| Konu: | Aydın Milletvekili Mehmet Erdem ile Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 21.01.2016 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, benim ayrıca bir hususla ilgili de hem Genel Kurulu hem Sayın Aydın Milletvekili Mehmet Erdem'i bilgilendirmem icap ediyor. O bakımdan bir dakikalık ek süre talebim olacak.
Biraz önce yerinden söz alan AK PARTİ Adıyaman Milletvekili herhâlde, Mehmet Erdem...
Doğru mudur?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Aydın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Burada "Adıyaman" yazıyor.
BAŞKAN - Aydın Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Aydın Belediye Başkanımızın gene hemcinsinden bir kadın muhtarımıza yönelik bir baskı süreci uyguladığından bahsetti, böyle bir konuşma yaptı. Konuşma metnini aldım, inceledim. Bir pazar yerinin kömür deposuna çevrildiği ve mahalle halkının bundan müşteki olduğuna dair bir iddia var. Belediyemizle temasa geçeceğiz, sağlıklı bir bilgi alıp Genel Kurulu ve sayın milletvekilimizi bilgilendireceğiz. Önce onu bir söylemek istedim.
İkincisi: Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; belli ki Türkiye daha önce yani AKP'den önce Orta Doğu'da ilk 11'deyken önce yedek kulübesine, sonra tribüne oturtulmuş görünüyor. Korkarım, böyle giderse Türkiye Orta Doğu sürecinde tribünden de stat dışına atılacak. Bu, AKP'nin bölgedeki dış politikasının yanlışlıklarının sonucu.
Gene, şunu artık görüyoruz: Sayın Bakanın da bu Rus askerî varlığının sınırda konuşlanmasını kabulü, itirafı, her ne kadar "merkezî hükûmet askerî birlikleriyle birlikte" dese bile, belli ki Rusya bölgeye yerleşiyor. Hem havadan hem karadan Rusya, güney sınırımızda, 900 kilometrelik sınırımızda çok sorunlu bir bölgede inisiyatif alıyor.
Şimdi, işin özü şudur: Şam'da namaz kılacakken Suriye sınırına kılıç mesafesi yanaşamayacak hâle geldi Türkiye. Bu, Hükûmetin ayıbıdır; bu, Hükûmetin bu politikaları neticesinde dış politikada ve bölgede Türkiye'nin itibarsızlaştığının açık bir göstergesidir. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak, tabii, içimize sindiremiyoruz.
Ayrıca, Hükûmete şu hatırlatmayı da yapmak isterim: Bu süreçte başlangıçta bizi ortaya atanlara karşı Türkiye "Şimdi bizi niye denklem dışı bıraktınız?" diye hesap sormak zorundadır. Türkiye'yi bu işe kim attı, kim öne sürdüyse, kim ileri sürdüyse Hükûmet şimdi onlara gitsin "Biz şimdi niye denklem dışında kaldık?" diye bir sorsun bakalım. Böyle dış politika olmaz. Türkiye'nin itibarı her şeyden önemlidir; elbette yurtta sulh, cihanda sulh ilkesi çerçevesinde.
Teşekkür ederim.