanılmasını da kabul etmediğimi açıkça ifade etmek istiyorum.

AK PARTİ olarak 1 Kasım seçimlerinde insanımıza sözler verdik. İnsanımız bizim sözümüzü yerine getireceğimize inandığı için bizlere oy verdi ve tek başına iktidara getirdi. Bizler bu sözleri yerine getirmek için çalışmaya, yasaları çıkarmaya devam edeceğiz.

Çalışmamıza engel olmak amacıyla verildiğine inandığımız... Ki açıkçası çalıştığımız her gün HDP tarafından bir şekilde bir grup önerisi verilerek çalışma yaklaşık iki saat, üç saat ötelenmektedir. Bu önerinin de -içerik, hiçbir tartışmaya girmiyorum- aynı amaçla verilmiş bir grup önerisi olduğuna inandığımız için, AK PARTİ olarak grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu ifade ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)